‘Global Eylem Günü Kampanyası’ çerçevesinde 26 Mayıs
Cumartesi, dünyanın bir çok yerinde Türk devletinin Kürdistan işgali
protesto edilecek. Eylem ‘#Defend Efrîn Plartformu (Efrîn’i Savun
Platformu)’nun çağrısı ile yapılıyor.
FEHMİ KATAR
BERLİN
İçerisinde sendikalar, uluslararası sivil toplum örgütleri, siyasi partilerin yanı sıra farklı meslek grubundan tanınmış kişilerin olduğu ‘#Defend Efrîn Plartformu (Efrîn’i Savun Platformu)’nun çağrısı ile dünyanın birçok ülkesinde 26 Mayıs günü eş zamanlı eylem yapılacak. Türk devletinin Kürdistan’ı işgaline karşı düzenlenecek ‘Global Eylem Günü Kampanyası‘na, Prof. Kariane Westrheim, Rev. Fr. Joe Ryan, Thomas Jeff Miley, Federico Venturini, Ulla Sandbæk, Miren Gorrotxategi Azurmendi, Estella Schmidt gibi yüzlerce tanınmış kişi, örgüt ve inisiyatif imza vererek katılacağını beyan etti.
Dünyanın hemen hemen her yerinden farklı kurum, kuruluş ve kişilerden destek bulan ‘Efrîn’i Savun Platformu’nun global eylem çağrısında, Erdoğan hükümetinin, Türk devletinin kolonyal hırslarını yeni bir aşamaya taşıdığını ve Kürtlerin hem Batı ve hem de Güney Kürdistan’daki kazanımlarını yok etmek istediği belirtiliyor. Türk devletinin Kürt kazanımlarını yer birle etmeyi başarmadığı yerlerde de onları kuşatmaya alarak boğmayı hedefliyor denilen global eylem çağrısı bildirisinde, Türk devletinin Kürt toplumunu ve Kürtleri hedefleyen eski politikalarında ısrar ettiğini ve Kürtleri en merkezi haklarından da etmeyi amaçladığı ve Kürt politikasının kapsamlı bir savaş, işgal ve yıkımdan başka bir şey olmadığı kaydedildi.
Erdoğan süreci sabote etti
Erdoğan’ın barış görüşmelerini sonlandırdığını bununla birlikte Türk güçlerinin Kuzey Kürdistan’da tekrardan saldırılara başladığına vurgu yapılan ‘Global Eylem Çağrısı’nda bununla beraber yeni şiddetli bir baskının ve insanlık dışı yaptırımların başlatıldığı ifade edildi. Çağrıda, Erdoğan hükümetinin Kürdistan’daki politikası ile ilgili şu bilgiler paylaşılıyor: “Onlarca Kürt şehri kuşatıldı, bine yakın kişi katledildi ve yüz binlerce kişi de yerlerinden edildi. Yerel yönetimlerdeki yüzlerce Kürt siyasetçinin yanı sıra parlementerler hukuka aykırı şekilde tutuklandı. Daha binlerce Kürt aktivist tutuklanarak cezaevine gönderildi.”
Efrîn’e yapılan işgal hareketi
Çağrı metninde Türk devletinin Kürtlere karşı saldırılarında kendi sınırları dışına da taşırarak Suriye’deki Kürt şehri Efrîn’e yaptığı işgale vurgu yapılarak şunlar ifade edildi: “Türk devleti çoğunluğu Kürt olan, savaş süren bir ülkede barışın kalesi olarak bilinen bir yer olan, insanların sığındıkları ve Demokratik Konfedaralizm’in kalesi olan Efrîn’e uluslararası hukuka aykırı olarak saldırarak, işgal etti. Bu kriminal işgal hareketi yüzlerce kişinin ölümüne ve yeni bir toplu yerinden edilmesine sebep oldu. En çok dikkat çeken ve aciliyeti olan şey Türk devletinin orada etnik temizlik yaptığına dair olan kanıtlardır.”
Özgürlük mücadelesine destek ver
Türk devletinin Irak’taki Kürt bölgesine de kapsamlı bir saldırı yaparak boğmaya çalıştığı ile ilgili işaretlerin olduğunun dilendirildiği bildiride Türk devletinin işgal hareketine durdurmak ve Kürdistan’ın özgürlük mücadelesine destek vermeye çağrı yapılarak, “Kobanê’nin DAİŞ katliamlarına karşı yaptığı tarihi direniş, tarihsel bir dönüm noktasıydı. Bu direniş Kürt Hareketi’nin demokratik toplum projesi mücadelesi için ortaya koyduğu sarsılmaz iradesini bütün dünyaya gösterdi. Onların demokratik projesi, Ortadoğu’yu yutmaya devam eden, şiddet sarmalı ve tiranlığa karşı tek alternatif çözümü sunuyor. Türk devleti Demokratik Konfederalizm’in yayılmasına öfkeyle saldırdı. Kobanê ile beraber, 20 yıla yakındır insanlık dışı şartlarda tutsak edilen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a karşı uyguladığı tecridi ağırlaştırdı. Mart 2015’ten bu yana Öcalan’a karşı uygulalan tam tecrit, Türk devletinin Kürtlere deklere ettiği savaşının ilk adımıydı” denildi.
Saldırılara karşı sessizliği kır!
Türk devletine, Efrîn saldırısında Rusya’nın hava sahasını açtığını, uluslararası güçlerin ise sessiz kaldığının dile getirildiği bildiri de aynı sessizliğin Türk devletinin bugünlerde Güney Kürdistan’a yaptığı saldırılarda sürdürüldüğünü altı çizildi. Bütün uluslararası hükümetlere (BM, AB, NATO ve Arap Birliği) ve Dünyanın demokratik halklarına, Türk devletinin saldırısına karşı durmaya çağrının yapıldığı bildiride, politik partilere, sendikalara, insan hakları örgütlerine, aktivistlere, uluslararası kurumlara özgür Kürdistan mücadelesine destek verme çağrısı yapılıyor.
KNK ve KCDK-E’den eylemlere destek çağrısı
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK), Türk işgaline karşı 26 Nisan’da yapılacak “Küresel Eylem Günü”ne geniş bir katılım göstermeye çağırdı. Açıklamada, Türk devletinin Kürdistan’ın Rojava, Bakur ve Başur parçalarında yürüttüğü işgal operasyonlarına dikkat çekilirken, Kürdistan’da demografik yapının sistematik olarak değiştirildiğine vurgu yaptı.
KNK; “Türk devletinin Kürdistan’daki işgal saldırılarına karşı başlatılan eylem Kürt ve Kürt dostları dünyanın dört bir yanında destek verecek. Farklı eylem ve etkinlikler Türk devletinin işgal saldırılarına karşı durulacak” dedi. Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı: “Kürt dostlarının başlattığı kampanyaya desteklerimizle büyütelim. KNK olarak Kürdistan halkını bir bütün olarak eyleme katılıp, destek vermeye çağırıyoruz. Türk devletinin işgal saldırılarının karşısında herkes durmalıdır.”
Avrupa Kürdistanlılar Demokratik Toplum Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanlık Divanı da yayınladığı bir bildiride bölgedeki özgürlük ve demokrasi modelinin tek örneği olan Rojava’ya saldırı ve Efrîn’i işgal ederek Kürtlere yönelik soykırım saldırılarıyla daha da artmış, Irak Kürt topraklarının bir bütün olarak işgalini hedefleyen bir noktaya geldiğini ifade ederek, 26 Mayıs günü dünyanın bir çok ülkesinde eş zamanlı olarak eylemlerin yapılacağı Türk devletinin saldırılarına karşı global eylemlere katılım çağrısı yaptı.
Muslim: Tepkinizi gösterin
TEV-DEM Diplomasi Komitesi Üyesi Salih Muslim de, bütün kesimlere eyleme katılım çağrısında bulundu. Muslim, çağrısında şunları kaydetti: “Başta Kürtler olmak üzere demokratik çevreler ve dostları, dünyanın birçok merkezinde bu politikalara karşı çıkarak, tepkilerini göstermelidirler. Çünkü Türkiye ve Erdoğan, Suriye’de çözüm ve barış istemiyor. 7 yılıdır her türlü karışıklığı yapıyor. Bugünkü tablonun tek sorumlusu Erdoğan’dır. Bütün halkları, ülkeleri ve bölgeyi tehdit ediyor. Onun için barış isteyen, demokrasi isteyen ve özgürlüklerden yana olan bütün kesimler, dünyanın neresinde olursa olsun, 26 Mayıs’ta bu işgal ve yayılmacı zihniyete karşı sokağa çıkmalı, tepkisini göstermelidir.”
FEHMİ KATAR
BERLİN
İçerisinde sendikalar, uluslararası sivil toplum örgütleri, siyasi partilerin yanı sıra farklı meslek grubundan tanınmış kişilerin olduğu ‘#Defend Efrîn Plartformu (Efrîn’i Savun Platformu)’nun çağrısı ile dünyanın birçok ülkesinde 26 Mayıs günü eş zamanlı eylem yapılacak. Türk devletinin Kürdistan’ı işgaline karşı düzenlenecek ‘Global Eylem Günü Kampanyası‘na, Prof. Kariane Westrheim, Rev. Fr. Joe Ryan, Thomas Jeff Miley, Federico Venturini, Ulla Sandbæk, Miren Gorrotxategi Azurmendi, Estella Schmidt gibi yüzlerce tanınmış kişi, örgüt ve inisiyatif imza vererek katılacağını beyan etti.
Dünyanın hemen hemen her yerinden farklı kurum, kuruluş ve kişilerden destek bulan ‘Efrîn’i Savun Platformu’nun global eylem çağrısında, Erdoğan hükümetinin, Türk devletinin kolonyal hırslarını yeni bir aşamaya taşıdığını ve Kürtlerin hem Batı ve hem de Güney Kürdistan’daki kazanımlarını yok etmek istediği belirtiliyor. Türk devletinin Kürt kazanımlarını yer birle etmeyi başarmadığı yerlerde de onları kuşatmaya alarak boğmayı hedefliyor denilen global eylem çağrısı bildirisinde, Türk devletinin Kürt toplumunu ve Kürtleri hedefleyen eski politikalarında ısrar ettiğini ve Kürtleri en merkezi haklarından da etmeyi amaçladığı ve Kürt politikasının kapsamlı bir savaş, işgal ve yıkımdan başka bir şey olmadığı kaydedildi.
Erdoğan süreci sabote etti
Erdoğan’ın barış görüşmelerini sonlandırdığını bununla birlikte Türk güçlerinin Kuzey Kürdistan’da tekrardan saldırılara başladığına vurgu yapılan ‘Global Eylem Çağrısı’nda bununla beraber yeni şiddetli bir baskının ve insanlık dışı yaptırımların başlatıldığı ifade edildi. Çağrıda, Erdoğan hükümetinin Kürdistan’daki politikası ile ilgili şu bilgiler paylaşılıyor: “Onlarca Kürt şehri kuşatıldı, bine yakın kişi katledildi ve yüz binlerce kişi de yerlerinden edildi. Yerel yönetimlerdeki yüzlerce Kürt siyasetçinin yanı sıra parlementerler hukuka aykırı şekilde tutuklandı. Daha binlerce Kürt aktivist tutuklanarak cezaevine gönderildi.”
Efrîn’e yapılan işgal hareketi
Çağrı metninde Türk devletinin Kürtlere karşı saldırılarında kendi sınırları dışına da taşırarak Suriye’deki Kürt şehri Efrîn’e yaptığı işgale vurgu yapılarak şunlar ifade edildi: “Türk devleti çoğunluğu Kürt olan, savaş süren bir ülkede barışın kalesi olarak bilinen bir yer olan, insanların sığındıkları ve Demokratik Konfedaralizm’in kalesi olan Efrîn’e uluslararası hukuka aykırı olarak saldırarak, işgal etti. Bu kriminal işgal hareketi yüzlerce kişinin ölümüne ve yeni bir toplu yerinden edilmesine sebep oldu. En çok dikkat çeken ve aciliyeti olan şey Türk devletinin orada etnik temizlik yaptığına dair olan kanıtlardır.”
Özgürlük mücadelesine destek ver
Türk devletinin Irak’taki Kürt bölgesine de kapsamlı bir saldırı yaparak boğmaya çalıştığı ile ilgili işaretlerin olduğunun dilendirildiği bildiride Türk devletinin işgal hareketine durdurmak ve Kürdistan’ın özgürlük mücadelesine destek vermeye çağrı yapılarak, “Kobanê’nin DAİŞ katliamlarına karşı yaptığı tarihi direniş, tarihsel bir dönüm noktasıydı. Bu direniş Kürt Hareketi’nin demokratik toplum projesi mücadelesi için ortaya koyduğu sarsılmaz iradesini bütün dünyaya gösterdi. Onların demokratik projesi, Ortadoğu’yu yutmaya devam eden, şiddet sarmalı ve tiranlığa karşı tek alternatif çözümü sunuyor. Türk devleti Demokratik Konfederalizm’in yayılmasına öfkeyle saldırdı. Kobanê ile beraber, 20 yıla yakındır insanlık dışı şartlarda tutsak edilen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a karşı uyguladığı tecridi ağırlaştırdı. Mart 2015’ten bu yana Öcalan’a karşı uygulalan tam tecrit, Türk devletinin Kürtlere deklere ettiği savaşının ilk adımıydı” denildi.
Saldırılara karşı sessizliği kır!
Türk devletine, Efrîn saldırısında Rusya’nın hava sahasını açtığını, uluslararası güçlerin ise sessiz kaldığının dile getirildiği bildiri de aynı sessizliğin Türk devletinin bugünlerde Güney Kürdistan’a yaptığı saldırılarda sürdürüldüğünü altı çizildi. Bütün uluslararası hükümetlere (BM, AB, NATO ve Arap Birliği) ve Dünyanın demokratik halklarına, Türk devletinin saldırısına karşı durmaya çağrının yapıldığı bildiride, politik partilere, sendikalara, insan hakları örgütlerine, aktivistlere, uluslararası kurumlara özgür Kürdistan mücadelesine destek verme çağrısı yapılıyor.
KNK ve KCDK-E’den eylemlere destek çağrısı
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK), Türk işgaline karşı 26 Nisan’da yapılacak “Küresel Eylem Günü”ne geniş bir katılım göstermeye çağırdı. Açıklamada, Türk devletinin Kürdistan’ın Rojava, Bakur ve Başur parçalarında yürüttüğü işgal operasyonlarına dikkat çekilirken, Kürdistan’da demografik yapının sistematik olarak değiştirildiğine vurgu yaptı.
KNK; “Türk devletinin Kürdistan’daki işgal saldırılarına karşı başlatılan eylem Kürt ve Kürt dostları dünyanın dört bir yanında destek verecek. Farklı eylem ve etkinlikler Türk devletinin işgal saldırılarına karşı durulacak” dedi. Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı: “Kürt dostlarının başlattığı kampanyaya desteklerimizle büyütelim. KNK olarak Kürdistan halkını bir bütün olarak eyleme katılıp, destek vermeye çağırıyoruz. Türk devletinin işgal saldırılarının karşısında herkes durmalıdır.”
Avrupa Kürdistanlılar Demokratik Toplum Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanlık Divanı da yayınladığı bir bildiride bölgedeki özgürlük ve demokrasi modelinin tek örneği olan Rojava’ya saldırı ve Efrîn’i işgal ederek Kürtlere yönelik soykırım saldırılarıyla daha da artmış, Irak Kürt topraklarının bir bütün olarak işgalini hedefleyen bir noktaya geldiğini ifade ederek, 26 Mayıs günü dünyanın bir çok ülkesinde eş zamanlı olarak eylemlerin yapılacağı Türk devletinin saldırılarına karşı global eylemlere katılım çağrısı yaptı.
Muslim: Tepkinizi gösterin
TEV-DEM Diplomasi Komitesi Üyesi Salih Muslim de, bütün kesimlere eyleme katılım çağrısında bulundu. Muslim, çağrısında şunları kaydetti: “Başta Kürtler olmak üzere demokratik çevreler ve dostları, dünyanın birçok merkezinde bu politikalara karşı çıkarak, tepkilerini göstermelidirler. Çünkü Türkiye ve Erdoğan, Suriye’de çözüm ve barış istemiyor. 7 yılıdır her türlü karışıklığı yapıyor. Bugünkü tablonun tek sorumlusu Erdoğan’dır. Bütün halkları, ülkeleri ve bölgeyi tehdit ediyor. Onun için barış isteyen, demokrasi isteyen ve özgürlüklerden yana olan bütün kesimler, dünyanın neresinde olursa olsun, 26 Mayıs’ta bu işgal ve yayılmacı zihniyete karşı sokağa çıkmalı, tepkisini göstermelidir.”
Yorumlar
Yorum Gönder