17 siyasi parti, meslek örgütü ve demokratik kitle
örgütünce oluşturulan Adil Seçim Platformu, sandık güvenliğini sağlamak
amacıyla 415 bin sandık kurulu üyesi ile 195 bin müşahit
görevlendirmesi yapıldığını duyurdu.
Adil Seçim Platformu’ndan Nesteren Davutoğlu, tek bir
sandık boş kalmayacak şekilde çalışma yaptıklarını belirterek, 415 bin
sandık kurulu üyesi ve dün itibariyle 195 bin müşahit görevlendirmesi
yapıldığını söyledi.
CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin de yer aldığı 17
siyasi parti, meslek örgütü ve demokratik kitle örgütünün bir araya
gelerek oluşturduğu Adil Seçim Platformu, 24 Haziran seçimleri için
aldıkları önlemleri kamuoyuyla paylaştı. Ankara’da, Çankaya Belediyesi
Yılmaz Güney Sahnesi’nde yapılan toplantıya partilerin seçim
güvenliğinden sorulum genel başkan yardımcıları katıldı.
Toplantıda, Türkiye genelinde atanan sandık görevlileri
ve müşahit sayıları ve seçim günü alınan önlemler ile ilgili olarak
detaylar paylaşıldı. Adil Seçim Mobil Uygulaması’nın işleyişiyle ilgili
de sunum yapıldı. Hazırlanan ortak basın metni, Demokrasi İçin Birlik
aktivisti Nesteren Davutoğlu tarafından okundu. Davutoğlu, “Temel
hedefimiz, yaklaşan seçimlerde sandığa gidecek olan ve hangi partiye oy
verirse versin her seçmenin oyunun kullanıldığı gibi çıkması, seçimin
adaletli bir şekilde, güvenlikle sonuçlanmasıdır” dedi.
Tek sandık boş kalmayacak
Adil Seçim Platformu olarak sandık kurulu görevlisi ve
müşahit görevlendirmelerini tek bir sandık boş kalmayacak şekilde
belirlediklerini söyleyen Davutoğlu, dün itibariyle 415 bin sandık
kurulu üyesi ve 195 bin müşahit görevlendirmesi yapıldığını paylaştı.
Toplantıda yine seçmenlerin tümünün sandık başından bilgi
geçmesi, sandık tutanaklarının görsellerini iletebileceği ve tüm gün
canlı destek alabileceği Adil Seçim Uygulaması da kullanıma sunuldu.
Oylama bitince sandık peşindeyiz
“Oy verme işlemi bittiği andan itibaren sandık peşindeyiz
diyen” Davutoğlu, oy verme işlemi sonrasındaki yapacakları çalışmaları
şöyle açıkladı:
* Oy verme işlemi bittiği andan itibaren sandık başındaki
görevlilerimiz eliyle, tüm sandıkların ıslak imzalı birleştirme
tutanaklarını Adil Seçim Platformu bileşeni siyasi partilerin seçim
merkezlerine ulaştıracağız.
* Adil Seçim Uygulaması ve kurulan tutanak karşılaştırma
sistemi eliyle seçim sonuçlarını hızla, hiçbir şüphe ve şaibeye mahal
vermeyecek şekilde, gerçek zamanlı olarak görecek ve kamuoyu ile
paylaşacağız.
* Kimseyi markaja almayacağız, kimsenin kimseyi markaja
almasına göz yummayacağız. Her seçmenin oyunu özgürce ve huzur içinde
kullanılması için ve hangi partiye oy verirse versin her seçmenin oyunun
sandığa atıldığı gibi çıkması için sandık kurulu üyelerimizle,
müşahitlerimizle ve yurdun dört bir yanından görevli binlerce gönüllü
ile yasaların bütün gözlem, denetim yetkimizi kararlılıkla kullanacağız.
Sonuçlar da duyurulacak
Davutoğlu, ayrıca platformun seçim günü haber akışı
sağlayacağını söyleyerek, “Ankara’da kurulan Adil Seçim Basın ve
İletişim Merkezi”mizde tüm sandık başlarından doğrudan alacağımız seçim
sonuçlarını gerçek zamanlı tüm Türkiye’ye duyuracağız. Seçim
sonuçlarının manipüle edilmesine hiçbir suretle izin vermeyeceğiz.
Müşahit olmak yetmez diyen ve sandık başından haber geçecek olan
müşahit-muhabirlerimizle yani müşabir ağımızla gün boyu sandık başından
haber alacağız, tüm Türkiye’ye haber vereceğiz” şeklinde konuştu.
Oya sahip çıkmak seçmen hakkıdır
Davutoğlu, “Seçme hakkı, oy kullanmakla başlayan ve biten
bir hak değildir. Oyuna sahip çıkmak da seçmen olmanın gereği ve
seçmenlerin hakkıdır. Tüm seçmenleri seçme haklarını tam olarak
kullanmaya, sandıklara sahip çıkmak üzere yola çıkan bizlere destek
olmaya çağırıyoruz” çağrısı yaptı.
Seçim güvenliği büyük meseledir
Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen de “24 Haziran seçimleri
iktidarı belirleme ötesinde Türkiye’nin hangi rejimle, demokrasiyle
yönetilip yönetilmeyeceği belirlenecek” dedi. Türmen, şöyle devam etti:
“Seçimlerin yürütülmesinden bürokrasinin rolü artırıldı. Memurlara
bırakıldı. Devletin partileştiği bir dönemde seçimlerin memurlara
bırakılması bizde endişe yaratıyor. Örneğin valinin talebi üzerine
sandıklar bir yerden başka bir yere taşınacak. Bürokrasiye bırakılan bu
hareket alanı seçim güvenliğini zayıflatıcı bir gelişmedir. Bu nedenle
seçim güvenliğini sağlamak büyük bir mesele haline geldi. Sandık başında
duran görevlilerin çok büyük rolü var. Onlar sandıklara sahip
çıkarlarsa seçimlerin güvenliği de sağlanmış olur.”
Demokratik Türkiye’nin inşası için
Platformun önemli bir birliktelik yarattığı vurgulayan
Türmen, şunları söyledi: “Gördüğünüz gibi siyasi parti temsilcileri ile
sivil toplum örgütleri bir arada oturuyor. Bunun gerçekleşebilmesi
Türkiye’deki demokrasisi açısından önemlidir. İktidar birliktelik
demektir. Bu birlikteliğin gerçekleştirilmesi demokrasi tarihinde önemli
bir adımdır. Burada bir muhalefet bloku var. Bu dört parti hepsi ayrı
bir dünya görüşüne sahip ama bu dört partinin bir blok içinde beraber
olmaları çok büyük bir fırsattır. Bu blok Meclis’te çoğunluğa sahip
olursa Türkiye’deki kutuplaşmayı aşarak, demokratik bir Türkiye’nin
inşası mümkün olabilir. Bu muhalefet bloku yeni bir Türkiye’nin
inşasının tohumlarını taşıyor.”
Bu açıklamaların ardından platform üyeleri basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bin 25 yerleşimi ilgilendiriyor
HDP Eşbaşkan Yardımcısı Yurdusev Özsökmenler, 120 bin
seçmeni ilgilendiren sandık taşıma kararı alındığını ve bin 25 yerleşim
yerini ilgilendirdiğini kaydetti.
En büyük engel devlet güçleri
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel ise seçim
günü yapılan düzenlemeyle jandarma ya da polisin sandık alanında
durmasına ilişkin “Seçimin demokratik ve özgür olmasının önündeki en
büyük engeli oluşturuyor. Bir manipülasyon olursa da izin vermeyeceğiz”
dedi.
Seçim akşamı internet kesintisine karşı platformun başka
alternatif planlarının da olduğunu kaydeden Adıgüzel, “B planlarımız
var. Burada B planlarımızı anlatmayalım. Önemli olan sandık başında
olmak ve ıslak imzalı tutanakları almak” şeklinde konuştu.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelebi de
mühürsüz oy tartışması üzerinde durdu. Çelebi, “Mühürsüz oy pusulası
geçerli ancak mühürlenmesi önünde bir engel yok. Oy verme işlemi
başlamadan pusula ve zarfların mühürlenmesi önerisinde bulunuyoruz.
Bunun da tutanakla kaydıyla alınmasıyla hilelerin önüne geçilebilir”
dedi.
ANKARA
Hileler cumhuriyet ile yaşıt
Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan 71 seçimin neredeyse
tamamında seçim hileleri ve şaibe tartışmaları eksik olmadı. Açık oy
gizli sayım, sopalı seçimler, seçim sonuçlarına müdahale gibi bir kısmı
halen bugün kullanılan seçim hilelerinin tamamına rağmen hep sonunda
muktedirler kaybetti.
Türkiye yeni ve kritik bir seçime doğru giderken, seçim
hileleri ve şaibeler bir kez daha gündemdeki yerini koruyor. En son 16
Nisan referandumundaki hile, hırsızlık ve gazp, 24 Haziran seçimlerine
ilişkin kaygıları arttırdı.
Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca seçmen 25 genel, 21
cumhurbaşkanlığı, 18 yerel seçim ve 7 kez referandum için sandığa gitti.
1930’dan beri yapılan her seçimde şaibe iddiaları hep gündemdeki yerini
koruyor.
Sopalı seçimler
1930’da yapılan yerel seçimlerine Cumhuriyet Halk Fırkası
ve yeni kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) katıldı. Seçim
sonuçlarına ilişkin açıklamalara göre, 502 seçim bölgesinden ikisi kent
düzeyinde olmak üzere 40’ında SCF kazandı. Bu seçimlerde sandıklar il
il, ilçe ilçe dolaştırıldı ve bu da iktidarın sonuçları kendi lehine
değiştirdiği tartışmalarını beraberinde getirdi. O dönemde bütün
kaymakamlar ve valiler CHP’liydi. Seçimlerde Serbest Cumhuriyet Partisi
adaylarını içeren listeler polis veya karşı parti adamları tarafından
yırtıldı. Seçim encümeni huzuruna çıkanlar “Hangi partiye rey
vereceksiniz?” sorusuna maruz kaldı. “Serbest Partiye rey vereceğim”
diyenlere “Defterde ismin yok atamazsın” denildi. Adalar’da ve
Kadıköy’de seçim yerine sopalı bıçaklı adamlar gelerek seçmenleri
yaralayıp dövdü ve bu seçim tarihe sopalı seçimler olarak geçti. Seçim
sonuçları bu tür yöntemlerle CHP lehine değiştirildi ve Fethi Okyar
partisini feshetmek zorunda kaldı.
Açık oy gizli sayım
26 Mayıs’ta yapılan 1946 yerel seçimleri, bu kez açık oy
gizli sayım yöntemiyle gölgelendi. Bu seçimlerde CHP birinci, Demokrat
Parti ikinci oldu. Demokrat Parti açık oy gizli sayımı mahkemeye taşıdı,
ancak sonuç alamadı. 21 Temmuz’da yapılan 1946 genel seçimlerinde de
yine açık oy gizli sayım yöntemiyle gerçekleştirildi. CHP bu seçimlerde
395, Demokrat Parti 66, bağımsızlar ise dört sandalye kazanabildi. Bu
yöntem uzun süre tartışıldığı yapılan itiraz sonrasında sonuçlar bir kez
daha CHP lehine değiştirildi. İtirazlardan sonra CHP’nin milletvekili
sayısı 403’e çıktı Demokrat Parti’nin milletvekili sayısı 54’e
düşürüldü.
Karşı kampanya yasak
1961 anayasa değişikliği için Türkiye tarihinde yapılan
ilk referandumda da yine benzer şaibeler damgasını vurdu. Milli Birlik
Komitesi ile başkanı Cemal Gürsel “evet”i açık şekilde destekledi. Bunun
üzerine “evet” propagandasının serbest ve meşru, “hayır”
propagandasının hukuken serbest, fiilen “yasak” olduğu bir süreç
yaşandı. İstanbul’da devletin tüm yetkili birimleri “evet” propaganda
çalışmasında yer aldı. İstanbul’da vali, belediye başkanı, sıkıyönetim
komutanının da aralarında bulunduğu bir grup “evet” kampanyası
planlamasında rol aldı. “Hayır” kampanyası açık yürütülemedi.
12 Eylül rengini saklamadı
12 Eylül sonrası yapılan anayasa referandumunda da benzer
bir durum yaşandı. Yapılan anayasaya destek isteyen Evren ve
arkadaşlarını eleştirmek yasak hale getirildi. Kenan Evren’e göre,
“beyni yıkanmışlar, menfaat düşkünleri, Ermeni ASALA örgütü ile
işbirliği halinde çalışan komünist radyolardan direktif alanlar”
anayasaya karşıydı. “Hayır” oyu kullananları sandık başında baskı
altında tutmak için rengi dışarıdan görünen oy pusulaları kullanıldı ve
bu da seçmen üzerinde caydırıcı bir etki yarattı. Sonuca rağmen 1982
anayasa referandumunu halen meşru bir seçim olarak değerlendirilmiyor.
1983 yılında 12 Eylül darbesinden sonra ilk genel seçimler
gerçekleştirildi. Yeni kurulacak partilerin yasalaşması için en az 30
kurucu üyenin Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanması gerekiyordu.
Ayrıca partilerin 12 Eylül rejimine karşı beyan ve davranışlarda
bulunmayacaklarını belirtmeleri de zorunluydu. Genel seçimlere sadece üç
siyasal parti katılabildi: Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP), Anavatan
Partisi (ANAP) ve Halk Partisi (HP). Bütün hilelere ve baskıya rağmen
Evren ve arkadaşlarının destek verdiği MDP ancak yüzde 23 oy alabildi.
Buna karşılık ANAP yüzde 45, Halkçı Parti yüzde 30 oranında oy aldı.
Hile de olmayınca müdahale
Daha sonra yapılan bütün seçimlerde bir şekilde şaibe ve
hile iddiaları gündeme geldi. Özellikle AKP’nin iktidar olduğu 2002’den
itibaren hemen her seçimde, mükerrer oy kullanma, sandık
birleştirmeleri, Kürt partileri başta olmak üzere muhaliflere ait
yakılmış oy pusulaları, bu tartışmaları hep diri tuttu. 2009 yerel
seçimlerinde Kürt siyasetinin yerel yönetimlerde büyük bir başarı
sağlamasından sonra AKP bu duruma “KCK operasyonları” ile yanıt verdi ve
seçimden çok kısa süre sonra binlerce Kürt siyasetçiyi tutukladı. Aynı
yöntem 7 Haziran seçimlerinden sonra HDP’li seçilmişlere, 2014 yerel
seçimlerinden sonra DBP’li belediyelere yönelik uygulandı.
Aynı tarihte Beylikdüzü’nde saat 22.50’ye kadar CHP’nin
önde götürdüğü seçimleri sayım sonunda AKP’nin kazandığı açıklandı.
Yaşananlardan sonra Türkiye’nin ilk oy hırsızlığı davası açıldı.
35 ilde elektrikler kesildi
2014 yerel seçimlerinde oy atma işlemi sonlanıp sıra
oyları saymaya geldiğinde yaklaşık 35 ilde elektrikler kesildi. Antep’te
sandık görevlileri, kesintiden dolayı mum ve telefon ışığında oyları
saymaya çalıştı. Eskişehir’de oy sayımının devam ettiği okullarda
elektrikler kesilince CHP ve MHP’liler sandıkların üzerine yattı, bunun
üzerine sayıma ara verildi. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın, “Trafoya kedi
girdi” açıklaması gündem yarattı. Son referandum seçimi ile 24
Haziran’da yapılan seçimler OHAL koşullarında yapıldı. YSK yasada açıkça
aksi belirtilmesine rağmen 2,5 milyon mühürsüz oyu geçerli saydı ve
referandum çok az bir fark ile AKP lehine sonuçlandırıldı.
Kürt illerinde daha katmerli
Ayrıca yıllardır savaş koşullarında Kuzey Kürdistan’da
yapılan seçimlerde Türkiye genelindeki hilelerin birkaç misli yoğun bir
şekilde iddialar gündeme getirildi. Bu seçimlerde de ilk sandık
birleştirme kararları Kürt illerine yönelik alındı. Yine bununla
birlikte korucu ve kolluğun tehditleri bölgedeki her seçime damgasını
vurdu. Yapılan son genel seçimlerde Muş’ta bir korucunun uzun namlulu
silahıyla yasak olmasına rağmen sandık başında poz vermesi yaşananları
da özetler nitelikteydi.
Kaybetmekten kurtulamadılar
Bütün bu yöntemlere rağmen iktidarlar en nihayetinde
halkın ısrarı karşısında hep kaybetti. Gerek yıllarca süren CHP’nin tek
parti iktidarı açık oy gizli tasnife rağmen gerekse de 12 Eylül’den
sonra darbecilerin karşı propagandayı yasaklamasına rağmen kaybettiler.
Seçim Süreci Meclisleri: Şimdi çok daha güçlüyüz
Eymen Demircan
Sandık güvenliği için kolları sıvayan Seçim Süreci
Meclisleri, riskli iller haritasını çıkartarak bu kentlere görevliler
konumlandıracak. Meclis üyesi Eymen Demircan, “Sandık başlarında 7
Haziran, 1 Kasım ve referandumdan çok daha güçlüyüz ama öncelikle herkes
oy kullandığı sandığı korumalıdır” dedi.
Seçimlerin adil ve güvenli bir ortamda yapılabilmesi
amacıyla 20 Ocak’ta kuruluşunu ilan eden Seçim Süreci Meclisleri, baskın
seçim kararıyla beraber çalışmalarına hız kazandırdı. Meclis, ilk elden
İstanbul, Ankara, İzmir gibi birçok kentte örgütlenmeye gitti. 16 Nisan
referandum öncesinde kendi kendiliğinden oluşan Hayır Meclisleri’nde
yer alan insanların inisiyatifiyle oluşan Seçim Süreci Meclisleri, 24
Haziran seçimleri için sandık görevlisi ve müşahit çalışmalarını
yürütüyor.
Seçim Süreci Meclisleri üyesi Eymen Demircan,
inisiyatiflerinin kurulduğu günden bu yana seçim güvenliğini toplumun
tüm kesimlerine anlatmaya çalıştıklarını ifade etti. Çok hızlı bir
şekilde seçimlere adapte olduklarını aktaran Demircan, “Bizler hemen
sandık görevlileri çalışmalarına başladık. Yaptığımız çalışmalarla
bizlere gelip görevli olmak isteyen insanları 4 partiye yönlendirdik.
İnisiyatif olarak görev alamadığımız için partilerin boşluklarını
doldurmada yardımcı olduk. Diyebiliriz ki o süreçte müşahit çalışması
hiç yapmadık. Toplamda Türkiye geneline 2 bine yakın sandık kurulu üyesi
verdik” dedi.
Sandık kurulu üyeleri kritik
Sandık kurulu üyesi olmanın önemli olduğuna değinen
Demircan, müşahidin sadece gözlemci olarak durduğunu fakat sandık kurulu
üyesinin karar verme yetkisinin olduğunu hatırlattı. Demircan, şunlara
dikkat çekti: “Onun için harıl harıl çalışarak sandık kurulu üyeleri
toplayarak muhalefetin sandıklarda çok güçlü olmasını sağladık. Erdoğan
da yaptığı konuşmada ‘Sandık kurulu üyelerini doldurun. Sandık kurulu
üyeleri tam olursa biz seçimi kazanırız’ dedi. Bu ne demek oluyor?
Geçmiş seçimde yaptıkları gibi muhalefetin olmadığı sandıklarda
AKP’liler olunca iş bitiriliyor. AKP oylarımızı o şekilde çaldı. Geçen
yıl tahmini 2.5 milyon oy onlara bu şekilde yazıldı.”
39 ilçede 39 mahalle
Sandık kurulu üyeleri çalışmasının sona ermesiyle beraber
müşahit çalışmasına hız verdiklerini söyleyen Demircan, bu
çalışmalarında önceliklerini İstanbul’da bulunan riskli mahallelere
verdiklerini vurguladı. “39 ilçede 39 stratejik mahalleyi seçtik” diyen
Demircan, şöyle anlattı: “Biz bu mahalleleri belirlerken muhalefetin en
güçsüz olduğu yere yoğunluğumuzu vereceğiz. Bize gelip görev almak
isteyen arkadaşlarımızı bu mahallelere yönlendiriyoruz. Bunu uygularken
geçmiş seçimleri analiz ederek hareket ettik. Bu mahalleler kritiktir
dedik ve önceliğimizi o mahallelere verdik. Ama tabi bize başvuranlar
‘Ben kendi mahallemde olmak istiyorum’ diyorsa onu da partilere
yönlendiriyoruz.”
Riskli iller haritası
Riskli il haritası oluşturduklarını bununla oy
çalınmasının önüne geçeceklerini söyleyen Demircan, “Riskli iller
olarak, Urfa, Maraş, Kilis, Bitlis, Çankırı, Çorum, Elazığ, Erzincan,
Gümüşhane, Giresun, Yozgat, Bursa, Malatya, Kayseri, Sivas, Ordu, Tokat
ve Van’ı belirledik. Hem sosyal medyada hem de çeşitli ilçelerde
kurduğumuz stantlarla bizlere gelen insanları bu illere yönlendireceğiz.
Büyük illerde çalışmamızı uzun süredir sürdürdüğümüz için çok eksiğimiz
yok ve bu yüzden kritik illere insanları yönlendiriyoruz,
çalışmalarımızı oralarda yoğunlaştırıyoruz” dedi.
Hayatınızın 4-5 saatini ayırın
“Seçmenlerin gözü arkada kalmasın” diyen Demircan,
referandum sürecinde muhalefetin hiç olmadığı 18 bin sandık olduğunu bu
seçimlerde sayıyı bin 800’e düşürdüklerini ifade etti. Her seçmenin de
oy kullandığı sandıktaki oyların sayımını takip edebileceğini hatırlatan
Demircan, “Her seçmen ‘Ben bu sandıkta oy kullandım, bu sandığı
izleyeceğim’ demelidir. Bu iradeyi göstermelidir. Bu çok kritik bir
seçim ve ne olacağını bilmiyoruz. Biz insanları riskli bölgelere
yönlendirelim veya insanlar oy kullandıkları sandıkta beklesinler.
Hayatının belki 4-5 saatini ayıracak ama bu tarihi bir şey olacak”
şeklinde konuştu.
Oy çalmasını önlemeye çalışacağız
AKP’nin oy çalmasına izin vermeyeceklerini belirten
Demircan, meclis olarak 24 Haziran’da sahada olacaklarını ve kurdukları
bilgi ağıyla yaşanan sıkıntılara müdahale edeceklerini
söyledi. Demircan, son olarak şunları dile getirdi: “Gün boyu o ağdan
nerede, ne sıkıntı varsa müdahale edebilecek. İnsanlar bize, partilerine
güvensinler. Demokratik kitle örgütleri, sendikalar, meslek odaları,
siyasi partiler, onlar bile ş uan motive durumda. Tüm Türkiye’nin
renkleriyle beraber bu seçimin güvenliğini adil bir şekilde yapacağız.
AKP’lilerin bile oyunu koruyacağız. AKP’lilerin oyu bile hatalı
girmesin, tek amacımız seçimlerin adil bir şekilde
gerçekleştirilmesidir. Herkesin oyu bizim için kutsaldır. Bu kutsallığı
hepimiz göz önünde bulunduralım. Hiç kimsenin oyu boşa gitmesin,
mücadelemizi bu şekilde vereceğiz.”
Yorumlar
Yorum Gönder