Dağkapı, İmralı, Dersim



Yusuf Serhat FAİK

Şeyh Sait ve arkadaşları Varto’da Abdurahman Paşa Köprüsü’nde esir düştükten sonra Diyarbekir’e getirilir. Diyarbekir’deki Şark İstiklal Mahkemesi’ndeki yargılamalarına 26 Mayıs 1925 tarihinde başlanır. Bir ay süren yargılama sonunda mahkeme 28 Haziran 1925 günü  kararını açıklar. Şeyh Sait ve 46 arkadaşına idam cezası verilir. İstiklal Mahkemesi’nin kararlarının temyiz mahkemesince incelenmesi yoktur. Mahkemenin verdiği kararlar Kolordu Komutanının onaması ile infaz ediliyordu.
29 Haziran sabahı Şeyh Sait ve arkadaşları Saraykapısı’ndaki cezaevinden alınarak o zamanki ismi ile Elaziz Kapısı (Dağkapısına) getirilir. Burada orduevi ile hastahane arasındaki boş arazide 47 darağacı hazırlanmıştır. Sabah saat 00.03 sıralarıdır. İdam kararını izlemek üzere halktan insanlar ve subayların aileleri idam cezalarının infazını izlemek üzere Dağkapı meydanına getirilmiştir. Ertesi gün Bab-ı Ali basını infaz ile ilgili haberinde halkın Şeyh Sait ve arkadaşlarının infazı sırasında alkış ve tezahüratla idam kararlarını desteklediği yalan haberini yazacaktır.
47 Kürt şahsiyeti hazırlanan darağaçlarında tespih taneleri gibi salandırılarak şahadete ulaştırılır. İdam kararları infaz edildikten sonra halkın izlemesi için üç gün cenazeler darağaçlarında bekletilir. Daha sonra toplu olarak gömülerek üstleri betonlanır. Amaç Kürtlere geçmişlerinin ve tarihi kişilerini unutturmaktır. Aynı uygulama Dersim’de Seyit Rıza ve arkadaşlarına karşı da uygulanır. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra bu sefer aynı uygulamaya Bediüzaman Saidê Kurdî muhatap olur. Cenazesi İbrahim Halil Kulliyesi’nden alınarak bilinmeyen bir yere götürülür.
Aradan 74 yıl geçer 16 Şubat 1999’da Kenya’nın başkenti Nairobi’de esir alınıp Türkiye’ye getirlen PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yargılanmasına 30 Mayıs 1999 günü İmralı’da Ankara 2.Nolu DGM’de başlanır. Yaklaşık bir ay süren mahkeme sonunda Öcalan’a 29 Haziran 1999 tarihinde TCK’nın 125. maddesine göre idam cezası verilir. Öcalan hakkındaki kararın 29 Haziran gününe rastlaması tesadüf değildir. Ancak aradan 74 yıl geçmiştir. DGM kararları 1.Ordu komutanın imzası ile kesinleşmiyordu. Öcalan hakkındaki idam kararı 25 Kasım 1999 tarihinde yargıtay tarafından onaylandıktan sonra dosyası avukatları tarafından adil yargılama yapılmadığı gerekçesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) götürüldü. 3 Ağustos 2002 tarihinde idam cezasının uyum yasaları nedeniyle kaldırılması üzerine mahkemece ağırlaştırılmış müebet hapis cezasına çevrildi.
25 Haziran 1937 tarihinde Türk Hava Kuvvetlerine mensup uçaklar tarafından Dersim bombalanmaya başlandı. Dersim’i bombalayan pilotlar arasında M.Kemal’in manevi kızı Sabiha Gökçe de vardı. Pilot eğitimi alan Gökçe M.Kemal’in huzuruna çıkarak Dersim harekatında görev almak istediğini manevi babasına bildirir. M.Kemal manevi kızının talebini kabul eder ve kendisini esir düşmesi halinde korumak için bir tabanca hediye eder. Sabiha Gökçen Dersim hareketine pilot olarak fiilen katılır ve Dersim’in bombalanmasında görev alır. Sabiha Gökçen’in Ermeni kökenli olduğunun Agos Gazetesinde haber olarak yayınlanması üzerine Hrant Dink İstanbul valiliğine çağrılarak tehdit edilir.
30 Haziran 1996 tarihinde ARGK gerillası Zilan (Zeynep Kınacı) Dersim’de bayrak merasimi sırasında tören kıtasına yönelik intihar eylemi yaptı. Eylem sonucunda 8 asker yaşamını yitirirken 29 asker de yaralandı. Zilan’ın bu eylemi bir ilkti. Aynı yıl Adana’da ve Sivas’ta yine intihar eylemleri yapıldı. İntihar eylemleri Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesinden sonra da devam etti.

Yorumlar