HAKİ KARER’in ANKARA GÜNLERİNİ günlerini anlattı – 1. BÖLÜM
İSMET KAYHAN
Haki Karer kişiliği örgütleme ustalığında, Kemal
Pir kişiliği ise eylemcilikte öne çıktı. Bu biçimde Önder Abdullah
Öcalan’ın teorik-ideolojik doğuşunu örgüt ve eylem alanlarında
tamamlayan iki gerçek yardımcısı oldu.
Bir tatil günüydü. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan bir
grup arkadaşıyla birlikte Ankara’nın dışına doğru yola çıktı. Otobüsten
inip çam ağaçlarının olduğu alana doğru yürüdüler. Daha sonra bir ağacın
altında oturdular. Gittikleri alan bir mesire yeriydi. Beş kişiydiler,
birbirlerini tanıyorlardı. Ama ilk kez resmi bir toplantı yapıyorlardı. O
gün orada 12 Mart darbesine karşı mücadele ve Kürdistan’da örgütlenmeyi
tartıştılar.
İşte PKK Hareketi’nin temelleri burada; Çubuk’ta bir
ağacın altında beş kişiyle yapılan toplantıda atıldı. 1973 Newrozunda
Öcalan’ın yaptığı bu toplantı, Apocu grubun oluşumunda tarihsel bir
dönüm noktasıydı. Çubuk’taki toplantıda Haki Karer ile Kemal Pir yoktu.
Öcalan, Çubuk Barajı’nda Kürt orijinli bir grup kurma
adımını atarken, temel bir grubu daha vardı. O grup ise Haki ve Kemal
ile birlikte Emek ve Bahçelievler semtleri arasında birlikte kaldıkları
evde atıyordu. O ev bir okul, bir araştırma ve aynı zamanda gizli bir
örgütlenme merkeziydi.
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan ile Haki Karer’in
Ankara’daki çalışmalarını, PKK’nin şekillenmesindeki rolünü ve anılarını
konuştuk.
Kürt Özgürlük Hareketi PKK’nin şekillenmesinde Haki Karer’in rolü nedir?
PKK Hareketi olarak şekillenen grubun temelini Önder Apo,
1973 Newrozunda Ankara’nın Çubuk Barajı alanında beş gençle yaptığı
toplantıda attı. Haki Karer yoldaş bu toplantıda yoktu; fakat toplantıyı
düzenleyen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, bu çalışmaları yürüttüğü
süreçte Haki Karer ve Kemal Pir ile birlikte Ankara’nın Emek ve
Bahçelievler semtleri arasındaki bir evde kalıyordu. 1972 Kasım’ında
cezaevinden çıktıktan sonra, cezaevindeki bir arkadaşın tavsiyesi ve
verdiği bilgiler temelinde Haki ve Kemal arkadaşların kaldığı eve
gitmiş, onlarla tanışmış ve evde kalma talebini belirtmiş, bu temelde
söz konusu evde birlikte kalmaya başlamıştı. Yani Önder Apo ile Haki ve
Kemal arkadaşlar bir öğrenci evinde ev arkadaşlarıydılar.
Önder Apo’nun söz konusu eve girişini Kemal Pir, “İlk gün
geldi, misafir olarak kalma talebinde bulundu, ikinci günden itibaren ev
sahibi haline gelerek bize talimat vermeye başladı” sözleriyle ifade
etti. Yani Önder Apo Çubuk Barajı’nda Kürt orijinli bir grup kurma
adımını atarken, temel bir grubu da söz konusu evde vardı. Bu evi bir
okul, bir araştırma merkezi, yeni düşüncelerin tartışıldığı ve
sistemleştirildiği bir yer, aynı zamanda gizli bir örgütlenme merkezi
olarak değerlendiriyorlardı. Önder Apo düşüncelerini bir
ideolojik-politik çizgi olarak bu evde şekillendiriyor, bunu Haki ve
Kemal arkadaşlarla da tartışarak yapıyor ve söz konusu düşüncelere Haki
ve Kemal arkadaşlar da katılıyorlardı.
Önder Apo’nun dehasını ilk gören, anlayan ve ona katılan
oluyorlardı. Hz Muhammed’i Peygamber olarak tanıma ve kabul etmede Hz
Ali’nin rolü ne idiyse, Önder Abdullah Öcalan’ı önder olarak tanıma ve
kabul etmede Haki ve Kemal arkadaşların konumu ve rolü de oydu.
Grubun temelleri resmen Çubuk Barajı toplanısında atıldı,
örgüt resmiyeti oradan işledi; ancak örgütün çekirdeğini oluşturan ve
pratikte yürüten de söz konusu evdeki grup oldu. Haki Karer kişiliği
örgütleme ustalığında öne çıktı, Kemal Pir kişiliği ise eylemcilikte öne
çıktı. Bu biçimde Önder Abdullah Öcalan’ın teorik-ideolojik doğuşunu
örgüt ve eylem alanlarında tamamlayan iki gerçek yardımcısı oluşmuş
oldu. Bu iki yardımcı, tanıdıklarından itibaren ve şehadetlerine kadar
Önder Apo’nun düşüncelerini propaganda edip, örgüte ve eyleme
dönüştürmeye çalıştılar.
Bu noktada Haki Karer, insanlarla uğraşma, onları eğitip
örgütleme ve devrim için iş yapar hale getirme gibi olduça zor ve sıkıcı
bir görevi üzerine aldı ve başarıyla yürüttü. Öyle zor bir ortamda
Apocu grubun şekillenmesi ve hızla büyümesi kesinlikle en fazla Haki
Karer’in söz konusu bu çabasıyla ve bu işteki başarısıyla oldu. Onun
için Önder Apo, “Benim gizli ruhum gibiydi” dedi. “Biz eskiden
yoldaşlarla o kadar uzun uzadıya oturup tartışmazdık, birbirimizin
gözüne baktık mı ne söylemek istediğimizi anlar ve o temelde göreve
giderdik” diye de ekledi. Gerçekten de Önder Apo’yu bu düzeyde anlayan
ve bu düzeyde tamamlayan oldu. Haki arkadaş bir göreve el attı mı, Önder
Apo onu takip bile etmezdi; “Nasıl olsa Haki ne gerekiyorsa onu yapar
ve sonuca götürür” düşüncesinin rahatlığı içinde olurdu. Kuşkusuz Önder
Apo’nun düşüncelerini doğru ve yeterince anlamasa ve onlara yürekten
inanmasaydı, Haki Karer yoldaş onları bu biçimde başarıyla
pratikleştiremezdi. PKK’nin temelleri işte böyle önder kişilikler
tarafından ve sağlam bir biçimde atıldı.
Haki Karer ile nasıl tanıştınız? İlk tanışma anı nasıldı?
Haki Karer Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik
Bölümüne 1971-1972 öğretim yılında girmişti. Aynı bölüme ben de
1972-1973 öğretim yılında girdim. O zaman Haki arkadaş ikinci
sınıftaydı. Fakat iki dersi geçememişti ve ikinci yılda bu iki derse
devam ediyordu. İşte bu dersler sürecinde ve 1972-73 kışında A. Ü. Fen
Fakültesi’nde tanıştık. Fakültenin bölümleri aynı alanda ve yan yanaydı.
12 Mart 1971 faşist-askeri darbe süreci devam ediyordu. Mahir ve
Deniz’lerin direnişleri yüksek öğrenim gençliği üzerinde çok yoğun ve
derin bir etki yaratmıştı. Bu temelde gençlik içinde “Devrimci-faşist”
kutuplaşması hızlı ve yoğun bir biçimde oluşuyordu. Eski kadrolar
tutuklanmış ve örgütler dağıtılmış olsa da, sempatizan düzeyinde güçlü
bir devrimci gençlik kitlesi gelişiyordu. Böylece bütün fakülte
akademilerde doğal bir devrimci gençlik örgütlenmesi oluyordu.
Fen Fakültesinde MHP yanlısı faşist öğrenciler daha
fazlaydı. Fakülte faşistlerin elindeydi. Dolayısıyla sol görüşlü olan
devrimci öğrenciler de birbirleriyle ilişkileniyor ve adeta örgütlü gibi
beraber hareket ediyorlardı. Ortam insanları örgütlüyor, örgütlü olmaya
zorluyordu. İşte böyle bir ortamda ve Matematik Bölümünün derslerinde
Haki Karer’i tanıdım ve arkadaş oldum.
İlk yıl okula az geliyordu, çünkü dersi azdı; bu nedenle
az görüşüyorduk. İkinci yıl daha fazla görüşüp birlikte olduk, sonra da
birlikte ev tutup bir grup arkadaşla beraber kaldık. O zaman çok
gençtik, heyecanlıydık, olup bitenleri çok fazla anlamıyorduk; ama doğru
olarak bildiğimiz düşünceler temelinde arkadaş ediniyorduk. Haki
arkadaşın zaten önemli bir bilinci vardı. Fakülteye gittiğimde ben de
safımı netleştirmiştim. Lise ikinci sınıftan itibaren sol düşünceleri
benimsemiş ve devrimci gençlik içinde yer almıştım. Dolayısıyla
fakültede ilk tanışmadan itibaren aynı safta yer alan konumdaydık. İlk
tanışma okula gidip devrimci gençlik grubu ile hareket etme ortamında
olmuştur. Zaten ikimizde böyle bir ortamdaydık; fakat ben çok bilinçsiz
ve acemiydim, sadece genel devrimci sempatizan durumundaydım. Ondan
sonraki yol çizme ve yürümede en çok katkısı olanlardan biri Haki Karer
yoldaş oldu.
Haki Karer’in Ankara’dan Kürdistan’a gidiş süreci nasıl oldu?
Bu konularda en çok bilgi sahibi olanlardan biri olsam da,
yine de somutun ve ayrıntının tümünü bilemem. Haki arkadaş 1973, 74 ve
75 yıllarında Ankara’da çalıştı. Ankara’da grubun merkezi olan evlerin
hepsini Haki arkadaş örgütledi ve yönetti. 1974 güzüne kadar
Bahçelievler’deki evde kalındı. 1974 güzünden 1975 güzüne kadar
Dikimevi’nde kiraladığı bir evde kaldı. 1975 güzünden 1976 yazına kadar
ise Anıttepe’deki kiralık bir evde kaldı. 1976 yazında biriken tüm
eşyalar Karasu arkadaşın bir yakınına verilerek, bir daha geri dönmemek
üzere Ankara’dan ayrıldı.
Fakat Kürdistan’a ilk gidişi bu değildi. 1975 güzü veya
kışında Batman’a çalışmak üzere gitmişti. Kürtçe bilmediği için dil
sorunu nedeniyle uzun süre kalamadı, Haki arkadaş ayrıldı ve Batman’a
Mazlum arkadaş gitti. Kısaca kısa zaman aralıklarıyla Kürdistan’ın
değişik yerlerine zaten gidilip dönülüyordu. Kalıcı gidiş 1976 yazında
olmuştur.
Kürdistan’a gidişi kendisi mi önerdi, yoksa Dikmen toplantısında alınan karar gereği mi oldu?
O dönemde örgüt yoktu, amatörlük vardı; dolayısıyla
çoğunlukla gidişler örgüt kararıyla değil, istek temelinde ve imkânlar
yaratılarak oluyordu. Kürdistan’a gidilip bir süre çalışılsa da,
çoğunlukla sonuçları Önder Apo’ya aktarmak için Ankara’ya dönüşler
gerçekleşiyordu. Yani Haki arkadaşın Kürdistan’a gidişini bir karar ve
bir seferlik bir olay değil de, içinde gidiş ve dönüşlerin olduğu bir
süreç olarak anlamak gerekir. Nitekim 1976 yazında Adana üzerinden
Antep’e gidişten sonra bile, 1977 başındaki toplantı için tekrar
Ankara’ya dönmüş ve Pilot Necati’nin evinde yapılan toplantıya
katılmıştır. Bir de Haki arkadaş kendisi için bir şey önermiyor, tüm
grubu Önder Apo ile birlikte örgütlüyor ve de yönetiyordu.
Türkiye ve Kürdistan’ın hangi kentlerinde çalışma yürüttü? Kimleri örgütledi?
Kuşkusuz bu soruya cevap oluşturacak her şeyi bilemem.
Liseyi memleketi olan Ordu’da okumuştu ve genç bir devrimci sempatizan
olarak çalışmıştı. Ordu gençliği içinde tanınıyordu. Benim bildiğim,
1975 Mayıs’ında Sinop’a gitti, Çermikli Orhan isimli bir öğretmenin
yanına, fakat burada uzun süre kalmadı ve fazla kimseyle ilişki kurmadı.
Uzun süre Ankara’da çalıştı, tüm üniversitelerle ve birçok mahalleyle
ilişkisi oldu. Kısa süre Batman’da çalıştı, PKK grubunun ilk temelini
Batman’a attı. Bir ihtimal deprem sırasında Van’a gitmiş olabilir. Kısa
bir süre Adana’da çalıştı. Daha sonra Antep, Maraş, Adıyaman, Urfa
hattında çalışma yürüttü.
1976 baharındaki Suruç mitingine, Fevzi Aslansoy’un cenaze
törenine katıldı. Haki arkadaş doğrudan kimleri örgütledi bilemem. Ama
örneğin benim yarıdan fazla örgütlenmemi gerçekleştirdi. Mazlum arkadaş,
“Oturduk Haki arkadaş dört saat gurubun görüşlerini anlattı, bitirince
hepsine katılıyorum dedim ve Apocu oldum” diye kendi katılımını
özetledi. Şehadetine kadar Apocu grupta yer alan herkesin katılımında az
çok Haki arkadaşın yeri ve payı vardır. Grubun en çok tanınan
kişilerinden birisidir. Şehadetiyle birlikte ise, zaten herkesin yürüme
gücü olarak rol oynamıştır.
Yarın:
- Haki Karer ile anılar
- Haki Karer neden hedef alındı.
Yorumlar
Yorum Gönder