Faşizme karşı seferberlik zamanı!


 

SELMA AKKAYA selmaakkaya@hotmail.fr

Yapılan erken seçim açıklamalarının ardından Avrupa’da seçim çalışmaları start aldı. Seçmen kayıt sorgulama, halk toplantıları, mitingler, konvoy vb bir dizi yöntemle seçim çalışmaları sürerken, Türkiye dışında kullanılan oylar hem HDP hemde diğer partiler için büyük öneme sahip. Malum, 7 Haziran 2015 Türkiye genel seçimlerinde ve 1 Kasım 2015’te tekrarlanan genel seçimlerde yurt dışı seçmenlerinin oyu kritik rol oynadı.
2015 Genel Seçimlerinde milletvekilliği kritik durumda olan vekil adayları için yurt dışı oyları belirleyici olmuştu. Cumhurbaşkanının yetkilerini düzenleyen anayasal değişikliklerin halk oylamasına götürüldüğü 16 Nisan 2017 referandumunda da yine bu oylar önemli rol oynamıştı. Bu nedenle 2 milyon 800 bin seçmenin oy hakkı kazandığı yurt dışı, özellikle oyların yoğunlaştığı Avrupa tüm partiler için kilit bir öneme sahip!
Yurt dışında yaşayan ve TC vatandaşlığı olan kişilerin bulundukları ülkede oy kullanmasını sağlayan yasa 2012 yılında kabul edilmişti. Bu kapsamda Türkiye dışında ilk oy kullanım işlemi 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında randevu usulüyle 54 Türkiye temsilciliği ve gümrüklerde gerçekleşmişti. İlk seçim; randevu sistemi, bunun internet ortamından alınması vb zorluklar nedeniyle 2014’te sandık başına giden yurt dışı seçmen sayısını büyük oranda etkilemişti. 2014’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yurt dışındaki katılım oranı yüzde 8,3 olurken bu oyların, yüzde 62,3’ünü Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 27,9’unu Ekmeleddin İhsanoğlu ve yüzde 9,8’ini Selahattin Demirtaş almıştı. Seçmen sayısına rağmen seçime katılım oranındaki düşüklük nedeniyle randevu sistemi 7 Haziran 2015 seçimlerinde kaldırılarak, seçmen kaydı bulunan herkesin yurt dışı için belirlenen oy süreçlerinde oy kullanması sağlanmıştı.
Avrupa’da oy kullanma sürecinde kritik öneme sahip ülkelerden biri de Fransa. 311 bin seçmenin olduğu Fransa’da 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 24 bin 970 seçmen sandık başına gitmiş oyların yüzde 18.73’ünü Selahattin Demirtaş almıştı. 7 Haziran 2015 tarihinde ise HDP, binin üzerinde günülünün çalışmasıyla Fransa çapında kullanılan 115 bin 521 oyun yüzde 29.60’ını almıştı. Seçimin iptali ve 1 Kasım’da tekrarlanmasının ardından HDP Fransa genelinde yüzde 25.80 oy aldı. Sandığa bu kez Fransa’da 142 bin 950 seçmen gitmişti. 2016 yılı referandumunda “HAYIR” seçmenin oranı ise yüzde 46. Toplam oy kullanma oranı ise 128 bin 513 oldu.
2014 ve 2015 yılı seçimlerinde paranın gücüne karşı, HDP gönüllülerinin seferberliği öne çıkmış ve HDP Fransa’da büyük bir enerji ortaya çıkarmıştı. Her yaştan HDP gönüllüsünün seferber olduğu, çağrı merkezleri, ev toplantıları, semtlerde kapı kapı yapılan çalışmanın devamında seçmenin sandığa taşınması her şeyden önce büyük bir emek, umut ve özverinin sonucuydu.
24 Haziran seçimlerinde önemli bir yere sahip olduğunu bilen AKP, tıpkı 7 Haziran 2015 seçiminde HDP’nin kullandığı tüm seçim yöntemleriyle kapı kapı dolaşırken, HDP seçim çalışmaları bir önceki seçim süreçlerindeki motivasyonu yakalamaktan halen uzak. HDP’nin tüm çalışma bileşenlerine bu anlamda büyük iş düşüyor. HDP’ye sadece oy veren Kürt seçmen kitlesi üzerinden hesap yapmaktan derhal vazgeçerek, Türkiyeli tüm kapıları çalan bir seçim çalışmasını hedeflemesi gereken HDP gönüllüleri, öncelikle 7 Haziran 2015 deneyimini hatırlamalı. Mevcut AKP iktidarından rahatsız, demokrasi konusunda kaygısı olan Türkiye’nin değişik kentlerinden Fransa’da yaşayan Türkiyelilerin 7 Haziran seçimleri için HDP’ye oy verdiğini hatırlayın. O dönem Konsolosluk önünde yapmış olduğumuz röportajlarda Rize, Denizli, Ordu, Artvin, Kayseri, Adana ve daha birçok ilden seçmenin HDP’ye oy attığını biliyoruz. Bu HDP gönüllülerinin çalışmasının bir ürünüydü.
HDP Fransa’da tıpkı bir önceki seçim süreçlerindeki motivasyonunu elde ettiğinde oylarını üçe katlayabileceğini öncelikle görmelidir. Halk toplantıları vb çalışmalara katılım sağlayanlar zaten halihazırda HDP’ye oy veren kitledir. Salonlara takılı bir çalışmanın ötesinde, söz konusu toplantılara öncülük eden konuşmacılarla birlikte her kent ve semtte günlük ev ziyaretleri, kahve konuşmaları, iftar sofralarına dahil olma, esnaf ziyaretleri, söylenecek her bir “merhaba”nın AKP faşizminden hesap sormanın yöntemi haline getirilmesi gerekiyor. Bunun için halen geç kalınmış değil!

Yorumlar