Özgür AMED
Geçen hafta AKP seçim beyannamesi açıklandı. 16 başlıktan oluşan 360 sayfalık bir beyanname.
Bu 360 sayfada her şeyin başına “güçlü” getirmişler.
İşlevsizleştirdikleri meclise güçlü demişler, olmayan hükümete güçlü
demişler, perişan edilen ülkeye güçlü Türkiye demişler. Tek kişinin
söylediklerine göre jet hızı ile işleyen yargıya bağımsız demişler.
Bunlar da yetmemiş gibi şeffaflık, güven ve adaletten de dem vurup; hak
ve özgürlüklerin öneminden şey etmişler. İnsan gerçekten şey edemiyor!
Tabi bula bula da slogan olarak yaparsa yine AKP yapar gibi bişiye
varmışlar! Haklılar, ülkenin hala ayakta bir iki şeyi var, yıkarsa onu
da onlar yapacak. Talip olmaları gayet anlaşılırdır.
Önceki seçimlerde yayınlanan metinlerle karşılaştırdım
biraz. Temel şablon değişmemiş, benzer konuların geçtiği sayfa sayıları
bile birbirine yakın, aynı sıralama.
Sadece süsleme kısmı değişiyor. Misal 2015’te “Kürt
kökenli” olan vatandaş, yani bizler; 2018’de “Kürt vatandaşlar” olmuş
direk. Bu iyi mi kötü mü? Sevinmeli miyiz, üzülmeli miyiz? Kürt kökenli
deyince aslen İtalyan, Fransa doğumlu, kökenen kendini mezopotomik
hisseden inanmış tırşıkçı bir kesim vardı. Şimdi onlar boşluk yaşayacak;
acaba nereye gitti kökümüz, kökenimiz diyebilirler.
Müjdeyi verelim, AKP “kökten” hal etmiş o işi. Zaten
gösterdiği adaylar ve daha önceki dönemlerde gösterdiği profillere
gerekli ayarı çekmiş olması yeterince anlaşılırdır.
Geçen hafta açıklanan beyannamede en dikkat çekici şey şu
olabilir: Kürt kelimesi sadece “1” kez, yazıyla bir kez geçiyor. Bu
durum çok öğretici. Çok yerinde olmuş. Kürtlere ve ülkenin kaderinin her
açıdan bağlı olduğu Kürt sorununa dair daha iyi bir özet olamazdı.
Beyannamede Ahıska Türkleri, Kırım ve Tatar Türklerinde
bile uzun uzun bahsedilmiş. Misal Ahıska Türkleri 3 kez geçiyor. Kırım 7
kez falan.
MHP yine istikrarlı. Kürt kelimesi sıfır (0) kere geçmiş. 1
kez yanlışlıkla geçse zaten uykular kaçardı herhalde. AKP 1 kere ağzına
alarak elbette MHP’ye iyice yaklaşmış yakında geçecektir.
CHP Kürt sorunu başlığı açarak, 14 kez kullanmış. Fakat yeni bir şey pek söylemiyor.
Diğer bir mesele;
Erdoğan beyannameyi okurken ki yüz ifadesi. Moralsiz, yüzü
asık ve ne işin var burada der gibi sahnede duruyordu. İşlerin kötü
gittiğine dair hayırlı bir yorum getirmek mümkün, fakat hile hurdanın da
yolunun açılması demek olduğu açık!
Bir uçurumun kenarına geldiğimiz doğrudur. Uçuruma kadar
getirip atmak isteyenler bu saatte Kürt kelimesini hatırlamaz çünkü
artık işi bitti. Ama bizim yeni başlıyor!
Kendileri ile beraber bizi de oradan atmak isteyenler var.
Fakat bizim tutunduğumuz dallar var. HDP’nin ağacının dalları. Herkesin
kendini altında bulabileceği, kendine ait bir şey hissettiği bir ağaç,
dal! Bir kurtuluş reçetesi.
Sözü ve özü, fikri ve zikri, teorisi ve pratiği birbirine
uymayanlar için “Ağzı Ali söylüyor, gözü Muaviye bakıyor“ denir halk
arasında. Diyecek çok başka bir şey de yok… Bu özü ve gerçeği Muaviye
olanları iyi hatırlayalım sandığa giderken…
Yorumlar
Yorum Gönder