Yan yana gelmek yetmez



HDP bileşeni olmayan çok sayıda parti ve siyasal yapı, HDP ve Demirtaş’a desteklerini deklare etti
HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli, “Şimdi yan yana gelmek yetmez, bu yolda birlikte yürüme, Türkiye’yi dönüştürme ve vesayetçi sistemden kurtulma zamanı” dedi.
Seçimde Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) destekleyeceklerini açıklayan ve aralarında EMEP, Halkevi, Devrimci Parti gibi çok sayıda bileşenin olduğu parti, yapı ve bireyler, Taksim Hill Otel’de ortak basın açıklaması düzenledi. Toplantıya, HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli de katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan HDK Yürütme Kurulu üyesi Sedat Şenoğlu, HDP ve Demirtaş’ı destekleyen parti ve kurumlar olarak bir arada olduklarını söyledi. Şenoğlu, “Bu karanlık sürece itirazları olanlar var. Bu baskı, zulüm ve zorbalık uygulamalarına boyun eğmeyenler, başka bir dünya/Türkiye mümkün diyenler, direnenler var. Biz de bu iradeyle, barışın, özgürlüğün, adaletin, eşitliğin kapısını açan, bunun için mücadele veren güçleri bir araya getirmek, seçimler vesilesiyle bu iradeyi ortaklaştırmak ihtiyacına cevaben çağrı yaptık” dedi.

Çürüyen iktidar var
Zor bir süreçten geçildiğinin, ancak değişimin en yakın olduğu dönem olduğunun altını çizen Şenoğlu, “İnanıyoruz ki bizler bu çıkışı sağlayacağız. Güçlü olan biziz, karşımızda çürüyen bir iktidar var. Bunun daha büyük baskı ile devam etmemesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız” şeklinde konuştu.
 Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) MYK üyesi Barış Kayaoğlu da “Erdoğan iktidarının kendini yeniden dizayn etmeye ve faşizmi tahakküm etmeye çalıştığı süreçten geçiyoruz. HDP’yi destekliyor, ittifak yapıyor ve cumhurbaşkanı adayı olarak da Selahattin Demirtaş’ı destekliyoruz” diye konuştu.

Koca: Birlikte kazanacağız
Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüsü Perihan Koca, Türkiye toplumunun tarihsel eşikte olduğunu dile getirerek, “Ekonomik kriz başta olmak üzere kriz dinamiklerinin derinleştiği özel bir süreci yaşıyoruz. Böylesi bir toplumsal politik iklim içinde dört yıldır yaşadığımız seçim süreçleri nihayetinde hızla OHAL koşularında baskın seçime doğru ilerliyoruz. 24 Haziran bir bitiş olmayacak bizler açısından, ne tufan, ne güllük gülistanlık bir dönem olacak. 24 Haziran sonrasında mücadelenin daha da yoğunlaşacağı sürece ilerliyoruz. 24 Haziran seçimleri bu ülkenin geleceği yarınları açısından tayin edici önemli bir noktada duruyor” dedi. İki sağ ittifaka işaret eden Koca, bu iki ittifakın karşısında demokratik değerlere sahip olan HDP’nin de seçime girdiğine dikkat çekti. Koca, şunları ifade etti: “Demokratik ülkenin koşullarını yaratabilmek için, HDP’nin baraj altında bırakılmaması ve Demirtaş’ın rehin tutulduğu cezaevinden serbest bırakılması için halkların, demokrasinin programı olan demokratik cumhuriyet şiarıyla kampanyamızı gerçekleştireceğiz. Birlikte kazanacağız, birlikte başaracağız.”

HDP Meclis’te olmalı
Ekonomik yıkımın sorumlusunun 16 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın olduğunu ifade eden Halkevleri Eşbaşkanı Nuri Günay ise şunları söyledi: “Yaşanan toplumsal çürümenin, savaşın ve daha bir dizi sorunun kaynağının ne olduğunu biliyoruz. Sorunun kaynağı asla çözüm noktası olamaz. Bu yüzden bu iktidar bu ülkenin başından gitmelidir. Mücadelemiz budur. Seçim sürecinde HDP’nin Meclis’te olmasının ne anlama geldiğini ülkede günlük hayatın içinde de insanlar konuşuyorlar. AKP iktidarının Meclis çoğunluğunu sağlamamasının temel koşulu HDP’nin Meclis’te yer alması. HDP’nin desteklenmesi demokratım diyenlerin görevi. 24 Haziran süreci mücadele sürecidir.”

Demir: Ortaklaşmak mümkün
KÖZ Sözcüsü Şükrü Demir de 24 Haziran seçimlerinin sola tarihi bir fırsat sunduğunu ifade ederek, “Siyaset sahnesinde oluşturulan ittifaklarla sol şerit boşalmış durumda, sol ittifakın önünü açtı. Ağırlık merkezinde HDP’nin yer aldığı grupların bağımsız blok olarak seçimlere girmesini mümkün ve zorunlu kılıyor. Meclis seçimlerine ağırlık vermenin yanı sıra Selahattin Demirtaş’ın adaylığında ortaklaşmak mümkün. Demirtaş’ın olmadığı, seçimin boykot edilmesinin altının çizilmesi şarttır. Kendini solda görenler, yaklaşan seçimlerde Meclis seçiminde ezilenlerin taleplerinin güçlü temsil edilmesinde katkıda bulunmalıdır” dedi.

Öztürk: Başarmak zorundayız
Bir Adım Daha İnisiyatifi’nden Hakan Öztürk de halkın iradesinin temsil edilmesi için HDP’nin Meclis’te olmasının şart olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: “HDP’nin olmadığı Meclis’te halkın etkisinden bahsetmek mümkün değil. Parlamentoya girmek, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde önemli bir hamle için elimizden geleni yapmak zorundayız. Altı cumhurbaşkanı adayının içinde bir adayın durumu farklı, o cezaevinde. Bu koşullarda seçime gidiyoruz. Seçimleri kazandığında cumhurbaşkanı olacak kişi kendini ifade etme hakkından mahrum şu anda. Kendisini seçeceklere anlatamıyor, insanlar onu dinleyemiyor. Hakları bu düzeyde kısıtlanmış adayla seçime gidiyoruz. Baskıcı sürece karşı itirazlarımızı yükseltiyor, birlik beraberlik içinde mücadele edeceğimizi ortaya koyuyoruz. Bizler umudun düşmanlarına karşı savaşan insanlarız. Güzel günler için HDP’ye ve Demirtaş’a oy verelim.”

Dilmeç: Emek, özgürlük ve barış
Kaldıraç Sözcüsü Hakan Dilmeç, yönetemeyen iktidarın çürümeyi topluma yaymaya çalıştığını belirterek, şunları dile getirdi: “Bu seçimlerin, bu örgütlülüğün genişletilmesi açısından fırsat olarak değerlendirilmeli. İki blok var, biri Cumhur diğeri Millet. Farklılıkları çok az. Bunun karşısında HDP ve Demirtaş şahsındaki blokumuz var. Burada olan güçlerden oluşturulan doğal ittifak. İşçi sınıfa yönelik saldırılara, baskılara gözaltı ve tutuklamalara karşı özgürlük bloku. İçeride ve dışarıdaki savaşa karşı barış bloku. Bu blok, başka bir hayatın insanca ve onurumuzca yaşayabileceğimiz hayatın var olabileceği umudunu ortaya koyuyor. Emek özgürlük ve barış için Demirtaş ve HDP’yi destekliyoruz. Biz kazanacağız.”

Aydın: Sorumluluğun farkındayız 
Türkiye İşçi Parti (TİP) Meclis Üyesi Gün Çağ Aydın, AKP hükümetinin gideceğine dair yeşeren umudu gördüklerini ve bu farkındalığın sosyalist hareketlere farklı bir sorumluluk yüklediğini dile getirdi. Aydın,  şöyle devam etti: “TİP olarak halkların kardeşleşmesi, toplumsal mücadelenin AKP saflarını geriletebilmesinde sorumluluk düştüğünün farkındaydık. Özellikle HDP’nin sadece matematiksel hesaplara dayandırılarak değil siyasal gerekçelerle desteklenmesi gerekir. Biz Selahattin Demirtaş’ın bu süreçte özgürleştirilebilmesi, sonrasında HDP’nin Meclis’te yer alabilmesi, üzerimizdeki saldırıların bertaraf edilmesi için üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Sizinle birlikte mücadele ediyor olmaktan gurur duyuyoruz. Emekçilerin ülkesini özgür demokratik şekilde kurmak için elimizden geleni yapacağız.”

Gürkan: Değişimin gücü bizde
24 Haziran seçimlerinin kritik önemde olduğuna dikkat çeken Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürka, şunları söyledi: “24 Haziran’da Türkiye’nin nasıl siyasal rejimle yönetileceğine de karar vereceğiz. Ayırt edici özelliklerinden biri de en adaletsiz ortamda yürütülen seçim süreci. Demirtaş’ın cezaevinde olması, Erdoğan’ın kamu olanakları ile seçim kampanyası yürütmesi. Seçim ve sandık güvenliğinin en çok tartışıldığı seçim süreci. HDP ve Demirtaş’a oy isteyeceğiz. Ülkenin geleceğini değiştirecek güç bizde var.”

Temelli: Hep birlikte kurtulacağız
Toplantıda son olarak söz alan HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli, toplantının önemine dikkat çekti. Ortak mücadele vurgusu yapan Temelli, şöyle devam etti: “Bir aradayız. Bu iktidardan hep birlikte kurtulacağız. 24 Haziran kritik bir seçim. Şu anda OHAL altındayız. Yasakların en sofistike haliyle. Bundan ötesi OHAL’in kalıcılaşması. 16 yıl boyunca emek o denli sömürüldü, doğa o denli talan edildi ki yoksulluk yaygınlaştı, derinleşti. Dünyada adaletsizlik sıralamasında ilk beşe giriyoruz. Gelir ve servet adaletsizliği inanılmaz boyutlara ulaştı. Yolsuzluğa gelince, bu ülkede olağan tek şey yolsuzluk oldu. Yolsuzluk ekonomisi içindeyiz. Diktatöryal zihniyetin iktidarını izliyoruz.

Mücadelede yan yana olmalıyız
Bu iktidarı ayakta tutan bir başka unsur da savaş politikaları oldu. Cizre’yi, Sur’u, Efrîn’i unutmamak gerekiyor. 16 yıl boyunca zaman zaman çözüm diyerek karşımıza çıktı ama çözüm süreçlerinde bile savaş aklının hakim olduğunu izledik. Savaş politikalarına, yolsuzluk ekonomisine, emek sömürüsüne karşı yan yana mücadele etme zamandır. Bu seçim sürecinde de mücadelede yan yanayız.

24 Haziran sonrası da
24 Haziran seçim mücadelesi olarak anılmayacak. 24 Haziran’dan sonraki mücadele hattımızla anılacak. 24 Haziran hepimiz için yeni bir başlangıç olacak. Şimdi yan yana gelmek yetmez, bu yolda birlikte yürüme, Türkiye’yi dönüştürme ve vesayetçi sistemden kurtulma zamanı. Türkiye ekonomisi de siyaseti de büyük çöküş aşamasında. Buradan çıkmanın yolu birlikte yürümekten geçiyor. 24 Haziran da önemli bir başlangıç yapacağımıza inanıyorum. Programımızı da bu anlamda yaptık. 16 yıllık tahribatı kaldırabilecek programı önüne koydu. Demokrasi ve barışın önünde oluşturulan barajı yıkmak zorundayız. Geçmişimiz ve geleceğimizi satanlardan hesap sormalıyız. 24 Haziran’da biz kazanacağız.”
MA/İSTANBUL

Yorumlar