Veysi SARISÖZEN
Bir Alman bankası dolar 6 TL’yi bulabilir demiş. Şu anda
neredeyse 5 dolar. „Gurbetçi“ seviniyor. „Dedemin TL’si pul oldu ama
benim Eurom tavan yaptı“ diye seviniyor. Bu „Gurbetçilerin“, geçen
seçimlere bakılırsa yarıdan çoğu AKP’li. AKP’li doların yükselmesiyle
havalara uçuyor.
Erdoğan „dolar“ı neredeyse „terörist“ ilan edecek. Etti
bile sayılır. Ama ne oluyor? Geçen seçimler itibariyle yüzde 60’lık
„dinci ve milliyetçi“ AKP-MHP seçmeni „terörist doları“ kucaklıyor.
Erdoğan „bana suikast yapacak bu dolar teröristi, onu satın almayın“
dedikçe Erdoğancılar döviz bürolarının önünde kuyruğa giriyor.
İnanılır gibi değil yani. Senin „Reis’ine suikast
yapılacak“ ve sen suikasti yapan „doları“ çuvalla evine taşıyacaksın.
„Reisine kıymasınlar“ diye şu yastık altındaki, yurtdışındaki, azı ak,
çoğu kara „dolarlarına“ kıysana. Şöyle birkaç yüz milyar dolarını
piyasaya sürüp, „TL’ni ve de Reisini kurtarsana“.
AKP’li seçmen işaret parmağını gözünün alt kapağına
bastırıyor, göz bebeğini dışarıya fırlatır gibi aşağıya doğru çekiyor,
„pışşık“ diyor. Göze bak hizaya gel.
„HDP’ye vur“ deyince vuruyorsun. Kır deyince kırıyorsun.
„Reis beni Efrîn’e, olmadı Kudüs’e götür“ diye hönkürüyorsun. „Öl de
ölelim“ diye durduğun yerde tepiniyorsun. Ama Reis’in sana „dolarını
yak“ dedikçe, onu iplemiyorsun. „TL’ni yakıyorsun“, Reisine sarılacağına
dolara sarılıyorsun.
Bir de oy veriyorsun he mi? Ver bakalım. İş paraya gelince yamansın. „Dolara TL veriyorsun, TL’ye dolar vermiyorsun“.
Ben senden daha Müslüman, daha milliyetçi bir AKP’li
görmedim kardeşim. Gerçekten müthişsin, „Hıra Dağı gibi büyük“ bir başka
şey kadar küçüksün. Bravo sana.
E, işte „durum vaziyetler“ böyleden böyle.
Bahçeli’ye „erken seçim de ki, ben de ‘erken seçim yok’
diyerek tükürdüğüm kabı yalamaktan kurtulayım“ diyerek karar altına
alınan şu seçime artık „erken“ demenin anlamı kalmadı. Faşist koalisyon,
farkettiği ekonomik tsunaminin altında kaldı kalacak. Seçim geç kaldı.
Yukarıda alaya aldığımız AKP seçmenine daha fazla
haksızlık etmeyeyim. Çünkü AKP’li vatandaş Erdoğan’a karşı kendisini
„dolar satın alarak“ korumaya çalışıyor. Dolar yükseldikçe vatandaşın
cebindeki TL eriyor. Enflasyon fırlıyor. Dün günlük ücretiyle beş ekmek
alan yoksul, şimdi üç ekmek alabiliyor. Bakıyor ki, Erdoğan’a sarılmak
ona pahalıya patlıyor, evini satıyor, tarlasını satıyor, hatta bankadan
kredi çekiyor ve dolara „sarılıyor.“
Haksız mı?
Haklı olmasına haklı da, bu yoksulu, emekçiyi, işçiyi, ev
emekçisi kadını, yeni doğan bebeyi yaklaşan felaketten korumaya
yetmiyor. Yetmez de. Dolar alarak selden kurtulmanın imkanı yok.
Vatandaş doları can simidi sanıyor. Can simidi hafif dalgalı denizde can
kurtarır ama önünde dev kayaları, tonlarca toprağı sürüp götüren sel
karşısında hiçbir işe yaramaz.
Selin önünden kaçıp, karaya çıkmanın, sokaklara
dökülmenin, alanlarda çoğalmanın zamanı geldi. Yalnız senin benim değil,
Türkün parasının bile kaderi Erdoğan’ın düşmesine bağlı. Erdoğan düşsün
doların saltanatı da biter.
Ekonomiyi düzlüğe çıkarmanın imkanları anında doğar.
Ülkeyi „betonlaştıran“ müteahhitlerin saltanatı da, faiz baronlarının
egemenliği de sona erer. „İş cinayetlerinde ölenlerin kemikleri üstünde
yükselen, kanlı sermayenin de.
Sel geliyor. Ucu göründü bile. Uğultu evlerin pencere aralıklarından bebek odalarını dolduruyor.
Ey kadın yurttaş. Kap bebeğini, at kendini sokağa. „Dolara da tamam, dolar milyarderi Erdoğan’a da tamam“ diye haykır.
Göreceksin, kucağındaki bebek bile dile gelecek. Acıkan bebek „mam“ demeyecek, „tamam“ diyecek.
Sen ey AKP’li „erkek“. HDP „baraj“ altında kalsın diye
diye, seli çok ötelerinde durduran HDP barajını yıkmaya kalkıştın. 7
Haziran’da muhalefetin sele karşı kurduğu barajı, Erdoğan’ın 1 Kasım’da
yıkmasına yardım ettin. Referandumda bir kere daha kurulan barajı,
Erdoğan’ın „mühürsüz oylarla“ havaya uçurmasında da payın var. Şimdi
selin önünde çaresizsin, görüyorum, Erdoğan’a sarılmaktansa dolara
sarılıyorsun.
Sarıl sarılmasına da, bu kurtuluş değil.
Şimdi yapılacak iş, HDP’nin önündeki barajı havaya
uçurmak, ekonomik selin önüne Demirtaş’tan bir baraj inşa etmek. Başka
kurtuluş yolu yok.
Haydi göreyim seni, elin „dolarına“ sarılma, Kürt kardeşine sarıl.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz.
Yorumlar
Yorum Gönder