Gelecek kadın eliyle örülüyor



Kongreya Star Eş Sözcüsü Evîn Sewaîd, Rojava’da kadın devrimini nasıl ördüklerini anlattı:
Kendimi mücadelenin bir parçası olarak gördüğüm için zorluklar karşısında asla pes etmedim. Yeni sistemi oluşturmak için bilinçli hareket etmemiz gerekiyordu. Giderek her alanda örgütlülüğümüzü oluşturduk. Dünün mazlum, mağdur ve ezik kadını yerine hesap soran, irade ve güç sahibi bir kadın var artık.

M.ZAHİT EKİNCİ HAMBURG
Evîn Sewaîd, Rojava Devrimi’ne başlangıcından bu yana  emek veren kadınlardan biri. 7 yıl boyunca çok severek yaptığı  matematik öğretmenliğini bırakıp devrim çalışmalarında yer almış. İki yıldan beri Rojava kadın hareketi Kongreya Star’ın eş sözcülüğünü yapıyor.
Sewaîd, Kürt özgürlük hareketine geçmişten beri ilgi duyan, örgüt kültürü olan bir aileden geliyor. Ailenin en büyük kızı olmasından dolayı da erken yaşlarda sorumluluklar aldığını ifade ediyor.  Sewaîd ile devrime nasıl katıldığını ve emektarı olduğu devrimi kadınların nasıl örmekte olduğunu konuştuk.

Sewaîd, devrim için ilkin basın yayın alanında emek vermiş. Devrimin sesini duyuran Ronahî TV’de yayın müdürlüğü görevi yaptığı iki yılda toplumu daha iyi tanıma fırsatı bulmuş. 2016 yılında da Rojava kadın hareketi olan Kongreya Star çalışmalarına eş sözcü düzeyinde atanınca ne kadar zorlandığını şöyle ifade ediyor: “Toplumsal konularda eksiktim. Yedi sene boyunca öğretmenlik yapmıştım. Halkın sorunlarından ziyade kendimi mesleğime ve çocuklara adamıştım. Başlarda epey zorlanmıştım. Zira yeni bir sistem oluşturacak, meclisler, komünler inşa edecektik. Rejimin atomlarına kadar parçaladığı insanlarımızı tekrar bir araya getirecektik ama bu konuda ne tecrübem ne de bilgim vardı. Zamanla kendimi eğiterek, toplumun bir parçası olarak tüm bunların üstesinden gelmeye çalıştım. Hiçbir şey ekranlarda gözüktüğü gibi değildi. Toplumun içindeysen üstesinden gelebiliyorsun.”

Toplumu tanımak kendini tanımaktır
Kendisini mücadelenin bir parçası olarak gördüğü için zorluk ve tecrübesizlikler karşısında asla pes etmediğini belirten Sewaîd, kadın kimliği bilincine de devrim aşamasında vardığını söyledi. Sewaîd nasıl çalıştıklarını şöyle anlattı:
“İlkin kendimizi eğittik, sonra bütün kurumlarımızda adeta bir eğitim seferberliği başlattık. Kendimizi tanımadan toplumu tanıyamayacağımızı biliyorduk. Yeni sistemi oluşturmak ve kadına dair kanunlar çıkarmak için yüzlerce toplantı yaptık.  Kadınlar olarak kendimizi yönetmek için kendi kanunlarımızı yapmamız, toplumsal değişim ve dönüşümü bilinçli gerçekleştirmemiz gerekiyordu. Sorunlara çözüm üretmek istiyorduk. Çünkü kendimizi bu mücadelenin gerçek sahipleri olarak görüyorduk. Bazen yanlış kararlar alıyorduk. Bunu düzeltmeye yönelik yanlışların kaynağını bulmaya çalışıyor, özeleştirimizi veriyorduk. Bu da yeni çözümlerin önünü açıyordu. Zamanla toplum içerisinde bir gücümüz oluştu. Bu, beraberinde bir saygınlığı getirdi. Toplumun her alanında kendi örgütlülüğümüzü oluşturduk. Dünün mazlum, mağdur ve ezik kadını yerine hesap soran, irade ve güç sahibi bir kadın var artık.”

Kafir diye suçlandığımız oldu
Sewaîd, eşit temsiliyeti, kadın kanunlarını topluma, daha doğrusu erkeklere kabul ettirmekte zorlandıklarını belirterek şu sorunlara dikkat çekti: “Erkeklerle defalarca tartıştık. Kanunlarımızı, toplumsal sözleşmeyi onlara kabul ettirmek kolay olmadı. Hala sıkıntılar yaşıyoruz. Hala eş başkanlık istediğimiz gibi yürümüyor. Kadına eşbaşkandan ziyade yardımcı gözüyle bakılıyor. Kadın yaşamını ilgilendiren kanunlar çıkardığımızda bir çok insan bizi kafir olmakla, Allah’ın kanunlarına karşı çıkmakla suçladı. Birçok erkek, çok eşliliğin Allah tarafından kendilerine verilen bir hak olduğunu söyledi. Ama arı yuvasına çomak sokmuştuk bir kere.  Çocuk yaşta evlilikler,, tek taraflı boşanmaları, çok eşliliği, kadına yönelik şiddeti yasakladık. Kanunları ihlal edenlere karşı ceza sistemi geliştirdik. Daha çok da zihniyet dönüşümüne yol açmak için tartışıyoruz. Malesef hala ikinci evliliği çok doğal ya da gerekliymiş gibi gören kadınlar da var.”

Genç nesil bizi iyi anlıyor
Kongreya Star Eş Sözcüsü Sewaîd, toplumsal çarpıklıkları kanunlarla önlemeye çalıştıklarını ancak kanunları insanlar için bir tehdit unsuru olarak kullanmaktan kaçındıklarının altını çiziyor. “Bu bir zihniyete dönüştüğünde belki kanunlara da gerek kalmayacak“ diyen Sewaîd, şöyle devam etti: “Özgürlük mücadelesi ile ilişkisi olan insanlar zaten buna anlam verebiliyor. Fakat bütün bunların Rojava sathına yayılması ve karşılık bulması epey zamanımızı alacağa benziyor. Genç nesil bizi daha iyi anlıyor, geleceklerini bu sözleşmede buluyor. Ama yaşlı kesim hala direnç gösteriyor. Bizi şeriata karşı gelmekle suçluyorlar. Bu yaşlı insanların çocuklarıyla bir gelecek örmeye çalışıyoruz. Nüvelerini önümüzdeki yıllarda göreceğiz tabii ki.”

Toplumsal adaletin sağlandığı kadın evleri
Toplumsal adalet ve huzurun sağlanması amacıyla kurulan kadın evlerinin (Mala Jinê) işlevine de değinen Eşsözcü Sewaîd, burada çalışanların daha çok hayat tecrübesi kadınlardan oluştuğunu söyledi ve ekledi: “Bu evler toplumsal yaşamın temelini oluşturan yerler. Haksızlığa uğradığını düşünen herkes başvurarak sorununa çözüm arıyor. Diyebilirim ki şu ana kadar binlerce mesele buralarda çözüldü. Özellikle aile içi şiddete maruz kalan ya da boşanan insanlar geliyor. Bir çok kadın kendisini burada güvende hissettiğini belirtiyor. Boşanma davalarında her iki taraf dinleniyor, nafaka meselesi ve çocuğun kimde kalacağına burada karar veriliyor. Ancak çocuğun 15 yaşına kadar annesinde kalma zorunluluğu var. 15 yaşından sonra annesiyle mi yoksa babasıyla mı kalacağına kendisi karar veriyor. Kadın evlerine sadece kadınlar gelmiyor, bazen eşinden şiddet gördüğünü söyleyen erkekler de geliyor. Onların hakkı da kadınlarınki kadar savunuluyor.”

‘Yaşam projemizi herkesle paylaşmak istiyoruz’

‘Yapım Aşamasındaki Devrim‘ adıyla Kürt Kadın Hareketi tarafından düzenlenen 1. Dünya Kadın Konferansı için geldikleri Almanya’da birçok kurum ve şahsiyetle görüştüklerini belirten Kongra Star Eşsözcüsü Evîn Sewaîd, konferansa dair görüşlerini ve yaptıkları görüşmelerin çerçevesini şöyle aktardı: “Uluslarası Kadın Konferansı’na katılan kadınların dünyayı değiştirebilecek kadar güçlü ve direngen olduğunu gördüm. Renklerimiz, tenlerimiz, giyim kuşamımız, dillerimiz ayrı olsa da ortak sloganımız ‘Jin Jiyan Azadî’ idi. Dünyada hiçbir kadın Kürt kadını kadar ezilmedi; kimliğimiz inkar edildi, tecavüze, hakaret maruz kaldık ama her şeye rağmen dik durmasını bildik. Düşman bizi yok etmek istedikçe öfkemizi bileyip daha da güçlendik. Konferansta her şeye rağmen Kürt kadınların dünya kadınlarına direnişiyle, mücadelesiyle örnek olduğunu gördüm. Burada moral ve güç aldık, yalnız olmadığımızı gördük. Böyle güzel bir konferansın Kürt kadınların emeğiyle yapılması daha da onurlandırdı.”

Reqa’da danışma merkezleri kurulmalı
Özgür kadın yaşam projemizi herkesle paylaşmak istiyoruz. Bu amaçla geldiğimiz Almanya gezimizde birçok kadın kurumu ve şahsiyetle tanışma imkanı bulduk. Düşüncelerimizi söyledik.  Efrîn, Şehba ve Reqa’da kadınların yaşadığı sorunları anlattık. Reqa’da beş sene boyunca DAİŞ esareti altında inim inim inleyen Arap kadınların birçoğunun psikolojisi bozulmuş durumda. Suriye’de bunlara yardım edebilecek psikolojik danışmanlık merkezleri yok. Psikolojik hastalıklar delilikle eş tutulduğu için çoğu insan yaşadıklarını anlatmaya dahi çekiniyor. Bu insanlar için mutlaka uluslararası psikolojik danışmanlık merkezleri kurulmalı.

Şehba’ya yardım eli uzatılmalı
Efrîn kadını 62 gün boyunca kahramanca direndi. Çaresiz kalınca Şehba’ya sığındılar. Reqa’da, Şehba, Efrîn ve Minbic’da çocukların eğitim sorunları var. 7 yaşındaki çocuklar savaştan başka bir şey bilmiyor. Gözlerini savaşla açtılar. Mutlaka burada yaşayan insanlara yardım eli uzatılmalı.”

Yorumlar