
‘Özgürleştiğimiz gün kanatlanıp uçacak gibiydim. Çünkü
artık korku duvarları yıkılmıştı.” Esma Huseyn, Rakka özgürleştiğinde
hissettiklerini bu sözlerle ifade ediyor. 41 yaşında, DAİŞ çeteleri
tarafından alıkonulan ve bir daha haber almadığı oğlunun ve eşinin izini
sürüyor. Umudunu kaybetmemiş, yoksa o acıların ağırlığını ne ruhu ne de
bedeni taşıyabilirdi.
Belki de Rakka’nın yeniden özgür olması ve o
özgürlük günlerine şahitlik etmesi umudunu sürekli diri tutmasındaki en
büyük etken. Çünkü Esma hem karanlığın hem de aydınlığın içinden geçmiş,
diğer tüm Rakkalı kadınlar gibi sınanmış. Ve şimdi daha güçlü. İkinci
el giysileri satarak geçimini sağlıyor.
Geriye kalan iki çocuğuyla birlikte hayatın tüm yükünü
omuzlamış olsa da, yaşadığı bugünlere şükrederek yoluna devam etmek
zorunda olduğunu biliyor. Karanlığa ve siyaha öfkesi büyük Esma’nın,
öyle ki elbiselerinin renklerini de siyahı öldüren renklerden seçmiş.
Üzerinde mor bir elbise…
O kente, kendisine ve tüm Rakkalılara zorla giydirilen,
dayatılan her ne varsa bugün onların tümüne karşı büyük bir zafer
kazanmış gibi kendinden emin ve gururla yaşıyor. Kadın savaşçıların DAİŞ
karşısındaki cesareti, şimdi de Esma ve diğer Rakkalı kadınlar
kuşanmış.
…
DAİŞ Rakka’yı hilafetinin başkenti olarak seçmişti. Bu
kentte kurmuş olduğu hakimiyetle tüm Ortadoğu’yu ve dünyanın diğer
kıtalarını tehdit ediyordu. Kıyısından bile geçilmez denilen bu kentin
özgürleştirilmesine cesaret edenler, YPG ve YPJ’nin de çatısı altında
bulunan Demokratik Suriye Güçleri’ydi.
Aylar süren kıyasıya bir savaştan
sonra Ekim 2017 tarihinde tamamen özgürleşti.
Özgürlüğün mutluluğunu ve sevincini en çok da Rakkalı
kadınlar ve onlarla birlikte Ortadoğu ve dünya kadınları yaşadı. Birkaç
gün önce Rakka’ya gittiğimde bu duyguları bir kez daha yaşadım. Biz tüm
kadınlar adına karanlığa karşı savaşan, Êzîdî, Arap, Süryanî, Türkmen ve
diğer halktan insanların, kadınların intikamını alan alnı öpülesi kadın
savaşçıların bizlere armağan ettiği onurla yürüdüm o kentin
sokaklarında.
Kent yıkılmış, büyük bir bölümü harabeye dönmüş olsa da,
umutsuzluğu öteleyen, kovan mutlu, umutlu bir hareketlilik var.
Rakkalılar hayata dört elle sarılmış, bir zamanlar karanlığın üzerine
çekildiği ve sonra da harabeye dönüşen kentin yüzünü değiştirmeye
çalışıyorlar. Tutsak oldukları günlerde onlara büyülü ve gerçekleşmesi
zor gibi görünen, özgürlüğü ve onunla gelen yaşamlarını yeniden inşa
etmek için çabalıyorlar.
Kentin kalabalığı, önemli bir oranda kente dönüşün
olduğunu da -istatistiki verilere ihtiyaç duymadan- gösteriyor. Herkes
hareket halinde; bir yandan kentin yeniden inşa çalışmaları sürüyor, bir
yandan da kentin demokratik, özgür ve eşit bir temelde nasıl bir sistem
kazanacağı yönünde mahalle komin ve kent meclisinde hummalı çalışmalar
var.
Ara ara yakalamış oldukları huzuru ve güvenli yaşam
şartlarını zedeleyen olaylar gelişse de, ‘kadınların özgürlük kenti’
tanımına uygun, geleceğini inşa etme kararlılığında Rakkalılar.
…
Rakka Kadın Meclisi bürosunda karşılaştığım ve hikayesini
dinlediğim Esma “YPG, YPJ ve QSD güçlerinin Rakka’yı özgürleştirme
hamlesini başlattıklarını duyduğumda özgürleşeceğimizden çok emindim.
Gerçekten onlar sayesinde özgürlüğün tadına vardık. Özgürleştiğimiz gün
kanatlanıp uçacak gibiydim. Çünkü artık korku duvarları yıkılmıştı.
Şimdi şehrimizde her şeyimiz var, güvenliğimiz var. Özellikle de
kadınlar özgür. Artık çocuklarım istediklerini giyiyor, okula
başladılar. Durumumuz çok iyi” diyerek Rakka’da hayatı özetliyor.
Dünyanın her yerinde gericiliğe, zulme, baskıya ve erkek
terörüne başkaldıran; dünyayı eşitliğin, özgürlüğün sarmalamasını hayal
eden ve bunun için el ele tutuşan, birbirine sesini ulaştırmaya çalışan
milyonları bulan kadınlar var. İşte Esma da kadınların bu gücüne duyduğu
güvenle, “Kadınlar dünya çapında el ele vermeli. Hayatımızın üzerine
erkek eliyle çekilen kara perdeyi yırtıp atabiliriz” sözleriyle
kadınlara sesleniyor…
Yorumlar
Yorum Gönder