AKP’ye oy veren Kürtler artık AKP’ye hesap sormalı



Zilar STÊRK
Türkiye’de AKP’ye oy veren tabanın büyük çoğunluğunu; İslam inancına bağlı olduğu için Cumhuriyeti yöneten hükümetlerce dıştalanan, ötekileştirilen, aşağılanarak küçümsenen inançlı yoksul kesimler oluşturmuştur. Bu kesimler kurtuluş savaşı sürecinde kan dökmüş, bedel vermiş, emek harcayıp fedakarlık yapmış Kürdistan ve Anadolu’nun emekçi, inançlı insanlarıdır. Erdoğan AKP’si, Kürdistan ve Anadolu’nun bu emekçi, muhafazakâr insanlarının inanca dayalı duygu ve düşüncelerini, devletten beklentilerini istismar ederek sömüren bir siyasetin sahibidir. Erdoğan AKP’yi tek başına kurmadı. Ancak gelinen aşamada, AKP’nin kurucularından Erdoğan dışında kimse AKP aktif siyaseti içinde kalmadı. Bunun en temel nedeni, birlikte kurdukları AKP’nin, artık kuruluş amaçlarına ters düşmüş olmasından kaynaklı olsa gerek.
Bu konu ilk bakışta, onların kendi iç hesaplaşmasını gerektiren bir konu gibi görünmektedir. Ancak kendi iç hesaplaşmalarını gerektirdiği gibi, Kürdistan ve Anadolu’nun inançlı, emekçi, umudunu onların seçim süreçlerinde yaptığı vaadlere bağlamış ve yıllarca onlara oy vermiş kesimlerin de hesap sormasını gerektirir. Temel tespitimiz şudur; Erdoğan ve AKP’si yıllarca başta İslam dinini ve Kürtlüğü istismar ederek, toplumun birçok kesiminde bir çok konuda karşılıksız beklentiler oluşturarak iktidarını ayakta tutmuştur. Ancak yalancının mumu yassıya kadar yanarmış. Erdoğan ve AKP’sinin ampulü de 24 Haziran’a kadar açık. Artık bir zahmet! El etek çekip gitme vakti gelmiştir. 24 Haziran günü, Erdoğan ve AKP’sinden din ve inanç istismarının, Halkları sömürmenin ve Kürt Sorunu etrafındaki Demokratik Çözüm arayışlarını istismar etmenin hesabını sormanın tam zamanıdır.
Anadolu insanı inancından dolayı bir defalığına Erdoğan ve AKP’sinin istismarına uğramışsa, Kürdistan’lılar hem inancından hem de Kürt Kimliğinden dolayı defalarca istismara uğramıştır. Şimdiye kadar AKP’ye oy vermiş Kürtlerin, artık bu yanılgısına son vermesi gerekir. Erdoğan ve AKP’sinin tüm kirli çamaşırları orta yere saçılmıştır. AKP’nin daha önceki vaadlerine inandığı için oyunu AKP’ye vermiş olan Kürtlerin, bu defa kesinlikle ona oy vermemesi lazım. 24 Haziran’da Erdoğan ve AKP’sinden çok ciddi hesap sorması lazım. Başkasının hesabını değil, kendi kimlik ve inancının hesabını sormalı. Sömürülen Kürtlüğünün ve Müslümanlığının hesabını sormalı. Bahçeli gibi, Kürtlerin kanını içen azgın bir Kurtla kurduğu kirli ittifakın ve yaptıkları ortak katliamların hesabını sormalı. Tansu Çiller ile ortak mitingin arkasındaki tehdit dolu kirli gelecek planlarını boşa düşürmeli. Kürdistan’ın son kırk yılını görmüş geçirmiş Kürtlerin hepsi; muhafazakarın’dan liberaline, solcusundan sağcısına, korucusundan devrimcisine, sivil toplumcusundan siyasetçisine kadar hepsi, Başkurt Devlet Bahçeli, JİTEM rejiminin Başkatili Tansu Çiller ve oldukça azgınlaşmış güncel takipçisi Erdoğan’ı bir araya getiren aklın, nasıl bir akıl olduğunu çok iyi bilirler. Çünkü Kürtler, Erdoğan’ın AKP’yi bitirme pahasına Başkurt Bahçeli ile yaptığı kirli ittifakın Kürtlerin katli üzerinden olduğunu gördüler. Bunu Cizîrê’de, Nisêbîn’de, Sur’da, Gever’de gördüler. Şengal’de, Qaraçox’da, Maxmur’da gördüler. Güney referandumu sorası Kerkük’de ve Afrin’de gördüler. En son bir hafta önce Suruç çarşısında gördüler.
Başkurt Bahçelinin perspektifleri doğrultusunda da Kürtlerin bitmediğini görünce, buna bir de 90’lı yıllarda Kürdistan’da hüküm süren JİTEM’in tecrübesini, Kürtlerin Başkatili olan Tansu Çillerle ekleyip, 24 Haziran sonrası Türkiye’yi yönetecek yönetimin aklını tamamladılar. Şimdiye kadar Kürt soykırımını gerçekleştirme temelinde, çeşitli dönemlerde devletin başına gelmiş ama Kürtlerin direnişi ile karşılaşmış, o yüzden soykırımı tamamlayamamış olan bu katil kişiliklerin, 24 Haziran sonrası kirli ve karanlık bir ittifak içerisinde, Kürt soykırımını JİTEM’vari bir tarzda tamamlama hedefiyle iş başında olacaklarını tüm Kürtler görmelidirler. O yüzden de Erdoğan ve AKP’sine, 24 Haziran’da oy vermeyi Kürtler kendilerine haram saymalıdırlar. Erdoğan ve AKP’sine verilecek her bir oy, Kürt katliam ve soykırımına onay vermektir. Erdoğan ve AKP’sine verilecek her bir oy, Kürtlerin kanını içen Bahçeli ve JİTEM cinayetlerinin baş sorumlusu olan Çiller’e yeniden onay vermektir. Erdoğan-Bahçeli-Çiller’e “bu bizim kaderimizdir, gelin bizi katledin” demektir. Erdoğan-Bahçeli-Çiller ve ekiplerinin, 1925’ten beri başkaldırmış Özgür Kürt İradesi karşısında, bir türlü tamamlayamadıkları Kürt soykırımını tamamlamak dışında bir hedeflerinin olmadığını Kürtler kesinlikle bilmelidir. O yüzden şimdiye kadar oylarını AKP’ye kaptırmış olan inançlı muhafazakâr Kürtler, bu kez değerli oylarını hem Türkiye’nin hem Kürtlerin umudu olan HDP’ye vererek helalleşmelidirler.

Yorumlar