Selma AKKAYA selmaakkaya@hotmail.fr
Mülteci konusu Fransa’da birinci gündem olmaya devam ediyor. Bir taraftan „radikal İslam güçleniyor“, „işçi statüsündekilerin Fransa’da en fazla işsizlik ve sosyal yardımlardan yararlandığı ve bunun denetim altına alınması gerektiği“ yönde söylemlerle yeni reform paketleri hazırlanırken, diğer taraftan bütünüyle çökmüş bir göçmen politikasının sonuçları birbiriyle bağlantılı olarak işliyor. Salı günü yayınlanan CİMADE Derneği’nin verileri ise bu anlamda çarpıcı gerçeği ortaya koyuyor: Fransa’da ülkeye kabul edilmeyen sığınmacı sayısı, bir önceki yıla göre 2017’de yüzde 34 artarak 85 bin 408 kişiye ulaştı.
Macron’un seçildiği seçim süreci ve devamında ülkede her ay gündem olan önemli konuların başında göçmen sorunu geliyor. İki başlıkta ele alınan göçmen sorunu konusunda çalışma yürüten kurum ve gözlemciler, Fransa’nın hem mülteci hem de entegrasyon politikalarının iflas ettiğini söylüyor.
Hükümetin, özellikle Fransa’da yaşanan terör olaylarını gerekçe göstererek müslüman göçmen kitlesini kontrol altına alma kaygısı bununla beraber banliyölerde işsizlik, ayrımcılık ve polis denetiminden dolayı göçmenlerin rahatsızlığı artıyor.
Bu tartışmanın büyümesi durumunda Fransa’da inanç meselesi üzerinden banliyölerde daha büyük sorunların ortaya çıkacağını ifade eden uzmanlar, Fransa iktidarının OHAL ve sonrasında çıkardığı yasa vb. süreçlerle yıllar önce gelmiş göçmenler üzerinde kontrol sağlamaya çalıştığını ifade ediyor.
Diğer taraftan, kemer sıkma politikasının bir parçası da göçmenler.
Önümüzdeki aylarda yasalaşması beklenen sosyal yardım kesintilerinin en fazla yoksul göçmenleri etkilemesi bekleniyor. Bu sadece maddi anlamda bir etkilenmeden öteye geçen, 10 yıllık oturum hakkı için asgari ücret alt sınır olmak kaydıyla yıllık gelir bildirimi düşenlerin birçok anlamda haklarının kısıtlanacağı gibi, oturum iptallerinin önü açılacak.
Ülkede göçmenlerle ilgili bir kriz noktası ise CİMADE Derneği’nin verileriyle ortaya çıkıyor.
Sığınmacı ve insani yardım üzerine faaliyet yürüten CİMADE Derneği’nin hazırladığı rapora göre, 2017’de 85 bin 408 sığınmacının Fransa’ya kabul edilmediği ve bunun en fazla İtalya sınırında yaşandığı ifade ediliyor.
Raporda, İtalya sınırından gelen 44 bin 433 sığınmacıyı Fransa’nın kabul etmediği, Paris’te 13 Kasım 2015’te yaşanan ve 130 kişinin hayatını kaybettiği terör eylemlerinin ardından başlatılan sıkı sınır güvenliği uygulamalarının terör şüphelilerine değil sığınmacılara yönelik kontrolleri arttırdığına dikkat çekiliyor.
Devletin uygulamalarından birçok siyasi isim, belediye yetkilisi rahatsız ama hükümet her uygulamasını yasalara dayandırıyor. Yeni göç yasasının yürürlüğe girmesiyle ise göçmenlerin savunma hakkı gasp edilirken, 90 güne kadar gözaltı merkezlerinde tutulabilecekler. Oturum verilmemesi durumunda anında sınır dışı edilecek olan göçmenlerin Fransa’da neredeyse can güvenliği yok denecek düzeyde.
Son yıllarda çoğu sokakta yaşayan yeni göçmen kitlesi, polisin en ağır şiddetine maruz kalıyor.
Sırf Avrupa ülkeleriyle yapılan anlaşma gereği yıllık belirlenen sayıda göçmen aldığını belgelemek için üç aylık bebekler için bile yeni iltica dosyası açılan Fransa’da uygulamalar giderek sertleşirken; entegrasyon politikası, birlikte yaşam, çok-kültürlülük ve daha da önemlisi İslam ve İslamofobi meseleleri de önümüzdeki aylarda Fransa gündemini işgal edecek konular gibi gözüküyor.
Yorumlar
Yorum Gönder