AYŞE SÜRME / MA / İZMİR
25 Kasım günü açığa alınan Maile Ariç, yaşamına kaldığı
yerden daha güçlü devam ediyor. İktidarın politikalarından dolayı kadına
yönelik şiddetin ciddi boyutlara geldiğini ifade eden Ariç, “Daha çok
dışarı çıkmalı, sokaklarda görünür olmalıyız. Önümüzde bizi eve
hapsetmeye, köleliğin derinleşmesine sebep olacak yasalar var. Bunlara
karşı kadınların ekstra güç sarf etmesi gerekiyor. Bir arada dayanışarak
mücadeleyi büyütmeliyiz” diyor.
İzmir’in Bayraklı ilçesinde yaşayan Maile Ariç, 25 Kasım
2016 yılındaki Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü
için eyleme katılmaya hazırlanırken 23 yıl boyunca çalıştığı Sosyal
Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından, “Görülen lüzum üzerine açığa alındı”
denilerek işinden uzaklaştırıldı.
İşveren servis şefi olarak görev yapan Ariç,
uzaklaştırılmasının ardından 2017 yılında ihraç edildi. Kamu Emekçileri
Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Büro Emekçileri Sendikası
(BES) Kadın Sekreterliği yapan Ariç ihraç edildiği gün, cebindeki 300 TL
ile peynir, tereyağı, dut pekmezi alıp satmaya başladığını anlatarak
geçimi için ilk adımını attığını söyledi. Ariç, ihraç edildikten sonra
yaşadığı zorlukları ve kendisinin bunlara karşı gösterdiği mücadelesini
anlattı.
‘İktidarın sevmediği kadınlardandım’
Her alanda aktif olarak sendika ve kadın çalışmaları
yürüttüğünü söyleyen Ariç, önceliğinin barış ve demokrasi için çalışmak
olduğuna vurgu yaparak, iktidara karşı halkı örgütleyen, bilinçlendiren
bir noktada durduğunu dile getirdi.
Kadınlar olarak her zaman sürgün edilip, baskıya maruz
kaldıklarını ifade eden Ariç, “Buna rağmen darbe bahane edilerek ihraç
edildik. Özellikle yasaların performansa dayalı sistemi, kamu personel
rejiminde kadınlara yöneliktir. Sosyal güvenlik yasaları, kadınlar için
çok tuzak ve eve hapseden yasalardır. Bunları da biz deşifre ediyorduk.
Bunun için iktidarın pek sevmediği kesim olduk. Sendikalı olarak değil
de bir kadın olarak kendinizi daha fazla kanıtlamak zorunda
kalıyorsunuz. Bilinçlendirmeye çalışınca da üstümüze geliyorlar. Kılık
kıyafetimizden, eteğimizin boyuna kadar karışıyorlardı. Biz bu konuda
arkadaşlarımıza destek oluyorduk. Çünkü toplumsal cinsiyet rolleri
gereği en çok kadına baskı uygulanır” dedi.
‘Biat etmeyecektim’
Açığa alındıktan sonra sendikal mücadeleyi yürütmeye devam
ettiğini vurgulayan Ariç, çalışmalarında geri adım atmadığını belirtti.
Ariç, “İhraç edildikten sonra kendime bir sözüm oldu; su bile satarım,
dışarılarda pazarlarda çalışırım ama boyun eğmeyeceğim, biat etmeyeceğim
demiştim. Çünkü amaçladıklarının sendikayla birlikte herkese mesaj
verip biat ettirmekti. İşten tamamen atıldığımı öğrendiğim zaman cebimde
300 liram vardı. O parayla küçük bir valiz aldım. Memleketten peynir
tereyağı getirdim, her gittiğim yere valizimi yanımda götürerek, satış
yapmaya başladım. İlk müşterilerim de sendika içindeki arkadaşlarım
oldu. Kendi hayatım için geleceğe dönük planlar yapmaya devam ederken,
bu süreçte kadına yönelik bütün çalışmalarda ruhen ve bedenen olmaya
devam ediyorum” diye konuştu.
‘Daha fazla güç sarfetmeliyiz’
Her geçen gün iktidarın politikalarından dolayı kadına
yönelik şiddetin ciddi boyutlara geldiğini ifade eden Ariç, şöyle devam
etti: “Ancak, şiddeti önlemek için güçlü bir kadın dayanışması var. Ama
bu bence yeterli değildir. Daha çok dışarı çıkmalı, sokaklarda görünür
olmalıyız. Önümüzde bizi eve hapsetmeye, köleliğin derinleşmesine sebep
olacak yasalar var. Bunlara karşı 25 Kasımlarda, 8 Martlarda bunun
dışında her türlü etkinliklerde kadınların, hem kazanılmış hakları hem
de bundan sonra kazanabileceği bütün haklarına sahip çıkması için ekstra
güç sarf etmesi gerekiyor. Bir arada dayanışarak mücadeleyi
büyütmeliyiz.
Yorumlar
Yorum Gönder