Alevilerin oyu HDP’ye
REWŞAN DENİZ
AKP’nin özel bir Alevi düşmanlığı var. Bu hükümet
kadar doğrudan Alevilere hakaret eden, Alevileri rencide eden,
ötekileştiren bir hükümet Türkiye tarihinde iktidara gelmemiştir.
24 Haziran’da yapılacak seçimlerde HDP listesinden
İstanbul Milletvekili adayı olan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu
(AABK) Onursal Başkanı Turgut Öker’in adaylığı Yüksek Seçim Kurulu (YSK)
tarafından haksız bir biçimde iptal edildi. Avrupa’da 11 ülkede
örgütlü, 300 cem evinin çatı örgütü Avrupa Alevi Birlikleri
Konfederasyonu’nun onay ve desteğiyle HDP’den aday olan Öker, YSK’nin
kararının “kişisel bir mağduriyet yerine toplumsal mesajı iyi okunmalı”
dedi ve ekledi: “Onlar, HDP’yi baraj altında tutmak istiyorlar. Biz
Aleviler, demokrasi güçleri, devrimciler, bugüne kadarki HDP’ye sahip
çıkışımızı birkaç misli arttırmamız gerekiyor. Bu oyunu böyle
bozabiliriz. “
Avrupa’da yaşayan 1.5 milyon Alevinin yarısının 24 Haziran
seçimlerinde oy kullanma hakkı olduğunu belirten Öker, neden HDP’nin
desteklenmesi gerektiğini şöyle özetledi: “Alevilerin tarihsel ütopyası
ve duruşu ile HDP’nin bugünkü duruşu, çizgisi, ilkeleri, insana, doğaya
bakış açısı örtüşüyor. Aleviler HDP’ye oy verirken aslında kendisine oy
vermiş oluyor. Aleviler şu gerçeği görmeli; 30 yıldır mücadele ettikleri
haklarını HDP ile kazanabilirler.”
Avrupa’daki Alevilerin oylarının CHP’ye gittiği algısının
bir yanılgı olduğunun altını çizen Öker, “Haziran ve Kasım seçimlerinde
Avrupa’yı karış karış dolaştım. Haziran ve Kasım seçimlerinde kafalarda
HDP’ye yönelik ciddi soru işaretleri vardı. HDP’nin duruşu Alevilerin
kafasındaki soru işaretlerini ortadan kaldırdı. Son üç yıl içerisinde
verdikleri bedellere rağmen AKP’nin koltuk değneği olmadıklarını
gördükleri için gönül rahatlığı ile HDP’ye oy verecektir” diye konuştu.
Seçmenleri sadece oy vermekle yetinmemeye ülkedeki
yakınlarını da ikna için seferber olmaya davet eden Öker, “Herkes Saray
diktatörlüğüne son vermek ve HDP’nin baraj altında bırakılma
operasyonunu boşa çıkarmak için elinden geleni yapmalı” çağrısında
bulundu.
Haftalardır yurt dışındaki seçim çalışmalarında aktif olarak yer alan Öker’in gazetemizin sorularına yanıtları şöyle:
24 Haziran baskın seçimlerinde Aleviler kendilerine nasıl bir rol biçiyor? Bu seçimler Aleviler için ne anlam ifade ediyor?
Alevi olmak bir inanç kimliğini ifade ediyor. İçerisinde
her toplumsal kesimden insan var. Bugün Alevi olmanın tarihsel
sorumluluğuna göre hareket edecek Aleviler açısından 24 Haziran
seçimleri gerçekten bir dönüm noktası olacaktır. Her
seçimin önemi, bir önceki seçimlerden farklılığı vurgulanarak öne
çıkar. Ama bu normal bir kıyaslamanın ötesinde bir sürecin dönüm noktası
olacaktır. Çünkü 16 yıldır AKP hükümetinin bir inkarı var. Türkiye
Cumhuriyetinden beri her hükümetin bir asimilasyon ve inkar politikası
var. Ama bu hükümetin özel bir Alevi düşmanlığı ve hissiyatına sahip
olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu hükümet kadar doğrudan Alevilere hakaret
eden, Alevileri rencide eden, can alıcı sorunlarına kayıtsız kalan,
kayıtsız kalma ile kalmayıp üstüne üstlük ötekileştiren bir hükümet
Türkiye tarihinde iktidara gelmemiştir. Bu açıdan 24 Haziran seçimleri
Aleviliğin Türkiye topraklarında özgürleşeceği, Alevilerin eşit haklara
kavuşacağı sürecin belki de ilk basamağı olacak. Yani 25 Haziran’dan
sonra her şey tamamı ile güllük gülistanlık olmayacak elbette ama ya
değişim umudumuz canlı kalacak ya da Türkiye topraklarında, Alevi
kimliği ile Alevi değerleri ile yaşayamamanın başlangıcı olacak.
Avrupa’daki Alevilerin seçimlere ilişkin tutumunu nasıl öngörüyorsunuz? Aleviler neden HDP’ye oy vermeli?
Alevilerin 30 yıldır Avrupa’daki örgütlenmelerinde önüne
koyduğu hedefler ne ise HDP’nin programında yer alan hedefler de aynı
şeyler. Bizim hedeflerimiz ve HDP’nin programı bire bir örtüşüyor. HDP
kendisine göre bir Alevi yaratmaya çalışmıyor, bilakis Alevi ve farklı
renkleri var oldukları gibi kabul ediyor. HDP, Alevileri, örgütlü
Alevileri, kurumları, Alevilerin temel sorunlarını nasıl görüyorsa, onu
olduğu gibi kabul ediyor. Alevilerin tarihsel ütopyası ve duruşu ile
HDP’nin bugünkü duruşu, çizgisi, ilkeleri, insana, doğaya bakış açısı
örtüşüyor. Aleviler HDP’ye oy verirken aslında kendisine oy vermiş
oluyor. HDP’nin programı Alevilerin programıdır. Bugün HDP’nin Türkiye
toprakları üzerinde yaşayan mazlum halklara yönelik programı tamamı ile
Alevilerin son otuz yıldır örgütlendikleri amaçlarla bire bir aynı
olduğundan dolayı Aleviler HDP’ye oy vermeli. Aleviler şu gerçeği
görmeli; 30 yıldır mücadele ettikleri haklarını HDP ile kazanabilirler.
Yurtdışında ne kadar Alevi var ve seçimlerde nasıl bir tavır sergileyecek sizce?
Haziran ve Kasım seçimlerinde Avrupa’yı karış karış
dolaştım. Haziran ve Kasım seçimlerinde kafalarda HDP’ye yönelik ciddi
soru işaretleri vardı. Çünkü HDP ilk defa tanıştıkları bir siyasi
partiydi. İlk defa ittifak yaptıkları bir siyasi partiydi. Şunu gönül
rahatlığı ile belirtebilirim; Haziran seçimlerinde Alevi seçmeninde var
olan soru işaretleri ve çelişkiler bugün hiçbirinin kafasında yok.
HDP’ye oy verirsek HDP bizi aldatır mı? Bizim ilkelerimizin dışına çıkar
mı? gibi tereddütler Haziran ayında vardı. Bugün olmadığını rahatlıkla
söyleyebilirim.
HDP’nin duruşu Alevilerin kafasındaki soru işaretlerini
ortadan kaldırdı. HDP’nin eşbaşkanlarının “Seni Başkan Yaptırmayacağız”
üzerinden tutsak edilmesi, 10 bine yakın HDP çalışanının yöneticisinin
zindandan olması, Erdoğan’ın bütün gücü ile ne pahasına olursa olsun
HDP’ye yönelik hayata geçirdiği siyasi soykırımın ne için olduğunu Alevi
toplumu çok açık bir şekilde idrak ediyor. Erdoğan rejiminin sonunun
getirilmesi için tek bir seçeneğinin HDP’nin barajı geçmesi olduğunu,
güçlü bir HDP seçeneğinin parlamentoda olmasının şart olduğunu, vicdan
sahibi, süreci iyi okuyabilen her Alevi görebilmektedir.
Aleviler bu seçimde, geçen seçimlerden daha fazla oranda
HDP’ye oy vereceklerdir. Bunun oranı seçim sonrasında da görülecektir.
Üç haftadır Avrupa’da dolaşıyorum. 15 Alevi toplum merkezinde
konferanslara, toplantılara katıldım. Seçimlere kadar onlarca Alevi
toplum merkezine gideceğim. Bu anlamda Avrupa’da yaşayan 1.5 milyon
Alevinin yarısı Avrupa vatandaşı. Bir buçuk milyon Alevi vatandaşımızın
yarısının 24 Haziran seçimlerine oy kullanma haklarının olduğunu
biliyoruz. Tabiki büyük bir bölümü HDP’ye oy verecektir. Biz bunu
Haziran ve Kasım seçimlerinde de gördük.
Alevi oylarının CHP ye gideceği gibi bir algı
var. Öte yanda CHP’nin Millet ittifakı içerisinde yer almasında dolayı
bir tepki olduğu da gözüküyor. Bu durum sandığa nasıl yansır?
Bırakın bu son durumu, Haziran ve Kasım aylarındaki
seçimlerde de Avrupa’daki Alevilerin oyunun CHP’ye gitmediği çok açık.
Türkiye’de CHP ikinci parti olduğu halde, yani yüzde 25’lerde bir oy
aldığı halde, Türkiye’deki Alevilerden ciddi bir oy almasına rağmen,
Avrupa’da CHP’nin üçüncü parti olması Alevilerin tercihinin eskiden
olduğu gibi CHP’den yana olmadığının somut örneğidir. HDP’nin aldığı
somut oylar da bunu gösteriyor. Ve bugün HDP’nin Alevilerden alacakları
oy daha fazla olacaktır.
Aleviler Avrupa’da, Türkiye’deki tarih sahnesine Madımak
külleri üzerinde çıkmıştır. Madımak Katliamı dönüm noktası olmuştur.
Madımak şehitlerine sahip çıkma mücadelesi sonrasında Aleviler bu
düzeyde örgütlenmiştir. Bugün CHP’nin Madımağı ateşe veren, o katliamı
gerçekleştiren ve o katliamda bire bir sorumlu olan Temel Karamollaoğlu
ile ittifak içerisinde olması Alevi toplumu açısından kendini var eden
his ve değerler açısından, asla normal karşılanacak, asla sıradan bir
davranmış olarak görülecek bir olay değildir. Ve biz bunun 24 Haziran’da
sandığa nasıl yansıyacağını göreceğiz. Toplum bunun hesabını soracak.
Cumhur ve Millet ittifakının karşısında HDP
tek başına yer alıyor. İki ittifak ile HDP’nin inanç özgürlüklerine
yaklaşımını değerlendirdiğimizde neler söylemek istersiniz?
Birinci ittifak ırkçı ve faşist bir ittifaktır. İkinci
ittifak Türkçü ve Sünni ittifaktır. İslam sentezine dayalı bir
ittifaktır. O kapsamda da Konfederasyonumuz kurumsal olarak Alevilerin
tercihinin üçüncü yol yani üçüncü tercih “Emek ve Barış Bloku” olduğunu
ifade etmiştir. Bugün de emekten barıştan, demokrasiden, kardeşlikten
yana olan tüm güçlerin “Emek ve Barış Bloku” çatısı altında toplandığı
açıktır. Zaten benim oy birliği ile HDP’den aday gösterilmem de bunun
bir ifadesidir. HDP’den adaylığımın da oy birliği ile onaylanması bir
politik tercihtir. Yani bu üstü kapalı belirsiz bir tanımlama değildir.
YSK tarafından HDP’den milletvekili adaylığınızın iptal edilmesini neye bağlıyorsunuz?
YSK tarafından adaylığım veto edildi. Gerekçe olarak ceza
aldığımı ön sürdüler. Ancak benim temyiz kağıdımda yer alan cezam,
bundan 2 yıl önceye ait. İki yıl önce tüm Alevi kurumlarıyla Maraş
Katliamı’nı kınamak amacıyla bir anma yapmak istedik. Bu anmaya müdahale
edildi ve polis şiddet kullandı. Orada ben bir konuşma yaptım. Benim
konuşmamın içeriği de şöyleydi: “Bu nasıl bir barbarlık, haydutluk? Biz
sadece katliamı lanetleyip, şehitlerimizi anmak için bir karanfil koymak
amacıyla buraya geliyoruz. Siz bir devlet olarak katliamı
engelleyemediniz, suç ortağı oldunuz. Şimdi de anmayı engelliyorsunuz.
Bu nasıl bir zihniyet.”
Ben orada cumhurbaşkanına yönelik, “Sen aynı tarihte
mayasından geldiğin Yezid gibi zalimlik yapıyorsun, baskı yapıyorsun.
Bugün Yezid, nasıl insanlığın vicdanında lanetleniyorsa senin bu
yaptıkların da lanetlenecek. Sen günümüzün Yezidisin” diyerek, bir fikir
belirttim. Kaldı ki, Erdoğan’ın çizgisi budur, yıllarca Hz. Hüseyin ve
Yezid mücadelesinde “Bizim safımız Yezid” demiştir. Bundan dolayı
yargılandım 11 ay 20 gün hapis cezasına çarpıldım.
Türkiye’de siyaset ile uğraşan herkes bilir ki, 1 yılın
altında alınan cezalar milletvekilliğinin önünde engel değildir. Ben 11
ay 20 gün ceza aldım. Gittim temyiz kağıdı aldım, başvuru yaptım. Son
güne kadar da reddedilme durumu söz konusu değildi. Onun için bu politik
bir karardır. Ben Alevi davasına sahip çıkmanın, Alevilere yönelik
katliamların üzerine gitmenin, bir daha katliamların yaşanmaması için
duyarlı davranılmanın cezalandırıldığını düşünüyorum. Bizim inancımız,
Alevi toplumu cezalandırılıyor. Kendi şehitlerimize sahip çıkmamız
burada engellenmeye çalışıyor.
Aleviler ile HDP’nin yan yana gelmesinden korkuyorlar mı?
HDP bütün mazlumlar için bir kurtuluştur. Alevi, Kürt,
Türk, Laz, Çerkes, Ereni, Asuri-Süryani, herkes için kurtuluş. Bütün
kesimleri bir araya getirdi. Bir umut oldu. Ülkemizde yüz yıllardır
insanları bölen, parçalayan karşı karşıya getiren zihniyet, HDP’yi bir
tehdit olarak görmeye başladı. Zaten son 3 yıldır da bunca zulmün
baskının katliamın boş olmadığını görüyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde
böyle bir şey yok. Partinin eşbaşkanlarını içeri atıyorsunuz.
Cumhurbaşkanı adayını zindanda tutuyorsunuz.
Bu anlamda da Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu
onursal başkanı olarak Avrupa’daki Aleviler olsun Türkiye’deki Alevi
hareketleri, HDP saflarında mücadele etmemize ve adaylığımıza tam destek
verdiler. Bu destek Aleviler içerisinde dalga dalga kabule dönüştü.
HDP’yi her koşulda baraj altında tutmak isteyen zihniyet karşısında bir
heyecan yarattığı için benim şahsımda bir araya gelmemiz, birleşmemiz
engellenmek istendi. Ben bunu kişisel bir mağduriyet yerine toplumsal
bir mesaj olarak okunması gerektiğine inanıyorum. Onların amacını
tersine çevirmemiz gerekiyor. Onlar, HDP’yi baraj altında tutmak
istiyorlar. Biz Aleviler, demokrasi güçleri, devrimciler, bugüne kadarki
HDP’ye sahip çıkışımızı birkaç misli arttırmamız gerekiyor. Bu oyunu
böyle bozabiliriz.
Avrupa’daki seçmenlerin oyları kritik önemde, Avrupa’da yaşayan Alevilere herhangi bir çağrınız olacak mı?
Aleviler can güvenliği anlamında bir tehdit ile karşı
karşıyadır. Canımız tehdit altında ise, varlığımız tehdit altında ise,
bugün Türkiye’de, Avrupa’da, dünyanın neresinde olursa olsun seçme
hakkına oy hakkına sahip olan her Alevi eli kanda da olsa mutlaka gidip
oyunu kullanmalı. Aksi taktirde oy kullanmamanın tarihsel vebali çok
büyük olacaktır. Vicdanı sorumluluğu çok büyüktür. Sadece oy kullanmakla
kalmamalılar, özellikle de Avrupa’da yaşayan Alevi canların
Türkiye’deki eşleri, dostları, yakınları üzerinde ciddi saygınlıkları
vardır. Mutlaka Türkiye’deki yakınlarını bu kritik süreçte HDP’ye oy
vermeleri noktasında ikna etmeliler. Bu kritik süreçte sadece oy verme
değil HDP’nin barajı geçmesi noktasında herkesin sefer olması gerekiyor.
Alevilerin tarihi katliamların ve acıların tarihidir. Olay
sadece tek başına parlamenter olmak değildir. Bunu bilen insanlarız.
Parlamento bunun bir aracıdır. Ama çok önemli bir aracıdır. Ben 7
Haziran seçimlerinde o mecliste 4 ay bulundum. Dolayısıyla Alevilerin o
kürsüyü kullanmalarının önemli olduğunu düşünüyorum. O nedenle de Alevi
toplumu sesini kendi ilkelerini ve kendi davasını parlamentoda
yürütmeli. Alevilerin ödediği bedellerle bizi en iyi şekilde temsil
edecek olan HDP’ye destek vermesini istiyorum. Herkes Saray
diktatörlüğüne son vermek ve HDP’nin baraj altında bırakılma
operasyonunu boşa çıkarmak için elinden geleni yapmalı.
Seçim çalışmalarına aktif olarak katılıyorsunuz. Edindiğiniz izlenimler nelerdir?
Öncelikle çok olumlu bir atmosfer görüyorum. Gittiğim her
yerde Haziran ve Kasım seçimlerinde olmayan olumlu bir hava var.
Özellikle de bugüne kadar CHP’li olduğunu, bugüne kadar sürekli CHP’ye
oy verdiğini söyleyen üyelerimiz bile bu seçimlerde HDP’ye oy
vereceklerini açıklıkla deklare ediyorlar. Bu kapsamda ben, bu seçimin
kaderinin AKP hükümetinin bizim oylarımızdan yapacağı hırsızlığa ne
oranda müdahale edeceğimize bağlı olduğuna inanıyorum. AKP’nin,
Erdoğan’ın, Erdoğan hükümetinin hırsızlığına engel olabilirsek 24
Haziran’da ciddi bir oy patlaması yaratabileceğimize inanıyorum.
AABK Avrupa’da yaşayan Alevilerin üzerinde nasıl bir etkiye sahip?
Dünyada Türkiye’de dahil olmak üzere, en kurumlaşmış, en
örgütlü, kendi içinde üye sayısıyla, kurumlaşmasıyla, diplomasi
alanındaki ağırlığı ile dünyanın en önde gelen Alevi örgütüdür. 11
ülkede federasyon var. Kendi içinde gençler birliği, medya ağı, YOL TV
onun bir parçasıdır. Almanya’da okullarda Alevilik dersi verir. Almanya
üniversitelerinde kürsüleri vardır. Avrupa’da yaşayan Alevilerin kabul
ettiği bir çatı örgütüdür. Konfederasyon aynı zamanda Avrupa’daki 300’e
yakın cem evinin çatı örgütü. Alevilerin her kesimin örgütlendiği bir
çatı örgütüdür.
Erdoğan bizden korkuyor
Kamuoyu beni bilir. Benim ölümüne sözünü çekinmeyen, ne
pahasına olursa olsun düşündüğünü ifade etmekten çekinmeyen bir kişilik
olduğumu dünya alem bilir. 30 yıldır Avrupa Alevi hareketi
içerisindeyim. Son 25 yıldır fiilen en ön saflarda yöneticilik
yapıyorum. Bugüne kadar asla Ali’siz bir Aleviliği savunmadım. Ben
Aleviliğin özgün bir inanç olduğuna inan bir insanım. Aleviliğin asla
Sünnilik içerisinde, siyasal İslam içerisinde, Hıristiyanlık içerisinde,
başka bir inanç içerisinde eritilmemesi gerektiğine inan ve bu
doğrultuda mücadele eden bir insanım. Ali’siz Aleviliği savunan bir
insan değilim. Alevilerin Alisinin, Şah-ı Merdan’ın farklı bir simge
olduğunu bilenlerdenim. Erdoğan’ın seçim meydanlarında adımı da ima
ederek, yani ‘Avrupa’dan kalkmış milletvekili olmak için Türkiye’ye
gelmiş’ ifadesi ile doğrudan beni kast eden sözleri bizim Alevi
dünyasındaki yarattığımız değerden korktuğu için, kendisini Avrupa’da
her alanda teşhir ettiğimizden dolayı bu saldırıyı gerçekleştirdiğini
düşünüyorum.
CHP Alevileri tasfiye etti
Diğer partilere baktığımızda, AKP zaten Alevilere düşman
bir parti. İYİ partini başkanı Meral Akşener’i içişleri bakanlığı
dönemindeki icraatlarında biliriz. Türkiye halklarına zulmünü biliyoruz.
O katliamlar dönemindeki sorumluluğunu biliyoruz. Geriye bir CHP
kalıyor. Bugün CHP’nin 600 adayı içerisinde, örgütlü Alevi mücadelesi
içerisinden çıkan, kurumsal olarak Alevi toplumunu temsil etmiş bir tane
Allah’ın kulunu bulamazsınız. Özellikle de CHP’nin bu seçimlerden daha
önceki ön seçimlerde önemli yerlere gelip milletvekili olmuş ve
kamuoyunda demokratlığı ile, Türkiye’nin temel sorunlarında duyarlılığı
ile bildiğimiz ne kadar mücadeleci insan varsa, ne kadar Alevi kimliği
ile bilinen insan varsa temizlediğini çok açık şekilde görüyoruz. Şu
anda CHP listesinden meclise girebilecek bizim gibi kurumsal düzeyde
Alevi kurumlarında başkanlık yapmış bir tane Allah’ın kulunu
göremezsiniz.
30 yıldır mücadele ediyor
Ben 1961 yılında Pir Sultanın topraklarından dünyaya
geldim. Sivas/Yıldızeliliyim. Gençliğim o topraklardan geçti. 1973
yılında ailemin yanına Hamburg’a geldim. Hamburg ailemin yaşadığı,
gençliğimin geçtiği, aynı zamanda kızımın dünyaya geldiği şehirdir. 30
yıl önce Alevi adıyla kurulan Hamburg Alevi Kültür Merkezi’nin
kurucularındanım. Hamburg Alevi Kültür Merkezi’nde 1991-1993 yıllarında
başkanlık yaptım. Madımak Katliamı sonrası yaşadığım şehri terk ettim. O
günden beri yollardayım. Avrupa’da 11 ülkede bir araya gelerek
oluşturulan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun kurucu
başkanlığından sonra 13 yıl Almanya’da Alevi Birlikleri Federasyonu’nun
genel başkanlık yaptım. Asıl mesleğim sosyal danışmanlık. 30 yıl önce
genç yaşımda daha ortalıkta Alevilik adına hiçbir örgüt yok iken bu işe
baş koydum. Baskı ve zulümlere son vermek Alevilerin özgürleşmesi ve
Alevilerin de diğer tüm inançlar gibi özgürce yaşanması için alevi
örgütlerin içinde yer aldım.
Yorumlar
Yorum Gönder