Erdoğan’ı bekleyiş!


 

Elif SONZAMANCI esonzamanci@gmail.com

Türkiye için kader seçimi olarak adlandırılan 24 Haziran seçimleri sonuçlandı. Seçim günü sandıklara yönelik cevaplandırılmayan/cevaplanamayan çok soru var. Daha sandıkların tamamı açılmadan Erdoğan zaferini ilan etti, İnce başta olmak üzere birçok lider Erdoğan’ın kazandığını kabul etti, seçim sonuçlarını tanıdı.
HDP’nin baraj sorunu tartışılırken, sandıktan yüzde 11.7 oranında bir oy alarak çıktı, oylarında patlama yapması beklenen Saadet Partisi olmadı, İyi Parti beklenen oyları alamadı. Birçok anketi, öngörüyü yanıltan parti MHP oldu. Bahçeli Erdoğan’a verdiği destek söylemlerinin dışına çıkmayan seçim propagandası ile yüzde 11’in üzerine çıktı.
Sonuçlara yönelik tartışılacak çok şey var, fakat tek adam rejiminin, faşizmin meşru ayakları 24 Haziran’da yere bastı. Nihayetinde Erdoğan yaptığı balkon konuşmasında yeni sistemin içeriğinin bir kez daha altını çizdi: “Tek millet, dek devlet, tek vatan, tek bayrak“
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı 320 kişilik bir ekiple seçimi gözlemledi. Daha doğrusu gözlemlemeye çalıştı. Bildiğiniz gibi die Linke milletvekili Andrej Hunko, Türkiye’ye girişi engellendiği için heyete dahil olamamıştı.
Heyet üyeleri can güvenlikleri nedeniyle güvenli olmayan bölgelere gidemedi. Velhasıl hazırlanan ön raporda görevdeki cumhurbaşkanı ve iktidar partisinin, özellikle iktidara bağlı kamu ve özel medya kuruluşları ile usulsüz bir avantaj sağladığı belirtildi. Adayların seçim kampanyalarını eşit koşullarda yürütemediğini, olağanüstü halin getirdiği yetkilerin basın özgürlüğü dahil olmak üzere temel hakları sınırladığını kaydedildi.
Seçimler sonuçlanırken tepkisi en çok merak edilen (sürpriz bir açıklama beklemiyordu) lider Merkel’di. Merkel sözcüsü aracılığı ile yaptığı açıklamada seçim sonuçları yorumu için AGİT’in yapacağı basın toplantısını beklediğini aktarmıştı. Nitekim basın açıklamasının hemen akabinde AGİT’in antidemokratik uygulamalar ve adil olmayan koşullar vurgusuna rağmen Erdoğan’ı tebrik etti. Tebrik mesajında, birlikte çalışma önerisini yineledi.
“Sizinle birlikte ülkelerimiz arasındaki işbirliğini teşvik edip derinleştirmeye devam edeceğimizden memnunum“ dedi. Kendisinin de başını ağrıtan, Türkiye’nin mülteci politikasını övdü. Zira Merkel mülteci politikası ile ilgili düzenlemelerde zorlu bir sınav veriyor.
Almanya’da mülteci sorunu koalisyonda yaşanan krizin ana nedeni olarak gösteriliyor. CSU Başkanı, aynı zamanda İçişleri Bakanı Horst Seehofer ve Merkel mültecilerin gerek Avrupa, gerekse Almanya’daki konumlandırılma planlarında problem yaşıyor. Merkel’in önerdiği AB bünyesinde ve ikili anlaşmalarla çözüm elbette mültecileri ve haklarını korumak temeline dayanmıyor. Bilakis bu anlaşmaların devamı için Erdoğan’ı özellikle mülteci politikalarından dolayı kutluyor. Bütün yaşanan antidemokratik koşullara sessiz kalan Merkel, AGİT’in ön raporuna rağmen, seçim sonuçlarını tanıyarak Erdoğan ile işbirliğine devam edeceklerinin altını çiziyor.
24 Haziran Türkiye’de parlamenter sistemin sona ererek, tek adam rejiminin yasal koşullarının oluşturduğu bir gün olarak tarihe geçti.
OHAL koşullarında, imkanların tekelleştirildiği bir ortamda, her türlü ihlalin vuku bulduğu seçimin sayısal olarak galibi Erdoğan oldu. Kendi deyimleri ile çarçabuk yeni sistemin döşenmesine başlanacak. AB ise her ne kadar rahatsızlığını dile getirse de, bu yeni sisteme yönelik şimdiye kadar sesli, etkili itirazlarda bulunmadı.
Türkiye’de yeni sistemin inşası tartışmaları yaşanırken, Almanya’da ise erken seçim ihtimali tartışma konusu. Koalisyona gitmeyeceğini belirten, daha sonra koalisyon için CDU ile masaya oturan SPD şimdi hararetli bir şekilde erken seçime gitmenin yollarını arıyor. Merkel ise AB zirvesinde mültecilere yönelik daha verimli bir sonuç alarak, bu krizi çözmeyi amaçlıyor. Dolayısıyla Almanya iç meselelerde de Türkiye ile ilişkilerinin gerek direk, gerekse dolaylı olarak etkilerini yaşıyor.
Gelecek günlerde nasıl bir rota çizileceği ise daha detaylı ortaya çıkacak.

Yorumlar