Selim FERAT
Meşru olmayan, olağanüstü hal (OHAL) koşullarında yapılan seçimler, son buldu.
TV’deki canlı aktarımlarda, Amed, Riha, Wan ve Şirnêx’de halk sokaklardaydı.
HDP barajı aştı.
Bu sonuç, herşeye rağmen, Kürdistan‘da insan onuru ve algısının zaferi olarak kutlandı.
Televizyon ekranlarına yansıyan direniş, HDP’nin ve
Demirtaş’a nasıl oy verildiğini anlamakta zorluk çeken Erdoğan’a verilen
tarihi bir yanıttı.
Harabeye çevrilmiş bir ülkeden, direniş yükseldi.
Konuşmacı’nın söyledikleri, Amed’in bundan sonraki proğramını özetliyor:
Kürdistan’ı ve Öcalan’ı özgürleştirmek!
Ve…
Bu kadar kötülüklere imza atmasına rağmen;
Erdoğan Anadolu Ajansıyla planladığı, dijital darbeyle Başkanlığını ilan etti.
Hayret etmek mi gerekiyor?
Değil.
The Guardian yazarı Simon Tisdall’un seçim öncesi yorumu:
“Erdoğan’ın Türkiye’sindeki dev aynalarında ileri teknoloji savaş
jetlerinden bol bol var ama patates ve soğan zor bulunuyor. Eğer bir kez
daha kazanırsa bir kask alın ve kemerlerinizi bağlayın.”
Demokratik kurumların yok edildiği bir Türkiye’deyseniz.
Adli kurumların ve devlet dairelerinin Erdoğan’a muhalif bireylerden temizlendiği bir ülkede yaşıyorsanız, bu sonuç “normal”!
Biliniyordu:
Yolsuzluklar yaşandı.
Yasaklanan Demirtaş ve yoldaşlarıydı.
Miting meydanlarında yalan söyleyen Erdoğan’dı.
Santaj yaptı.
Milliyetçiydi.
Şovendi.
Kolonyal faşistti.
Efrîn’de katliam yaptı/yapmaya devam ediyor.
Kandil’de canlı katliam planladı.
Tehditkar davrandı.
Seçmenler sandıklardan uzaklaştırıldı.
Kürdistan’daki müşahitler tehdit edildi;
Birçok yerde sandıklardan uzaklaştırıldılar.
Toplu oy kullanıldı.
Kürdistan’da oy vermek için 20 Km yol katetmek mecburiyetinde bırakılanlar oldu…
Ve AKP Parlamento’da çoğunluğu kaybetti.
AKP Kürdistan’da kaybetti.
HDP’nin yukarıda saydığımız tüm baskılara rağmen aldığı oy oranı devrimin yarısı eder!
Erdoğan, Türkiye’de MHP’yle birlikte ve AA’yla planladığı
dijital darbeyle, daha sandıkların tümü açılmadan, Cumhurbaşkanlığını
ilan etti.
Ancak, önceki seçimlerle karşılaştırırsanız, Erdoğan (MHP’siz), büyük oranda kaybetti.
Yeni bir dönem başlıyor.
Bu hala son durak değil!
Dolaysız olarak, zindandaki Demirtaş’ın 2015’de
meydanlardaki çıkışını hatırladım, ve Kürdistan’da olan da o oldu: “Seni
Başkan yaptırmayız“!
Ama bu beladan kurtulmak için, yol daha da uzayacak gibi.
Yorumlar
Yorum Gönder