Dolar Erdoğan’ Türkiyesi’nin yüzüne ayna tutuyor!


 

CAFER TAR
AKP öncesi bütün bileşenleri ile her düzeyde iflas etmiş, ayakta durmaya mecali olmayan, bütün kurumları çürümüş bir düzen vardı. Erdoğan ve çevresi bu düzeni ‘Eski Türkiye’ olarak tanımladı. Yanlış adamlar doğru bir tespit yapmıştı.
AKP’nin ‘Eski Türkiye’ tespiti çok çabuk alıcı buldu; insanlar içeriğini fazla sorgulamadan Erdoğan’ın işaret ettiği Türkiye’yi ‘Yeni Türkiye’ olarak kabul etmekte fazla zorlanmadılar. Erdoğan ve partisi hararetle geçmişi eleştiriyor, eski zaman zalimlerine sözüm ona meydan okuyordu.
Mevcut refahı kimse ile paylaşmaya yanaşmayan; geçmişin besleme sermaye çevreleri, kendileri banka boşaltıp, hayali ihracat yapıp göstere göstere refah içinde yaşarken toplumun geri kalanı yoksulluk sınırında yaşam mücadelesi veriyordu.
Yanına eski özel harpçi paşaları alıp kendi bankasını soyan Cahit Çağlar’lar, ikili muhasebe kaydı yapıp halktan topladığı parayı kayıt dışı kendi şirketlerine transfer eden Uzan ailesi, hayali ihracatçı Yahya Demirel ve daha niceleri…
Bu sürece bir de özel savaş ekonomisinden geçinen; Yeşil, Çatlı, Bucaklar gibi katiller ve Mehmet Ağar, Doğan Güreş ve Tansu Çiller benzeri siyasileri de dahil olunca; ortaya artık kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığı uyduruk bir düzen çıkmıştı.
Körfez Savaşı bütün bölgesel denklemleri değiştirdi, hemen arkasından 1998 yılında Türkiye’nin en önemli ticari ortaklarından olan Rusya’nın içine girdiği ekonomik kriz ve arka arkaya yaşayan iki deprem ‘Eski Türkiye’nin bütün taşıyıcı kolonlarını yerinden oynattı. 20 Şubat 2001’de gerçekte hiç bir kıymet harbiyesi olmayan Ecevit/ Sezer gerilimi Cumhuriyet tarihinin en önemli krizinin bahanesi oldu.
Türk lirası bir anda Dolar karşısında muazzam bir değer kaybı yaşadı. Bir gecede Merkez Bankası’ndan 7,5 milyar dolar çekilerek, uzun süredir bitkisel hayatta olan ‘Eski Türkiye’nin sonu ilan edilmişti.
Kendisinin ülkede herşeye hakim olduğunu ve iktidarını 2000 yıl daha sürdürme kararlılığını ilan eden; bunu yargıda, poliste, ekonomide güvenceye aldığını düşünen Kemalist sistem en güçlü olduğunu düşündüğü bir dönemde ne olduğunu anlamadan al aşağı oldu…
16 yılda hızla eskiyen AKP Türkiye’si de aynı akıbete doğru koşar adım ilerliyor.
Neredeyse aynı filmi başka aktörlerle ikinci kez izliyormuş hissine kapılıyorum; yine tıpkı 2001 krizi öncesinde olduğu gibi Türkiye yönetenler kendi hırsızlıklarıyla o kadar meşguller ki, kafalarını kaldırıp ne olduğuyla ilgilenmiyorlar bile…
Türkiye’nin hemen burunun dibinde yedi yıldır Suriye’de sürüp giden bir iç savaş ve onun sebep olduğu bir göç dalgası var. ABD İran gerilimi her geçen gün daha fazla sıcak çatışmaya dönüşme eğilime girdi.
Uluslararası ilişkilerde ortaya çıkan yüksek çatışma riski nedeniyle para daha güvenli ülkelere gidiyor. Başka ülkeler yüzde üç gibi rakamlarla uluslararası piyasalardan para bulabilirken Türkiye yüzde onbeşle para bulmakta zorlanıyor.
Hırsızlık, yolsuzluk diz boyu; yine toplumun önemli bir kesimi yoksulluk sınırının altında yaşıyorken, ülkenin yeni ince bıyıklı, türbanlı sahipleri görmemiş şımarıklar gibi göstere göstere sefa sürüyorlar…
Dolar neredeyse 5 TL olmak üzere; yani şöyle düşünün Türkiye’de asgari ücretle çalışan bir insan bütün bir ay boyunca çalışıp sadece 300 dolar kazanıyor. Türkiye’yi yönetenler dolardaki yükselişi ellerinde Merkez Bankası ve onca devlet olanakları olmasına rağmen sadece izlemekle yetiniyorlar .
Artık büyü bozuldu; 24 Haziran’da sonuç ne olursa olsun Erdoğan bir daha asla eski Erdoğan olamayacak. Doların 5 TL bandında gezdiği, insanların bir ay çalışıp 300 dolar kazandığı bir ülkede hiç kimse artık büyük lider pozlarında gezemez; Dolar Erdoğan’ın yüzüne ayna tuttu.

Yorumlar