SYKP Eşbaşkanı Ahmet Kaya, “Kürt sorunu çözülmeden
hiçbir sorun çözülmez” diyerek, ortak mücadeleyi yükseltmenin önemli
olduğunu söyledi. EHP Genel Başkanı Sibel Uzun, “Milyonlar HDP’den
umutlu” dedi.
SADİYE ESER / MA / İSTANBUL
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eşbaşkanı Ahmet
Kaya ve Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Sibel Uzun,
Cumhurbaşkanı ve 27’nci Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin resmi
olmayan sonuçlarına ve HDP’nin barajı aşmasına ilişkin
değerlendirmelerde bulundu. Kaya ve Uzun, HDP’nin nasıl bir mücadele
hattı örmesi gerektiğine ilişkin düşüncelerini belirtti.
Seçim sonuçlarına ilişkin bir yanılgıya düşüldüğünü ifade
eden SYKP Eşbaşkanı Ahmet Kaya, bunun nedenini şöyle açıkladı: “İnce’nin
alanları doldurmuş olması, Akşener’in abartılmış olması, tüm bunlar bu
seçimde bir kısmımızı hayal kırıklığına uğratan bir durumun ortaya
çıkardı. Karamollaoğlu’nun durumu açısında da aynıdır.”
HDP’nin halkların partisi olarak Meclis’teki yerini artık hep almaya
devam edeceğini kaydeden Kaya, AKP ve birlikte hareket eden güçlerin
inşa etmek istedikleri sistem karşısında mücadeleyi yükseltmek
gerektiğini söyledi. Kaya, “Kitlelerin mücadeleye çağırmanın önemi
büyüktür. Eğer bunu gerçekleştiremezsek bu ülkede bizleri daha karanlık
durumlar bekliyor” diye konuştu.
Kürt sorunu çözülmeden olmaz
Parlamento’nun önemli olduğunu, ancak tüm sorunların
çözümünün buradan beklenmemesi gerektiğini vurgulayan Kaya, “Kitlelerin
örgütlenmesi, kitlelerin harekete geçirilmesi ve daha da ceberutlaşacak
iktidara karşı mücadelenin yükseltilmesi temel görevimiz olmalıdır”
dedi. Kürt sorununun ülkenin temel sorunu olduğuna dikkat çeken Kaya,
“Bu çözülmediği sürece bu ülkede ne ekonomik sorunların üstesinden
gelebiliriz ne demokratik kanallar açılabilir ne de demokrasiyi
sağlayabiliriz” şeklinde konuştu.
Ortak mücadeleye devam
Tek adam rejimine karşı verdikleri mücadelenin daha da
köklü hale geldiğini kaydeden EHP Genel Başkanı Sibel Uzun ise “HDP
çatısı altında toplananlar, Muharrem İnce’nin adaylığı etrafında
toplananlar tek adam rejimine karşı daha örgütlü, daha kitlesel bir
süreci ördü. Önemli bir eşiği aşmış oldu” dedi.
Uzun süreli bir mücadeleyi önlerine koyduklarını dile
getiren Uzun, şunları söyledi: “Bizim açımızdan tek adam rejimine karşı
ortak mücadele hattı değişmedi. Bu mücadeleyi olduğumuz eşikle birlikte
bir sonraki etaba doğru götürme kararlığı devam ediyor. Kürt halkının
tarihe dayanan köklü ve örgütlü mücadelesinin örnek alınması gerekiyor.
HDP bu kadar zulme, bu kadar baskı ve tutuklamalara ve son saniyeye
kadar ölüm tehditlerine rağmen Meclis’in üçüncü partisi olduysa sol,
sosyalist, sosyal demokrat muhalefetin hepsi HDP’yi örnek alır tarzda
bir mücadele örmesi gerekir.”
Umut çok büyük
“HDP muhalefetin bugüne kadar yapamadığını yapmaya
adaydır” diyen Uzun, şöyle devam etti: “Çünkü bu kadar baskıya rağmen
Meclis’in üçüncü partisi oluyorsa HDP’den çok büyük umut bekleniyordur. O
yüzden HDP bugüne kadar 7 Haziran’ı aşan tarzda herkesi kucaklayan
tarzını çok daha fazla büyütmelidir. Milyonların sesine imkan tanıyacak
örgütleme tarzını daha fazla büyütmelidir. Türkiye’nin genel yönetimine
aday, Türkiye’nin iktidarına aday genel sesleniş tarzına, başkanlığı
durduracak yegane güç olduğu iddiasını daha fazla yürütmelidir.
Milyonlar HDP’den bunu bekliyor.”
Herkesi kucaklamalı
HDP’nin 7 Haziran 2015 seçimlerinde belli bir siyaseti
temsil etmekten çıktığını dile getiren Uzun, şunları söyledi: “O yüzden
HDP, bu saatten sonra herkesi kucaklamaya ve herkesin sesi olmaya ve
milyonların konuşabileceği bir örgüt olmaya aday olmalıdır. Önümüzdeki
seçimde aslında buna adaydır. Bir fırsattır bizim için. Bu fırsat için
önümüze bakalım. HDP, bu kadar başarıyı elde etmişse emin olun bu yerel
seçimlerde bunu katlayacak diye düşünüyorum.”
Saray’ın kazandığı ‘Pirus Zaferi’dir
İstanbul’dan milletvekili seçilen HDP’li Musa Piroğlu,
“Saray kendince bir Pirus Zaferi kazanmıştır. Bir sürü hile, dalavere ve
MHP’ye muhtaç olarak. Bunu sürdürme şansı çok yok” dedi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) İstanbul’dan
milletvekili seçilen Musa Piroğlu, seçim sonuçlarına ilişkin
değerlendirmelerde bulundu. Bütün oyun ve manipülasyonların MHP
üzerinden yapıldığına işaret eden Piroğlu, “Bölünmeden önce yüzde 10,5
ve 11’i zor bulan bir partinin bölündükten sonra ikisini topladığınızda
yüzde 20’ye yakın oy çıkıyor. Burada aydınlanması gereken bir sıkıntı
söz konusu” dedi.
Bu süreci atlatırız
Muhalefetin sessizliğine ilişkin değerlendirmelerde
bulunan Piroğlu, “Muharrem İnce’den Temel Karamollaoğlu’na hepsi
sessizliğini korudu. HDP dışında genel bir sessizlik ve ortak kabul
ediliş var. Bu da seçimin aslında meşru ve kabul edilebilir bir zeminde
olmadığını çok açık gösteriyor” şeklinde konuştu. Bu seçimlerin
kendilerine meydanlarda ve sandıkta yakalanan coşku ile birliğin
sürdürülebilirliğini gösterdiğini dile getiren Piroğlu, şunun altını
çizdi: “Batı’da HDP ile yan yana duran kesimler Kürt halkının yanında
durmaya devam ederlerse biz bu sürecin altından çıkarız.”
AKP’nin durumu için ‘Pirus Zaferi’ diyen Piroğlu, şu
ifadeleri kullandı: “Kabul etmek gerekiyor ki Saray kendince bir Pirus
Zaferi kazanmıştır. Bir sürü hile ve dalavereyle ve MHP’ye muhtaç olarak
zaferini kazandı. Bunu sürdürme şansı çok yok.”
HDP’yi büyüteceğiz
HDP’ye yapılan baskının ve yoğun sandık hilelerin hepsinin
faturasının bu seçimde açığa çıktığına dikkat çeken Piroğlu,
kaybedilmiş bir şeyin olmadığını, mücadele edeceklerini söyledi.
Piroğlu, “HDP bu ülkede umudun adresi olduğunu tekrar gösterdi. Şimdi
bunun taşıyıcısı haline gelecek. Bunu büyüteceğiz. Bizim görevimiz de bu
olacak” dedi.
Birliktelik derinleşmeli
Yakalanan birliği derinleştiren bir perspektifle hareket
etmek gerektiğini dile getiren Piroğlu, şunları söyledi: “Birçok ilde
ezilen halkların omuz omuza gelişini derinleştirecek bir siyaset tarzı
ve perspektif izlemek gerekiyor. Kesinlikle daralmaya gitmeden en geniş
zemine seslenerek hareket etmeliyiz. Solun da HDP ile yan yana gelişini
derinleştirmesi gerekiyor. Mücadeleyi kesinlikle aksatmadan yolumuzu
yürümeliyiz. Çünkü siyasal iktidar baskıyı da artıracak ve aynı zamanda
ciddi bir ekonomik krizle de yüz yüze kalacak. AKP’ye oy veren yoksul ve
işçiler arasında çok ciddi kırılmaların oluşmasına yol açacak bir
durumu tetikleyecektir. Bu yüzden bizim yüzümüzü bütün ezilenlere ama
özellikle bütün yoksullara ve işçi hareketine de dönerek siyaseti
derinleştirmemiz gerekiyor.”
Yorumlar
Yorum Gönder