Çîyager NÛCAN
Türkiye 24 Haziran seçimlerine üç blokla gidiyor. Birinci
blok Cumhur ittifakı denilen AKP-MHP blokudur. İkincisi CHP, İyi Parti
ve Saadet’in kurduğu Millet ittifakıdır. Bunlar Türkiye egemen
sınıflarının bloklarıdır. İktidar blokları arasındaki mücadelenin
yansımasıdırlar. Diğer bir blok da halkın ve halkların ittifakı olan
Demokrasi blokudur. Türkiye halklarını temsil edecek ve Türkiye’yi
faşist diktatörlükten kurtaracak olan da bu Demokrasi blokudur.
Diğer iki blok kısa süreli çıkar bloğudur. İktidar ve
sömürü imkânını elde etmek için bir araya gelmişlerdir. Aslında bunların
ilişkileri ne ittifaktır ne bloktur. Kısa süreli bir araya gelmiş çıkar
topluluğudur. Çok kısa sürelik bir yol arkadaşlığıdır. Demokrasi bloku
ise halkların uzun süreye dayalı köklü ittifakı olmaktadır. AKP-MHP
faşizminden zarar gören geniş toplumsal kesimlerin ittifakıdır.
HDP etrafında oluşan Demokrasi bloku şimdiye kadar oluşmuş
en geniş Demokrasi ittifakıdır. Bunu sağlatan HDP’nin özgürlükçü
demokratik çizgisi olduğu gibi AKP iktidarının ancak HDP’nin seçim
başarısıyla iktidardan götürüleceği gerçeğidir. Bu nedenle tüm demokrasi
güçleri HDP etrafında geniş bir demokrasi bloku oluşturmuşlardır. Bir
yönüyle de AKP-MHP faşizmi tüm demokrasi güçlerini HDP etrafında
toplanmasını sağlamıştır. Kuşkusuz önceleri AKP-MHP faşizmine karşı
ortak mücadele yürütülseydi demokrasi güçleri bugün daha güçlü bir
pozisyonda olurdu. Ancak bugünkü bir araya geliş de çok önemlidir.
Demokrasi güçlerinin bu biçimde de olsa bir araya gelişi AKP-MHP
iktidarını seçimlerde yenilgiye uğratarak demokrasi güçlerini faşizm
karşısında daha güçlü hale getirecektir.
Farklı etnik ve inanç topluluklarının, sosyalistlerin ve
sol demokrat güçlerin önemli bölümünün HDP etrafında toplanması ve
seçimde HDP’ye oy vereceklerini açıklaması sadece AKP-MHP faşizmine
karşı bir tutum olmuyor; aynı zamanda Türkiye için demokratik ulus
anlayışının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyuyor.
Bu nedenle sadece
Türkiye içindeki en büyük topluluklar olan Türkler ve Kürtler değil,
Çerkesler, Araplar, Azeriler, Ermeniler, Asuriler ve daha birçok etnik
topluluk bu seçimde HDP etrafında toplanmıştır. Yine Aleviler, Êzîdîler,
Hıristiyanlar HDP etrafında toplanmışlardır. Kuşkusuz HDP’ye oy
verenlerin büyük çoğunluğu Sünni inancından olan insanlarımızdır.
Sünniler zaten Türkiye halkları ve Kürtler içinde çoğunluk olduğu için
her zaman belirtmeye gerek duyulmamaktadır.
HDP sadece zihniyet olarak değil fiili ve somut olarak
demokratik ulus anlayışını geliştirmektedir. 7 Haziran 2015’te
demokratik ulus fiilen somut olarak meclise taşınmıştı. Artık demokratik
ulus tüm renkleriyle demokrasi güçleri içinde yer alacağı gibi Türkiye
Meclisi’ne de taşınacaktır.
Devletçi ulus anlayışı hala tek millet, tek
vatan diyerek kendini sürdürmek istese de çoklu ulus anlayışı bu
topraklara serpilmiştir. Geleceğin ulus anlayışı kesinlikle demokratik
ulus anlayışı olacaktır. Özellikle Türkiye sınırları içinde bu ulus
anlayışı güçlü bir biçimde gelişecek, tüm Ortadoğu ve dünyaya örnek
olacaktır. Bunu ne Tayyip Erdoğan ne de faşist ittifakları ve ilişkileri
önleyecektir.
HDP etrafında demokrasi blokunun oluşması demokratik ulus
unsurlarının ve sol güçlerin kendi güçlerinin farkına varmalarını
sağlamıştır. HDP’nin 24 Haziran’da anahtar parti haline gelmesi bu
blokunda kendine özgüvenini artırmıştır. HDP etrafında oluşan demokrasi
bloku sadece HDP’ye ait değildir. Ortaya çıkan güç sadece HDP’nin
değildir. Karşılıklı bir birini güçlendiren bir demokrasi bloku ortaya
çıkmıştır. Demokrasi güçlerinin bir araya gelmesi bloka katılan her
siyasi ve toplumsal gücü güçlendirdiğini gözler önüne sermiştir. Bu
açıdan sol güçler ve demokratik ulus unsurları bundan sonra bu ilişki ve
ittifakları daha da güçlendirerek sürdürmek isteyeceklerdir.
Şu anda Cumhur ve Millet ittifakı basında çok fazla yer
alsa da, görünürde büyük görülseler de 24 Haziran seçimlerinin büyük ve
güçlü bloku Demokrasi blokudur. Artık sadece HDP yoktur, demokrasi bloku
vardır. Bu açıdan demokratik basın ve Kürt basını HDP etrafında
toplanan siyasi güçleri Demokrasi bloku olarak tanımlamalıdır. Nasıl ki
diğerleri kendilerine Cumhur ve Millet ittifakı diyorsa, HDP etrafında
bir araya gelen demokrasi güçleri de kendilerini Demokrasi bloku tanımı
olarak ifade etmelidirler. Böylece sağ iki ittifakın karşısında bir
demokrasi blokunun olduğu herkese gösterilmelidir.
Türkiye’yi AKP-MHP faşist ittifakından kurtaracak tek güç
Demokrasi blokudur. AKP’den gerçek anlamda kurtulmak isteyenler oyunu
HDP’ye verir. AKP’nin bütün amacı HDP’yi baraj altında tutmaksa, AKP’den
rahatsız olan her kesimin de HDP’ye oy vererek AKP’ye bir tokat atması
gerekir. Bu açıdan AKP’den rahatsız olan, CHP ya da başka bir partiye oy
verenler amaçlarına ancak HDP’ye oy vererek ulaşabilirler. Bu açıdan
CHP, AKP, İyi Parti ve Saadet Partisi tabanına seslenmek önemlidir.
Böylece hem yüzdü 10 barajı yıkılır hem de Türkiye’deki diğer halk
toplulukları ve siyasi çevrelerle ilişki kurulur. HDP’nin savunduğu
demokratik ulus anlayışı bu yolla güçlendirilerek pratik olarak
somutlaşma imkânı da yaratılmış olur.
Yorumlar
Yorum Gönder