HDP’nin 24 Haziran seçimlerinde İzmir’den
milletvekili adayı olarak gösterdiği Yalçın Yanık, ataları Anadolu’ya
Afrika’dan köle olarak getirilen ve asgari ücretle çalışan bir saya
işçisi. Yanık’la birlikte Türkiye tarihinde ilk defa Afrika kökenli bir
yurttaş da milletvekili adayı oldu.
AHMET KANBAL/RUKEN DEMİR
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 24 Haziran
seçimlerinde milletvekili adayı olarak gösterdiği dikkat çekici
isimlerden biri Yalçın Yanık. İzmir’de Birinci Bölge 3’üncü sıra adayı
olarak gösterilen Yanık, “Afro-Türkler” olarak bilinen Afrika kökenli
bir yurttaş.
15’inci yüzyıldan itibaren Afrika’dan köle olarak
Anadolu’ya getirilip, köle ticaretinin yasaklandığı 19. yüzyılın ikinci
yarısına kadar buradan Avrupa ülkelerine gönderildiler. Kimisi ise bugün
hala mülteciler için Avrupa ülkelerine geçiş noktası olan İzmir, Manisa
ve Aydın gibi kentlerde yaşamlarını sürdürmeye devam etti. Bugün
sayıları on binleri bulan Afro-Türkler, hemen her dönem ten renkleri
yüzünden ötekileştirmeye maruz kaldı. Devlet dairelerinde çalışan Afrika
kökenli yurttaşların sayısı ise bir elin parmaklarını geçmedi.
HDP listesinden milletvekili adayı olarak gösterilen
Yalçın Yanık’la birlikte Türkiye tarihinde ilk defa Afrika kökenli bir
yurttaş da milletvekili adayı oldu. Yanık, Afro-Türk olmasının yanında
saya; yani deri, kundura ve ayakkabı işçisi bir emekçi aynı zamanda.
Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) kuruluş sürecinden bu yana Emek
Meclisi içinde de görev alan Yanık, 2017’ye damgasını vuran saya
işçilerinin mücadelesinde de öne çıkan isimlerden biri oldu. Yine bir
grup arkadaşı ile birlikte saya işçilerinin haklarını savunmak için
Deri, Kundura ve Ayakkabı İşçileri Derneği’nin kuruluşunda yer aldı.
Yanık, bu profili ile Afro-Türklerin yanı sıra emekçilerin de sesi,
kulağı olacak bir isim.
Mültecilerin İzmirli Mandelası
Yanık, emekçi kimliğinin yanı sıra 2011’de Suriye’de
başlayan savaş süreci ile birlikte Türkiye’ye gelen milyonlarca
mültecinin de “İyilik meleği” olarak tanınıyor. Mültecilerin ilk
geldikleri dönemlerde sokaklarda barınmak zorunda kalmaları, yemek
ihtiyaçlarının devlet kurumları tarafından karşılanamaması ve
ötekileştirilmelerine karşı Yanık, bir grup arkadaşı ile birlikte seyyar
mutfak kurup mültecilerin yardımına koştu.
Başlatmış oldukları bu kampanyanın duyulması üzerine
mültecilerle dayanışmak üzere benzer girişimler kentin başka yerlerine
de yayıldı. Yanık gösterdiği bu çabayla “İzmir’in İyilik Meleği”,
“İzmirli Mandela” ve “Mültecilerin Siyah Meleği” olarak anılmaya
başladı.
Dedelerinin köle olarak getirildiği topraklarda bugün
yönetime talip olan Yanık, hayat hikayesini, neden milletvekili adayı
olduğunu, vaatlerini ve HDP’yi tercih gerekçelerini Mezopotamya
Ajansı’na (MA) anlattı.
Köle bir ailenin çocuğu
Osmanlı döneminde köle olarak getirilmiş bir ailenin
çocuğu olarak 1960’da Aydın’da doğduğunu belirten Yanık, kendisini “40
senedir İzmir’de yaşamaktayım. Emeğimle geçinen, deri işçiliği yapan,
oradan emekli olmuş bir adayım” sözleriyle tanıttı. Türkiye’deki Afrika
kökenli siyahilerin büyük bir kesiminin buraya geliş hikayelerini dahi
bilmediklerini belirten Yanık, bunun nedenini ise şu sözlerle aktardı:
“Çünkü elimizde yazılı ve kısmen de sözlü olarak bir materyal yok.
Bizler ancak büyük dedelerimizden, ninelerimizden aldığımız birkaç cümle
ile sınırlı biliyoruz. Bazı Afrika kökenli arkadaşlarımızın geliş
hikayeleri biraz daha farklı. Daha donanımlı ve geliş hikayelerini daha
fazla bilen arkadaşlarımız var. Ancak genellikle çoğumuz geliş
hikayemizi bilmiyoruz. İşte bir kısmımız hac yolundan gelmişiz. Bir
kısmımız da Osmanlı ve Avrupa arasındaki köle ticareti, Osmanlı’nın geri
çekilmesinin ardından Avrupa’daki siyahi yurttaşların da Osmanlı ile
birlikte gelmesi ya da gönderilmesi sonrası yerleştirilmesiyle
buradayız. Daha çok Çukurova’da, olduğu söyleniyor. Ama biz Ege
Bölgesi’nde doğup büyüdüğümüz için İzmir, Aydın, Muğla bölgesinde çok
daha fazla Afrika kökenli var. Biz kendimizi daha önce ten rengimizden
dolayı Arap olarak görüyorduk. Ama biz Afrika kökenliyiz. Biz bunu son
12-13 yıl içinde araştırdık ve bir dernek kurduk.”
40 yıldır saya işçisi
40 yıl boyunca saya işçiliği yaparak hayatını idame
ettiren Yanık’a göre, Türkiye’de işçi olmak, emeğiyle geçinmek ise
dünyanın en zor meziyetlerinden biri. “Biz de payımıza düşen o
zorlukları çektik ve halen çekmekteyiz. Diğer işçi arkadaşlarımız gibi,
ezilenler gibi sorunlarımız hiçbir zaman bitmedi. Halen de işçiler,
güvencesiz, sigortasız, sendikasız, sağlıksız koşullarda uzun iş
saatlerine maruz kalarak çalışıyorlar” diyen Yanık, tüm bunların
düzelmesi için mücadele ettiğini ifade etti.
Bütün ezilenlerin adayı
Yanık, milletvekili adayı olma sürecinin nasıl geliştiği
hakkında da bilgi verdi. Savunduğu dünya görüşü ile bugüne kadar
emekçilerin, ezilenlerin arasında bulunması, onlarla dayanışma içinde
olmasının kendisini adaylık sürecinin yolunu açtığını dile getiren
Yanık, “Çünkü ben bunların sadece yerelliklerde değil, başka alanlarda
da sürdürülmesi gerektiğine inanıyorum. Propagandasının yapılması
gerektiğine inanıyorum ve bu nedenle HDP’den aday oldum. Bu tabi ki
benim için pozitif bir ayrımcılık. Sadece Afrika kökenli azınlıkları
değil, Türkiye’deki bütün azınlıkları, haksızlığa uğrayan bütün
unsurların temsiliyetini de kendimde hissediyorum” şeklinde konuştu.
Yanık, HDP’nin seçime girmesinin ezilenlerin,
sömürülenlerin taleplerinin karşılanmasının yanı sıra işlevini yitirmiş
Meclis’in de işler hale getirilmesini beraberinde getireceğini söyledi.
Yeni kurucu anayasa
Yeni bir kurucu anayasa yapılmasını yüksek sesle ancak
HDP’de dile getirebileceğini vurgulayan Yanık, “Bu topraklar bütün
insanlığa ait topraklar. Sınırsız ve sınıfsız bir dünya istiyorum” dedi.
Pazarda emekçi, çevresinde alim ve sürgün bir siyasetçi
İzmir’in Fisli adayı
HDP’nin birbirinden renkli milletvekili adaylarından biri
olan Ferzende Deniz, ekmeğini pazarda kazanan bir din alimi. Lice’den
İzmir’e göçertilmiş Deniz, seçmene “Oy kullanırken ülke yönetimini
teslim edeceğiniz emanetçinin güvenirliğine bakın” çağrısı yaptı.
İzmir 1’inci bölge milletvekili adaylarından biri olan
Ferzende Deniz, pazarlarda tezgahtarlık yapan bir emekçi. Aynı zamanda
bir din âlimi olan Deniz, Amed’in Lice ilçesine bağlı Fis köyünde
1968’de dünyaya geldi. Medrese eğitimi alan Deniz, 1993’te köy
boşaltmaları ve baskılar sonucu ailesi ile birlikte İzmir’e göç etmek
zorunda kaldı.
Ağır ve uzun mesaisi olan pazarcılık işinin dışında din
alimliğini sürdüren ve 1996’dan bu yana demokratik Kürt siyasetti
geleneğinden gelen partilerin çeşitli kademelerinde görev aldı.
Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi olan Deniz, İzmir Din Alimleri
Derneği’nin kurucuları arasında bulunuyor. Deniz, şehit düşen Kürt
gençlerinin cenaze namazını kıldırdığı için hakkında iki kez açılan
davalardan toplamda 7 ay 15 gün cezaevinde de kaldı.
Tüm toplum HDP’de buluşuyor
Siyasi partilerin tüzük ve programlarını incelediğini ve
farklı kültürleri, inançları, halkları barındıran tek partinin HDP
olduğunu belirten Deniz, şunları söyledi: “Diğer siyasi partilerin tüzük
ve programına baktığımız zaman tekçilik üzerine kurulu bir durum
görüyoruz. Halklar adına siyasi bir programları yok. Kültürel anlamda ve
inançlar anlamında bir programları yok. Ama HDP’de tüm bunları
bulabiliyorsunuz. Aynı zamanda kendini özgürce ifade edebileceğin bir
yer. HDP’nin ortaya koymuş olduğu program ve tüzüğü sadece Türkiye’de
değil gerçekten de Ortadoğu’nun şu anda çıkmazı olan kaos, gözyaşı ve
diktatörlüklere alternatif olabilecek bir yönetim ve çözüm önerileri
sunuyor. Benim gibi medrese kültüründen gelenlerin yanı sıra Êzîdîler,
Ermeniler, sol sosyalist demokrat kesimler var. Yani HDP Türkiye’nin
kendisi. Tüm toplum HDP’de buluşuyor.”
Emek sorununu da
HDP’nin sınıfsal tutumuna da dikkat çeken Deniz, “Kuran’da
Allah diyor ki; kendi emeği ile geçinenler benim dostlarımdır. Bu
anlamda biz Meclis’e girebilirsek eğer Türkiye’nin en önemli
sorunlarından biri olan emek sorununu da çözmeyi hedefliyoruz” dedi.
Emanetçi güvenilir olmalı
Seçmenlere takım tutar gibi parti tutmamaları gerektiğini
dile getiren Deniz, Kuran’dan ayet örnekleri vererek, seçmenlerin
oylarını kullandıklarında ülke yönetimini birilerine emanet ettiklerinin
farkında olmalarını istedi. Deniz, emanetçinin güvenilir olması
gerektiğini vurgulayarak, “Bu nedenle seçmenler bu yönetimi emanet
verirken partilerin programlarına, tüzüklerine, milletvekili profiline
ve geleceğe baksınlar. Araştırsınlar, sorgulasınlar, düşünsünler ondan
sonra kararını verip oylarını kullansınlar” şeklinde konuştu
AKP dinde tahribat yarattı
AKP’nin 16 yıllık iktidarında dini çok fazla istismar
ettiğinin ve dinin tahribata uğradığının altını çizen Deniz, sözlerini
şöyle tamamladı: “AKP’den önce de din alanı çok fazla istismar edildi.
Özellikle AKP döneminde siyasal İslam kimliği kullanılarak çok fazla
zarar verildi. Erdoğan’ın ve AKP’lilerin kullandığı Rabia işaretindeki 4
parmaktan biri tek millet olarak sayılıyor. Kuran’a baktığınızda ters
bir durum. Halbuki Allah kitabında ‘biz sizleri bir erkek bir dişi
olarak yarattık. Ondan sonra kavimlere ayırdık ki birbirinizi
tanıyasınız’ diyor. Yani tek millet diye bir şey yok. Eğer Kuran dini
diye bir şey olsaydı Ortadoğu bu kaosu yaşamazdı. Biz HDP olarak sadece
Sünni inancı da değil, ülkede bulunan diğer inançlarla birlikte yaşamı
savunuyoruz. Biz bu tahribata son vermek ve ortak, eşit bir yaşam için
HDP diyoruz.”
Sınav yerine Meclis’e
HDP’nin en genç adaylarından 23 yaşındaki Mervan Sincar,
24 Haziran’da YKS sınavlarına girecekti. Ancak seçim tarihi açıklanınca
milletvekili adayı oldu. Sincar, Meclis’te gençlerin sesi olup, sınav
sistemlerinin yarattığı mağduriyeti bitirmeye aday olduğunu söyledi.
HDP’nin İzmir Birinci Bölge milletvekili adaylarından 23
yaşındaki Mervan Sincar, HDP’nin en genç adayları arasında bulunuyor.
Lise mezunu olan Sincar, 24 Haziran’da Yüksek Öğretim Kurumları (YKS)
sınavına girmek için hazırlık yaparken, aynı tarihe seçimlerin konulması
üzerine HDP’den milletvekili adayı olmayı tercih etti. Sincar,
seçimlerden bir hafta sonra da sınava girecek. Sincar, Meclis’te
gençlerin sesi olmak için aday olduğunu belirtirken, “Gençler
içlerindeki sesi susturmasın. Sustukça eziliyoruz. Meclis’te gençlerin
söz hakkı olmalı. Gençlerin sesi olacağım. Gençler artık HDP ile
özgürlüklerini yeniden kazanacak” dedi.
Sincar, HDP’nin seçim vaatleri bildirisinde gençlerin
kadınların, çocukların ve herklesin önünü açacak ve umut dolu olduğunu
belirterek, şöyle devam etti: “HDP ile gençlerin eğitim hayatı yeniden
düzene girecek. Gelecek kaygılarının olduğu yerde özgür gelecek olmaz.
HDP ile birçok şey değişecek. HDP’ye güveniyorum. Sokaklarda bütün
gençlere HDP’yi ve gençlerin haklarını anlatacağım. Kadına yönelik
şiddeti, çocuk istismarını, gençler üzerindeki baskıları anlatacağım.
HDP en fazla kadına destek veren parti. Kadın kotasının en fazla olduğu
parti de HDP. Genç kadınların en fazla temsiliyetinin oluşturduğu parti
HDP. 25 Haziran sabahı çok şey değişecek.”
Halkların birlikteliği, sokağın sesi
HDP’nin farklı toplumsal kesimlerden gelen milletvekili
adayları, halkların birlikteliği ve sokağın sesini yansıttığını
belirtikleri HDP ile Türkiye’de yerleşik siyaset anlayışı ve algısının
yıkılıp değişimin büyük bir değişimin yaşanacağı inancında.
HDP’nin gösterdiği milletvekili adaylarından Veli
Saçılık’ın “sokağın sesi” dediği HDP’yi, Barış Atay da “Yüzü sola en
dönük parti” olarak tanımladı. Ali Kenanoğlu ve Tuma Çelik de hakların
birlikteliği için HDP’yi seçtikleri söyledi. Malatya adayı Sinan Öztürk
ise “Kemal Korkut için aday oldum” dedi.
Yüksel
direnişinin simge isimlerinden Veli Saçılık, HDP’nin Ankara 3. Bölge
adayı. Halklar arasında demokrasiyi, özgürlüğü ve eşitliği kuracak olan
tek parti HDP’nin aynı zamanda tüm katliamların, baskıların üstüne giden
tek parti olduğunu ifade eden Saçılık, bu nedenle “Tabi ki de HDP
olunmalı, tabi ki de HDP’de olmalıydık. Demirtaş, Yüksekdağ’ın ve diğer
tüm vekillerin tutukluluğuna inat özgürlüklerin tarafından olmak gerek.
Bunun için HDP” dedi.
Bir sandık partisi değil
Yine tek başına sandığa inanıp ‘Oy verin, kurtulalım’
diyen bir insan olmadığı gibi, bir sandık partisi olmayan HDP’nin de
bedel ödeyip, sokakta örgütlenen bir parti olduğunun altını çizen
Saçılık, sokaktan gelen bir insan olarak “Bizim gücümüz Meclis’te
olabilir ama esas gücümüz sokakta olmadığı süre kazanamayacağız. Bu
anlamda sokağın sesidir HDP. Biz de sokağın sesinin bir parçasıyız.
Bundan dolayı mutluyum” şeklinde konuştu.
Meclis’te de sokaktaki gibi
Saçılık, bu sözlerinin devamında ise şunları söyledi: “KHK
ile ihraç edilmiş sağcı, solcu tüm insanlara çağrıda bulunuyorum ve
diyorum ki; sizin sesiniz olacağım. Alevilere çağrıda bulunuyorum, sizin
sesiniz olacağım. Çeşitli kültürlerden, Kürt halkından, başka
uluslardan ezilen insanların yanında olacağım ve herhangi bir şekilde
bir ayrımcılığın asla tarafı olmayacağım. Özgürlükler tarafında yer
alacağım. Şunu bilsinler; sokakta ne kadar direngensem, Meclis’te de
aynı şekilde direngen olmaya gayret edeceğim. Biz Meclis’in koltuğuna
değil, sokaktaki mücadeleye adayız ve HDP’de zaten Meclis partisi
olmaktan ziyade, sokakların sesi olacak bir partidir. HDP’de vekil
olmayı seçmek, rahat olanı seçmek değildir. Bir ezaya katlanmayı ve
geleceği örgütlemeyi aday olmak demektir. Bu anlamda herkesi, bizi
desteklemeye davet ediyorum.”
Atay: Dayanışma elzem
HDP’nin Hatay milletvekili adayı ise ünlü tiyatrocu Barış
Atay. Atay, yer aldığı HDP’nin önemini şu sözlerle açıkladı: “HDP’nin 7
Haziran’dan bu yana yaşadığı çok büyük bir baskı var. Milletvekilleri
diğer alanlardaki seçilmişleri, asıl örgütü oluşturan HDP il
örgütlerinin yetişmiş kalifiye elemanların hepsi tutuklanmış durumda.
Böyle bir baskının yaşandığı yerde dayanışmanın elzem olduğunu
düşünüyorum. HDP daha önceki seçimlerde de yüzü sola dönük bir partiydi
ama bu dönemde kesinlikle yüzünü en sola ve sokağa döndüğünü
diyebiliriz.”
‘Halklara buluşma zemini’
HDP’nin İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı olan Hubyar
Sultan Alevi Kültür Derneği kurucuları arasında yer alan Ali Kenanoğlu
da HDP’yi, “Hem statükocu yapıyla hem de AKP zihniyetiyle sorunu olan
bütün toplumsal kesimlerin kendini ifade etme imkanı bulduğu bir
mücadele platformu” olarak tanımladı. Kenanoğlu, “Biz de Alevi
toplumunun temsiliyetinden gelen kişiler olarak, bütün sorunlarımızın
Türkiye’de demokrasinin olmayışı, demokratik bir toplumda yaşamadığımız
gerçeğini biliyoruz. Bizimle aynı kaderi paylaşan halklarla aynı çatı
altında buluşma zemini sunduğu için HDP’deyiz” dedi.
Ortak sorun özgürlüktür
Farklı kimlik ve inançların birbirleriyle yan yana
gelemeyeceğinin düşünüldüğü ancak aslında tüm farklı kesimlerin ortak
sorununu özgürlük olarak gördüklerini ve bunun için de HDP’de mücadele
ettiklerini ifade eden Kenanoğlu, şunları ekledi: “Alevilerin,
Kürtlerin, Lazların, Çerkeslerin hatta Müslümanların bütün herkesin
sorunu özgürlüklerinin kısıtlanmış olması, kontrol altına alınmış
olmalarıdır. İktidar da önceki Kemalist, ulusalcı sistem de Aleviliği
şöyle değerlendiriyor; benim kontrol edeceğim bir yapının içinde olsun,
Diyanet benzeri bir yapı olsun, ben kullanayım. Demokratik, özgürlükçü
bir ortamda seküler bir yaşamla inananların özgür olarak inancını
yaşadığı bir biçimde sorunlar çözülecektir.”
Turabdinleştirmek istiyoruz
Avrupa Süryaniler Birliği (ESU) Türkiye Sorumlusu Sabro
Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tuma Çelik de HDP Mardin adayı. HDP’nin
Türkiye’de var olan bütün etnik, dini ve kültürel kimliklerin bir arada
yaşamak için oluşturduğu bir yapı olduğunu ifade eden Çelik, dolayısıyla
Türkiye’de yaşayan bütün halklar, dinler ve kültürlerin HDP içerisinde
yer almasının doğal olduğunu vurguladı. Çelik, “YTürkiye’de olması
gereken yaşam biçimini HDP kendi içinde oluşturarak Türkiye’ye bir proje
olarak sunmaya çalışıyor. ‘Yeni yaşam’, ‘birlikte yaşam’, ‘ortak yaşam’
dediğimiz HDP’nin oluşturmak istediği biçimdir. Bu çerçevede biz
Süryaniler olarak da bu yaşamın bu ortaklığı bu birlikteliği oluşturmak
istiyoruz” dedi.
Buna örnek olarak ise Turabdin bölgesini gösteren Çelik,
şunları söyledi: “Aslında biz Türkiye’yi Turabdinleştirmek istiyoruz.
Süryaniler, Araplar, Êzîdîler, Mahalmiler, Hristiyanlar, Müslümanlar bir
arada yaşıyor. Bu sadece 5-10 yıllık bir süreç değil. Uzun bir süreç
içerisinde yaşam söz konusu. Biz HDP olarak bunun bütün Türkiye’ye
yaymak istiyoruz. Türkiye bir halklar, dinler, kültürler mozaiğidir.
Bunun sadece alt yapıda değil, yönetim biçiminde de böyle olmasını
istiyoruz.”
Kemal Kurkut için
HDP’nin Malatya milletvekili adaylarından biri de
veterinerlik öğrencisi olan 22 yaşındaki Sinan Öztürk. Geçen yılki Amed
Newrozu’nda katledilen Kemal Kurkut için aday olduğunu ifade eden
Öztürk, “Yine gençlere dönük baskılardan dolayı, ülkenin emektarları,
emekçileri için aday oldum. Kürt sorunun siyasetle çözebileceğimizi
düşündüğüm için HDP’deyim” dedi.
MA/İZMİR
Yorumlar
Yorum Gönder