REWŞAN DENİZ
24 Haziran parlemento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yurt dışındaki seçim sonucu demokrasi bloğu tarafından detaylı bir şekilde tartışılıyor. Faşizm şartlarına rağmen HDP’nin aldığı oy oranının önemli olduğu vurgulanırken, seçim sürecinde oluşturulan birlikteliğin yeni mücadele döneminde daha fazla pekiştirilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.
Yurt dışı seçimlerinde HDP oylarını geçmiş seçimlere göre
artırsa da küçük bir oy oranıyla CHP’nin gerisine düştü. Avrupa Seçim
Koordinasyonu içerisinde yer alana KCDK-E tek tek bütün ülke ve
kentlerin durumunu masaya yatıracaklarını belirterek ekledi: “Faşizm,
devlet imkanları ve adaletsizliğe rağmen HDP bileşenleri istenilen
düzeyde olmasa da büyük bir başarı ortaya çıkardı. Daha iyisi mümkündü.”
24 Haziran baskın seçimleri için start verildiği andan
itibaren yurt dışında seçim hattına girildi, demokrasi güçlerinin bir
araya geldiği Avrupa Seçim Koordinasyonu öncülüğünde iki ayı aşkın süre
çalışma yürütüldü. Bu çalışmalar sonucu HDP 1 Kasım seçimlerine göre
oyunu 30 bin artırsada; seçime katılım oranı diğer partilerin gerisinde
kaldı ve sıralama değişti. HDP, AKP ve ardından CHP’nin gerisine düşerek
yurtdışındaki 3’üncü parti oldu. Cumhurbaşkanı adayı Selahattin
Demirtaş’ın aldığı oy ise HDP oylarının da gerisinde kaldı. HDP’ye oy
veren seçmenlerin 93 bini cumhurbaşkanlığı seçiminde Demirtaş’a oy
vermedi.
Yurt dışı seçim sonuçlarına ilişkin istatistikler HDP’nin
hedefiyle ortaya çıkan tabloyu görmek açısından önemli ipuçları veriyor.
Yüzde 50 sandığa gitmedi
24 Haziran seçimlerinde yurt dışında 3 milyon 32 bin 206
seçmenin 1 milyon 521 bin 566’sı sandık başına gitti. 7 Haziran’da
katılım oranı yüzde 32.5’te kalmış, 1 Kasım’da katılım oranı yüzde
40.01’e çıkmıştı. 24 Haziran’da ise sandığa giden seçmenlerin oranı
rekor düzeye çıkarak yüzde 50.2’ye ulaştı. Sonuç olarak; yurt dışında
gerçekleşen seçimde sandığa giden seçmen sayısı her seferde artsa da;
hala seçmenlerin yüzde 50’sinin sandık başına gitmediği görülüyor.
Erdoğan yurt içi ortalamasının üzerinde
Yurt dışı seçmeni yüzde 59.38 oranında (890 bin seçmen)
Recep Tayip Erdoğan’ı destekleyerek, Türkiye ortalamasının üzerine
çıktı. CHP’nin adayı Muharrem İnce’nin aldığı oy oranı yüzde 25.79 (385
bin 935 seçmen) oldu. HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş
ise oyların yüzde 11.1’ini (165 bin 777 seçmen) alabildi.
93 bin seçmen Demirtaş’a oy vermedi!
Parlamento seçimlerinde ise sandıktan Cumhur İttifakı
çıktı. AKP yüzde 51.02 (774 bin 835 seçmen), CHP yüzde 17.62 (265 bin
333), HDP yüzde 17.34 (259 bin 595), MHP yüzde 7.89, İYİ Parti yüzde
4.02 oy aldı.
Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçiminde ortaya çıkan
rakamlar seçmenin tercihleriyle ilgili de ipuçları veriyor. Parlamento
seçiminde HDP’yi destekleyen seçmenlerin 93 bininin cumhurbaşkanlığı
seçiminde Demirtaş’a oy vermediği dikkat çekiyor. İnce’nin oyları ise
CHP oylarından 120 bin fazla. Bu rakamlar hem HDP seçmeninin hem de
diğer partilerden bazı seçmenlerin cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi
partilerinin adayları yerine İnce’yi tercih ettiğine işaret ediyor.
AKP 5 puan düşse de 1.
1 Kasım seçimlerinde 54 ülke ve 113 temsilcilikte, 24 Haziran baskın seçimlerinde ise 60 ülke ve 123 temsicilikte oy kullanıldı. 1
Kasım’da oyların yüzde 56.22’sini alan AKP’nin oy oranı 24 Haziran
baskın seçimlerinde 5 puan düşerek yüzde 51’e indi. Ancak AKP, 1
Kasım’da olduğu gibi yurt dışından yine birinci parti olarak çıktı.
Almanya, Fransa, Avusturya, Belçika, Danimarka, İsveç, Norveç ve
Hollanda gibi ülkelerde birinciliğini korudu.
HDP 3’üncü partiye geriledi
HDP ise Türkiye ve Kürdistan genelinde olduğu gibi yurt
dışında da üçüncü parti oldu. 1 Kasım seçimlerinde birinci parti AKP,
üçüncü parti ise CHP olmuştu. 24 Haziran seçimlerinde ise CHP’nin oyları
arttı. HDP seçmenin sandığa gitme oranı CHP’nin ardında kaldığı (CHP
yüzde 17.62/HDP yüzde 17.34) için üçüncü sıraya geriledi. 24 Haziran
seçimlerinde CHP, HDP’den 6 bin oy fazla alırken; 1 Kasım seçimlerinde
ise HDP’nin oyları CHP’den 20 bin fazlaydı.
HDP 7 ülkede birinci
1 Kasım’da Birleşik Krallık, İsviçre, İtalya, Japonya,
Kanada, Polonya, Tayland ve Ukrayna’nın yer aldığı 9 ülkede birinci olan
HDP; 24 Haziran baskın seçimlerinde ise 7 ülkede birinci oldu. HDP’nin
birinci olduğu partiler ve oy oranları şöyle: Birleşik, Krallık (yüzde
49,2) Finlandiya (yüzde 48.1), Irak (yüzde 47.9), İsveç (yüzde 37.1),
İsviçre (yüzde 39.7), Japonya (yüzde 44.3), Ukrayna (yüzde 29.5).
Oyların arttığı ülkeler
HDP’nin 1 Kasım’a göre oylarını arttırdığı ülkeler şöyle:
İspanya (yüzde 105), Kanada (yüzde 54.97), Yunanistan (yüzde 53.33),
Polonya (53.01), Avustralya (yüzde 40.68), Japonya (yüzde 34.17),
Hollanda (yüzde 22.71), ABD (yüzde 20.76), Belçika (yüzde 18.76) ve
İngiltere (yüzde 13.65).
Oyların düştüğü ülkeler ve oranları ise şöyle: Danimarka (yüzde 46.56), Finlandiya (yüzde 2.66).
Yüksek oy alınan yerler
Öte yandan İsviçre’de HDP 1. parti olsa da Cenevre’de
AKP’ye verilen oylar HDP oylarının önüne geçti. Fransa’da AKP 1. parti
olsa da HDP’nin oy oranı Marsilya’da 10 puan AKP’yi aştı. İtalya’da bu
seçimde CHP birinci parti olurken, Roma’da en fazla oy alan parti HDP
oldu. Kanada da 1. parti CHP’ydi ancak Toronto ve Montreal’de en fazla
oy HDP’ye verildi. Yunanistan’ın kazananı da CHP’yi ancak Atina’da en
fazla oy HDP’ye çıktı. Gümrük kapılarında ise Antep ve Elazığ’da HDP
oyları diğer partilerden fazlaydı.
Almanya’da düşüş var
Seçmenin en fazla olduğu Almanya’da birinci parti AKP,
ikinci parti CHP, üçüncü parti ise HDP oldu. Parlamento seçimi için 659
bin seçmen oy kullandı ve sandığa gitme oranı yüzde 45.7 oldu. 1 Kasım
seçimlerinde ise katılım oranı yüzde 40.79’da kalmış ve 575 bin seçmen
oy kullanmıştı.
Almanya’da daha fazla seçmen oy kullansa da HDP seçmenin
aynı yoğunlukta sandığa gitmediği görülüyor. AKP’nin oy oranı 1 Kasım’a
göre 4 puan düşse de seçmenlerin yüzde 55.7’inin oyunu aldı; 340 bin
olan seçmen sayısını 360 bine yükseltti. HDP oy oranı yüzde 15.9’dan
14.8’e düşürken, oy sayısını ise ancak 90 binden 96 bine çıkardı. CHP
ise yüzde 14.8’den 15.6’yı çıktı ve 84 bin olan seçmen sayısı 17 bin
artışla 101 bini buldu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise Erdoğan yüzde 64.8; İnce
yüzde 21.8; Demirtaş ise yüzde 10 oy aldı. Demirtaş’ın oyları HDP’nin
gerisinde kalırken; İnce’nin oylarının ise partisinin oylarının 5 puan
üzerine çıkması dikkat çekti.
Alınan oylar bazı kentlerde ise hedeflenenin gerisinde
kaldı. Örneğin; Berlin’de hedef 20 bin oydu. 1 Kasım seçimlerinde 9471
olan oy sayısı 24 Haziran’da 11368’e çıksada hedefine ulaşamadı.
Daha iyisi başarılabilirdi
“Bu seçimin en başarılı sonucu Avrupa Seçim Platformunda yer alan 52 örgütün oluşturduğu demokrasi bloğudur. Bloğu kalıcı hale getireceğiz, faşizme karşı ortak mücadelede rolümüzü birlikte oynayacağız.”
KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç, “Çok yoğun bir emek
sarfedildi. Hem 1 Haziran hem 1 Kasım seçimlerine oranla oylarımızı
arttırdık ancak daha fazlasını yapabilir daha fazla oy alabilirdik. Bu
konuda bütün ülke ve merkezleri masaya yatıracağız ve değerlendireceğiz”
dedi.
Koç’un bu seçimin en önemli kazanımının ise oluşturulan
demokrasi bloğu olduğunu ifade etti: Bu seçimin en başarılı sonucu
Avrupa Seçim Platformunda yer alan 52 örgütün oluşturduğu demokrasi
bloğudur. 7 Haziran ve 1 Kasımda da platform oluşturmuştuk ancak 24
Haziran’da bunu aşan bir bileşene ulaşıldı ve önemli bir ortaklaşma
yakalandı. Bloğu kalıcı hale getireceğiz, faşizme karşı ortak mücadelede
rolümüzü birlikte oynayacağız.”
En başarısızı AKP
Koç’a göre bu seçimin yurtdışındaki en başarısız parti ise
AKP. Seçimin adil ve eşit olmayan koşullarda yapıldığına işaret eden
Koç, “Konsolosluklar, camiler AKP’ye çalışıyor olmasına rağmen bu
seçimin en başarısızı AKP’dir. Tüm devlet olanaklarını, bütçelerini
kullanmasına rağmen oylarını artırma düzeyi düşüktür” vurgusunda
bulundu.
Biz var oldukça mücadelemiz sürecek
l“Artık seçim tartışmalarını geride bırakıp, yine ve yeniden mücadeleye devam etmek gerekiyor. Bizler varız, var oldukça mücadelemiz de var olacak. Enseyi karartmaya gerek yok. Halkın taleplerini dile getirebilmesi için ‘sokağa çıkma’ hakkı demokrasilerin vazgeçilmez bir öğesidir.”
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) Yönetim Kurulu
üyesi Fuat Ateş, “Artık seçim tartışmalarını geride bırakıp, yine ve
yeniden mücadeleye devam etmek gerekiyor” dedi. Ateş yurt dışı seçim
sonuçlarına ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Aleviler olarak 24 Haziran baskın seçiminden sizin çıkarttığınız sonuçlar neler? Hedefinize ulaşabildiniz mi?
Seçim süreci boyunca iki ana hedefimiz vardı. Bunlarından
birincisi HDP’nin barajı aşmasını sağlayarak, meclis aritmetiğinin
muhalefet güçleri lehine değiştirmekti. Öngörülerimizin altında bir oy
oranına ulaşmış olmasına rağmen bu hedefimizde başarılı olduğumuzu
düşünüyorum. Diğer hedefimiz ise Cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci tura
taşınarak, Erdoğan’ın karşısında kalacak olan Muharrem İnce veya
Selahattin Demirtaş’ın desteklenmesiydi. Bu hedefimizin AKP’nin seçim
hilelerine yenik düştüğünü belirtmek zorundayım. Eksiklik konusuna
gelirsek, her seçimde olduğu gibi sandık güvenliğini sağlama konusunda
muhalefet güçleri olarak seçmenlerin bizden beklediği kararlı tutumu
sergilemekte başarılı olamıyoruz. Tabi 24 Haziran Seçimlerinde bu
sonucun ortaya çıkması konusunda OHAL şartlarını göz ardı edemeyiz.
24 Haziran seçimlerinde Avrupa’daki Alevi
örgütlerinin HDP’ye ve Selahattin Demirtaş’a açık desteği vardı. Bunun
sonuçları seçime ne kadar yansıdı?
En başta belirtmeliyim ki; bizim açımızdan HDP, sadece 24
Haziran seçimleriyle sınırlı bir proje değildir. HDP, asıl 25 Haziran
sabahı ve sonrası için bize lazım olan bir projedir! Bu noktada Alevi
Kültür Merkezlerimizde seçim sürecinde paneller düzenleyerek,
toplumumuzla görüş alışverişinde bulunduk. Seçim
sonucundan bağımsız bu çoğulculuğu HDP çatısı altında
yakaladık. Kürtler, Araplar, Çerkesler, Lazlar, Boşnaklar, Ermeniler,
Rumlar, Tatarlar, Gürcüler, Çeçenler, Pomaklar, Arnavutlar, Romanlar,
Museviler, Aleviler, Nusayriler, Süryaniler, Keldaniler, Asuriler,
Êzîdiler ve Dürziler hep birlikte aynı çatı altında yer alıyoruz.
Son yedi yıldır Suriye başta olmak üzere Ortadoğu
ve Kürdistan coğrafyasında akan kanın esas sorumlusu AKP
Hükümeti’dir! Akan kanı durdurmak, İŞİD ve benzeri tüm terör örgütlerine
devlet desteğini kesmenin yolu AKP’yi iktidardan uzaklaştırmaktan
geçiyor! Bu hedefimizden asla vazgeçmedik. CHP, HDP ve diğer demokrasi
güçleriyle bir araya gelmenin yollarını aramalıdır. “AKP gittikten sonra
hangi zeminde bir araya gelinecek?” sorusunu daha sık tartışmalıyız.
Yurt dışında Demirtaş’ın oy oranının HDP’nin
gerisinde kaldığını, İnce’nin aldığı oyun da CHP’nin üzerine çıktığını
görüyoruz. Bu sonuç kaynağını nereden alıyor sizce?
Aynı tablo sadece yurtdışında değil, Türkiye’deki sonuçlar
için de geçerli. Tahminim; seçmenler barajı geçme konusunda HDP lehine
stratejik oy kullanırken, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yine strateji
dahilinde Erdoğan karşısında daha şanslı gördükleri Muharrem İnce’yi
tercih etmelerinden kaynaklanıyor. Mevcut dikta yönetiminden topyekun
kurtulma konusunda muhalif seçmenin bulduğu ve uyguladığı formül bu.
Bundan sonrası için neler yapılmalı?
Ama bu yaşadığımız süreç, ülke olarak ilk defa başımıza
gelmiyor. Seçim süreci boyunca gittiğim her panelde “Sadece seçim
sonuçlarını değil, 25 Haziran sabahını da konuşalım” ısrarım işte tam da
“seçim sonrasında boşluk duygusuna düşmeden yolumuza devam edelim”
kaygısıydı. Artık seçim tartışmalarını geride bırakıp, yine ve yeniden
mücadeleye devam etmek gerekiyor.
Stanislaw Jerzy Lec, “Resmi tarih, yenenlerin yazdıkları
tarihtir. Resmi tarihe göre benim gibi insanlar yoktur” der. Ama bizler
varız, var oldukça mücadelemiz de var olacak. Enseyi karartmaya gerek
yok. Halkın taleplerini dile getirebilmesi için “sokağa çıkma” hakkı
demokrasilerin vazgeçilmez bir öğesidir. Gezi Direnişi’nde gözünü
kırpmadan gençlerimizi katleden AKP Hükümeti, “İç Güvenlik Yasası” ile
halkın bu hakkını daha da etkin gasp etti. Bu zihniyete dur demek için
sadece seçim sandıklarında ve mecliste değil, alanlarda da olacağız!
Yorumlar
Yorum Gönder