Almanya Sol Parti heyeti: İnsanlar cesurca oyunu kullandı




Almanya Sol Parti adına Van’daki seçimleri izleyen heyet, Erdoğan’ın kendi lehine sonucun çıkması için askeri baskıyı kullandığını örneklerle anlattı. Sol Parti, Almanya hükümetinin de artık kendisini Erdoğan’ın sağ kolu olmaktan kurtarması gerektiğini belirtti. Yeşiller ve Sol Parti devletin her türlü baskısına rağmen HDP’nin Meclis’e girmesini de kutladı.

Türkiye ve Kürdistan’da pazar günü yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerini yerinden izlemek üzere Van’a giden 4 kişilik Sol Parti seçim izleme heyeti, tartışmalı seçim sonuçlarının Türkiye’de demokrasiyi öldüreceğini belirtti.
Almanya Sol Parti’nin (Die Linke) milletvekilleri Tobias Pflüger, Sabine Leidig, Heike Hänsel ve Jan Schalauske’de oluşan heyet adına basına konuşan Sol Parti Almanya Federal Parlamentosu Grup Başkanvekili Heike Hänsel, „Erdoğan’ın tartışmalı zaferi, Türkiye’deki demokrasiyi öldürecek“ dedi.
Sol Parti Başkanvekili çok sayıda tutuklu gazeteci, milletvekili ve muhalif şahsiyetin olduğu OHAL koşullarda yapılan seçimlerin adil olmadığını vurguladı.
Bu haksız koşullara rağmen HDP’nin barajı aşmasının başarı olduğuna da işaret eden Hänsel, „HDP eski eşbaşkanı Selahattin Demirtaş serbest bırakılmalı ve demokratik muhalefete açılan davalar kapatılmalı“ dedi.

Gözlemciler serbest bırakılmalı
 


Hänsel, Kuzey Kürdistan illerinde yapılan seçimlerin ağır silahlı askerlerin özellikle muhalefetin yoğun olduğu sandık başlarında nöbet tuttuğuna ve çok sayıda kişinin oy vermek için kilometrelerce yol yapmak zorunda kaldığına dikkat çekti.
Hänsel devamla „Erdoğan leyhine sonuç alabilmek için askeri gücünü kullandı. Bu hukuksuzluk açığa çıkarılmalı ve tutsak edilen gözlemciler serbest bırakılmalı“ çağrısında bulundu.

DİTİB’e destek son!
Alman hükümetine de çağrı yapan Hänsel, „Alman silah ihracatı artık sonlandırılmalı. DİTİB gibi Erdoğan’ın din yapıları, Almanya’da AKP’nin kazancına etkili oldu ve bu daha fazla tolere edilmemeli, desteklenmemeli“ dedi.

Schalauske: Seçimler parlamentoya taşınmalı
Van’daki seçimleri takip etmek için heyette yer alan Almanya’nın Hessen eyaleti Sol Parti Milletvekili Jan Schalauske de seçimlerin, ülkenin baskı altındaki durumunu yansıttığına dikkat çekti.
Schalauske „Alman hükümeti, Türk Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’ın oy sayımı devam ederken açıklama yapmasının hukuksuzluğunu, Parlamento’da gündeme getirmeli“ dedi.

Kürtlere baskı sonlandırılmalı


Jan Schalauske’nin Van izlenimleri ise şöyle: „Basın ortak hareket etti, seçim esnasında hukuksuzluk ve baskı vardı. Erciş köylerinde askerler seçim lokallerinde nöbet tutuyordu. Ve bu Erciş ile sınırlı değildi. Alman hükümeti bu haksız seçimleri tanımamalı ve gündeme getirmeli. Bununla birlikte silah ambargosu da getirilmeli. Çünkü bu silahlarla Kürt kentleri yıkılıyor, Kürtlere saldırılıyor. Bir o kadar da Kürtlerin Kürt sembollerini göstererek ceza almaları da sonlanmalı. Alman hükümeti Türk despotu Erdoğan’ın sağ kolu olmaktan vazgeçmeli.“
HDP’nin başarısını kutlayan Schalauske, „Tüm baskı ve zor koşullara rağmen barajı geçmek bir cesaret ve başarıdır. Van’da insanların HDP ile ne kadar umutlandıklarını gördük“ dedi.

Pflüger: Yoğun katılım ve cesur insanlar




Van’a giden heyette yer alan milletvekili Tobias Pflüger ise Fırat Haber Ajansı’nın (ANF) sorularını yanıtladı.
Pflüger „HDP’nin, haklı olarak, oyların çalınacağı endişesiyle gözlem yapılması için yaptığı çağrı üzerine gittik. AGİT kendi gözlemcilerini göndermiş olsa da tüm bölgelerde görev almadı. Hatta aralarında partimizden Andrej Hunko gibi bazılarının da ülkeye alınmadığı da oldu“ ifadelerini kullandı.
Pflüger izlenimlerine ilişkin ise şunları söyledi: „Çok sayıda polis, asker ve paramiliterler sandık alanlarında duruyordu. Seçmenler, asker tarafından kontrol edildi. Hatta bazı askerler yıldırma amacıyla sandık başında duruyordu. Bazı köylerde insanların sandıkları 35 kilometre uzakta kurulmuştu. Oy verebilmek için bu yolu yürümek zorunda kalan oldu. Ancak buna rağmen katılım yoğun ve insanlar çok cesurca oyunu verdi.“

Sol Parti ve Yeşiller’den HDP’ye tebrik

Almanya Sol Parti ve Yeşiller Partisi, HDP’nin her türlü baskı karşısında yüzde 10’luk barajı aşıp Meclis’e girmesini memnuniyetle karşıladı.
Yeşiller Partisi’nin eski Eşbaşkanı Cem Özdemir, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda HDP’nin barajı aşmasını şu ifadeyle değerlendirdi: „Cezaevine, baskıya, sansüre ve hileye rağmen HDP Meclis’e girmeyi başararak Erdoğan’ın AKP’sinin çoğunluğu sağlamasını engelledi. CHP ve HDP rejim için bir uyarı olsun ve demokrasinin ışığını korusunlar.“
Sol Parti Eşbaşkanı Bernd Riexinger de resmi Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada HDP’yi meclisi girmesinden dolayı tebrik etti. Riexinger, „HDP’li dostlarımız yüzde 10 barajını aşarak, öncekinden daha da güçlü bir biçimde Türk parlamentosunda temsil edilecekler. Bundan memnuniyet duyuyoruz ve yürekten kutluyoruz – barış, özgürlük ve adalet için mücadele sürecek“ dedi.
Seçim gözlemcisi olarak Van’a giden Sol Parti Almanya Federal Parlamentosu Grup Başkanvekili Heike Hänsel, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda „HDP’nin adayı Demirtaş ve çok sayıda milletvekili ile üyesi cezaevinde bulunmasına rağmen yeniden Meclis’e girmesi büyük başarı. Van’da kutlamalar yapılıyor“ ifadesini kullandı. n BERLİN

Michels: Bölünmüş ülkede baskıyla seçim

AB-Türkiye heyetinde yer alan Sol Partili Martina Michels önceki gün gerçekleşen genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin adil bir ortamda olmadığını belirterek „Seçimler bölünmüş bir ülkede baskıyla yapıldı“ dedi.
Pazar akşamı henüz oyların sayımı devam ederken Erdoğan’ın kendisini ‘seçimin galibi’ ilan etmesini eleştiren Sol Parti Milletvekili ve Avrupa Parlamentosu üyesi Martina Michels, „Erdoğan ve AKP, OHAL koşullarında ağır baskı altında siyasi muhalife karşı seçimleri kazandı ancak aynı zamanda bölünmüş ülkeye daha çok çatlaklıklar sağladı“ dedi.

HDP başardı
Tüm baskı ve haksızlıklara rağmen barajı aşan HDP’yi ilk olarak tebrik eden Michels, „Antidemokraktik olan yüzde 10 barajını, belediye başkanların yanı sıra HDP milletvekillerinin 2016’dan bu yana tutuklu olmasına rağmen HDP’nin bunu aşabilmesi bir başarıdır“ dedi.
HDP’nin seçimler boyunca maruz kaldığı baskı ve saldırı rağmen yılmadığına dikkat çeken Michels, genç nesilin, kadınların, Kürtlerin ve diğer muhalefetin diktatörlüğün gerçekleştirilmesinin karşısında duracağını vurguladı.
Michels, konuşmasının devamında şu sözlere yer verdi: „AB, artık Erdoğan ile çıkar ilişkilerini sonlandırmalı ve Türkiye’de demokrasi, basın özgürlüğü ve temel haklar için mücadele eden muhalefeti desteklemeli“ ifadelerini kullandı. Avrupa’nın Türkiye’deki demokratik güçlerin güçlenmesinde büyük bir sorumluluğun olduğunu vurgulayan Michels, „Türkiye’de demokrasinin sonlandırılmasının karşısında artık sessiz kalınmamalı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) görülecek dava sürecin hızlandırılması ve seçim hileleri ortaya çıkarılması için desteklenmesi gerekir“ dedi. BRÜKSEL

‘Erdoğan muhaliflere artık daha sert saldıracak’

Almanya Sol Parti Federal Parlamento Milletvekili Sevim Dağdelen, 24 Haziran seçimlerinin Türkiye için kara bir gün olduğunu belirtti.
Dağdelen yaptığı açıklamada „24 Haziran, Türkiye için bir kara gün oldu. Erdoğan’ın artık daha fazla gücü var ve bu gücü muhalefete karşı daha sert saldırı için kullanacaktır. Erdoğan’ın seçim için erkene alarak planı tuttu ancak bu seçimler ne adil ne de özgürce yapıldı. Türkiye’de haftalarda „tek adam şovu“ yapıldı. Sürekli olarak televizyonların yüzde 95’inde görüldü. Muhalefetin sadece sosyal medya üzerinden seçim çalışmalarını sürdürmesi zor oldu. HDP baskıya ve manipülasyona rağmen barajı aştı“ dedi.

Avrupa basını 24 Haziran’ı nasıl gördü?

Avrupa basını 24 Haziran seçimlerine yoğun ilgi gösterdi. Basında ön plana çıkan ise AKP Genel Başkanı R.Tayyip Erdoğan’ın bundan sonraki süreçte elde edeceği sınırsız güç ve seçimde AKP’nin yaptığı manipülasyon oldu.
İngiliz Times gazetesi, Erdoğan’ın yeni konumunu 1930’ların Hitler Almanyası’na benzetti. Basında çıkan kısa özetler şöyle:
İngiliz Guardian gazetesi haberi “Erdoğan kendisini başkan ilan etti” manşetiyle okuyucusuna duyurdu.
İtalyan La Repubblica gazetesi: „Erdoğan artık mümkün olan en büyük gücü ele geçirdi. Bölünmüş olmasına rağmen artık gelecek beş yıl için mutlak bir güce sahip. Artık Başbakan yok. Meclis doğrudan kontrolü altında. Hakimler doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanacak. Cumhurbaşkanı Merkez Bankası’nı da kontrolünde tutacak. Onun sınavı Türk Lirası’nın düştüğü ekonomik kriz olacak. Ne var ki, Erdoğan istediği şekilde hareket edebilecek.“
Türk devleti artık farklı olacak
Alman Die Welt gazetesi: „Türk devleti bundan böyle farklı bir devlet olacak. Özgür ve adil olmayan şartlarda yapılan seçimlerde, Erdoğan, ikinci tura kalmadan seçimi kazandı. Seçim öncesi İnce’nin Erdoğan’ı yenilginin eşiğine getirip en azından ikinci tura kalınacağı izlenimi oluşmuştu. Ancak Erdoğan daha ilk turda seçimin galibi olarak açıklandı.
Bazı seçim bölgelerinde Cumhurbaşkanı ve partisi için oy pusulaları depolandığı, bazılarında ise bir önceki seçimlere göre çok daha fazla oy verildiği iddia edildi. Ülkenin güneydoğusunda ise silahlı kişilerin seçmenleri korkuttukları söylendi. Tüm bunlara rağmen muhalefetin hala yaşam belirtisi gösterebiliyor olması bile dikkate değer. Türk devleti artık farklı bir devlet olacak. Erdoğan’ın kendisine Anayasa değişikliği ile sağladığı yetkiler şimdi yürürlüğe girecek. Muhalefet şimdi iki şey yapabilir; bölünmeye izin vermemeli ve yönlendirilen bir demokrasinin gerçek bir demokrasi olmadığını göstermeli.“
İngiliz The Times gazetesi: „Erdoğan’ın, ‘Evet’ cephesi içindeki çok yönlü, eğitimli ve ılımlı kitlesinde azalma oldu. Bu güç sahibi kişiye gerçeği söyleyecek neredeyse kimse kalmadı.“
İspanyol El Mundo gazetesi: „Türkiye’de Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki zaferiyle, ağır seçim hileleri iddiaları altında yeni bir dönem başladı. Erdoğan, Rusya’da Vladimir Putin’in tarzıyla güvenlik ve milliyetçiliği gururla kendisi için seçimin en önemli konuları haline getirdi ve bu sayede etkili olan „ben ya da kaos” fikrini hayata geçirdi.“
Times gazetesi: „Tartışmalı seçim zaferi Erdoğan’a devletin bağımsız kalan son aygıtlarının da neredeyse tam kontrolünü verdi. Son iki yılda sık sık 1930’lar Almanyası anılıyor. Sivil toplum kuruluşları, gazeteler, sanat merkezleri kapatıldı. İtaat etmeyenlerin kara listeye alınması ve Osmanlı tarihini anlatan dizilerle popüler kültür de iktidar partisinin hizmetine sokuldu. Erdoğan’ın muhalifleri zorbalığa maruz kaldı, şantaja uğradı ve susturuldu. Buna karşılık muhalefet partileri aralarındaki farklılıklara son verdi, CHP tabanda etkili bir kampanya yürüttü.
Rus Kommersant gazetesi: „Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı. Görünen o ki Cumhurbaşkanı’na sadık güçler, parlamentoyu da kontrol edecek.“
İngiliz Financial Times gazetesi: „Sonuç Erdoğan için kritik öneme sahipti. Sonuçlar kesinleştiğinde Erdoğan yalnızca beş yıl daha cumhurbaşkanı olmayacak, aynı zamanda başbakanın yerini alan güçlü bir yürütmeyi elinde tutacak.“  HABER MERKEZİ

Yorumlar