Bizler Berlin’deyiz, bizler HDP’yiz



FEHMİ KATAR/BERLİN

Almanya’da en fazla Türkiyeli seçmenin olduğu Berlin’de 7 Haziran seçimlerine benzer bir atmosfer hakim. HDK’nin hedefi Berlin’de daha önce sandığa gitmemiş seçmenleri sandığa götürmek ve oylarını ikiye katlamak.
Almanya’da en fazla Türkiyeli seçmenin olduğu kentler arasında yer alan Berlin’de 7 Haziran seçimlerine benzer bir atmosfer hakim. Seçim tarihinin belli olması ardından kentte hızla seçim çalışmalarına başlayan HDK Berlin’in hedefi son seçimlerde alınan yaklaşık 10 bin oyu ikiye katlamak.
Toplam seçmen sayısının yaklaşık 140 bini bulduğu Berlin’de 1 Kasım seçimlerinde sandığa gidenlerin oranı yüzde 35’ti. Toplam 49 bin seçmen oy kullanmıştı. Bu seçimlerde AKP 23 bin oy ile birinci, CHP ise 11 bin oy ile ikinci parti olmuştu.
7 Haziran 2015 seçimlerinde aldığı 8 bini aşkın oyu 1 Kasım’da 9 bin 471’e çıkaran HDP ise kentteki 3. parti konumunda. 24 Haziran seçimlerinde ise HDP’nin Berlin’deki hedefi, oylarını ikiye katlayarak 20 bine yükseltmek.
HDK Berlin, sadece Berlin ile sınırlı kalmak istemiyor. Semtlerde 6 komisyon seçim çalışması yaparken, 20 kişiden oluşan sosyal medya grubu da farklı kampanyalarla Türkiye ve Kürdistanlı seçmenleri etkilemeye çalışıyor.
HDK Berlin’in öncelikli hedefi Berlin’de daha önce sandığa gitmemiş olanları sandığa götürmek. Zira daha önce Berlin’de seçmenlerin sadece yüzde 35’i oy kullanmıştı. Oy kullanmayanların büyük çoğunluğunun ise yıllardır Almanya’da yaşayan, HDP’ye en yakın seçmen kesimi olduğu tahmin ediliyor.


Kreuzberg’de İstanbul havası
Hemen hemen her gün aynı anda farklı semtlerde çalımalarda bulunan HDK Berlin’in Kreuzberg’deki seçim çalışmasına katılıp, hem seçim çalışması yapanlarla hem de vatandaşlar ile konuştuk. İşçi göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Kreuzberg’de “Kotti” olarak anılan Kottbusser Tor’daki seçim çalışmaları HDP’nin yoğun oy aldığı İstanbul semtlerindeki atmosferi andırıyor. Açılan stantta ilk başta sadece birkaç kişi varken kısa sürede yoldan geçen HDP seçmenlerinin dahil olmasıyla seçim çalışması küçük bir miting havasına bürünüyor.
Standın önünde bildiri dağıtanların moralleri yüksek. 50 yaşlarında iki kadın kendilerine uzatılan HDP broşürünü “Biz zaten HDP’ye oy vereceğiz ama verin bunu da bizim komşuların posta kutuna atayım” diyerek alırken; 30 yaşlarında bir genç ise Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması için imza kampanyası yapılıp yapılmadığını soruyor.

Sürgünler sinerji yarattı
Berlin’deki standda bildiri dağıtanlardan biri de HDK Berlin Eşbaşkanı Rezan Aksoy. Berlin’de seçim çalışmasına hızla girişi yapıldığını vurgulayan Aksoy, yüz kişinin katılımıyla seçim çalışmalarının tartışıldığı bir toplantı yaptıklarını söylüyor. 7 Haziran’dan sonra artan faşizmden dolayı Almanya’ya mülteci olarak gelen Aksoy, sürgün HDP’lilerin Berlin’deki çalışmalarda oldukça etkili olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Gelen insanların ilkin kendi yaşamlarını kurma gibi kaygıları var. Ama seçim süreciyle birlikte yeni gelen kitlenin çoğunluğu yavaş yavaş HDK etrafında toplanmaya ve örgütlenmeye başladı. FETO’cuları azınlık olarak bir köşede bırakırsak ilticacıların, ülkeyi terkeden insanların büyük çoğunluğu HDP kitlesi ya da HDP’ye oy vermiş insanlardan oluşuyor. Örneğin akademisyenler HDP’ye her anlamda destek olmaya çalışıyorlar. Yeni kuşak göçmenler de kendilerini HDP’ye yakın buluyor ve onunla beraber çalışma yürütüyor.”
HDK Berlin’in sosyal medya grubunda da yeni kesimden çok insanın görev aldığını belirten Aksoy şöyle devam ediyor: “Birçok kişi sosyal medyadan ya da bizi arayarak müşahit olarak destek vermek istediklerini söyledi. Yeni gelenler ‘Elimizden ne gelir, nasıl destek olabiliriz’ diye bize teklifle geliyorlar. Bu yönüyle yeni gelen seçmen kitlesi buraya bir soluk, bir hareket getirdi. Bunun artarak devam edeceğini düşünüyoruz.”
Sürgündeki HDP’li vekilerinin ve belediye başkanlarının konuşmacı olarak katıldığı paneller düzenlediklerini, esnaf, cami ve cemevi ziyaretleri yaptıklarını belirten Aksoy, bunun dışında da Berlin’de Spandau, Neukölln, Kreuzberg, Wedding, Schöneberg ve Marzahn semtlerinde olmak üzere 6 seçim komisyonu kurduklarını belirtiyor. Aksoy her komisyonda profesyonel çalışan en az 10 arkadaşlarının olduğunu ve bu sayının gönüllülerle beraber 20’ye kadar çıktığını ekliyor.

CHP’li teyze: Oyum Demirtaş’a
“Stant açtığımız yerlerde seçmenler bizi büyük bir çoşkuyla karşılıyor. Çok pozitif bir ortam var” diyen Aksoy, Berlin’deki atmosferi şöyle aktarıyor: “Örneğin Spandau’da seçim çalışması yaparken standımıza bir CHP’li teyze uğradı. Ayak üstü sohbetten sonra teyze bize, ‘Merak etmeyin ben de Selahattin Demirtaş’a oy verecem’ dedi. Bunu söyleyebiliyorlar. Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğu onun gibi bu kadar kapsayıcı dil kullanan, demokratik bir siyasetçinin tutukluluğu toplumun çok farklı kesimlerinde tepkiye dönüşmüş durumda.”
Seçim kampanyasında nasıl bir tutum sergiledikleriyle ilgilli sorumuza Aksoy şu yanıtı veriyor: “Türkiye’de Demirtaş dışındaki bütün adayların şiddet, öfke ve saldırı içeren bir dil ve tutuma sahip olduğu görülüyor. Bütün partiler içinde yeni bir söz söyleyen, güler yüzlü, umut veren bir tek parti var o da HDP. Diğer iki koalisyon sağ koalisyondur ama ihtiyaç duyulan şey sol politikadır. Bunu da savunan tek güç vardır o da HDP’dir. Bunu özelikle vurguluyoruz bu sosyal demokrat, sol seçmen tarafından büyük bir pozitif tepkiyle karşılanıyor.”

Sosyal medya etki yapıyor
HDK Berlin’in en başarılı çalışmalarından biri de sosyal medyayı etkili bir şekilde kulanması. Aksoy içinde akademisyenler, iletişim uzmanları ve daha önce HDP’nin sosyal medya kampanyalarını yürütmüş olanların olduğu 20 kişiden oluşan bir sosyal medya komisyonu kurduklarını belirtiyor.
Dünya çapında bir HDP sosyal ağı oluşturmaya çalıştıklarını belirten Aksoy “Sosyal medyamızı tam da HDP mantığına uygun olarak aşağıdan yukarı oluşturmaya çalıştık” diyor ve şunları ekliyor: “Mesela burada mahallelerde seçim için örgütlenirken sosyal medya bazında il, ardından ülke, ardından Avrupa ve daha sonra da dünya geneli olmak üzere sosyal medya ağı oluşturuyoruz. Japonya’dan bile bu sosyal medya ağının içinde olan HDP’liler var.”

Akademisyenlerin gözü HDP’de

Sürgündeki akademisyenlerden biri olan Nevra Akdemir’de Kreuzberg’teki HDP standında aktif olarak çalışanlardan biri. Akdemir özelikle kendisi gibi memleketinden uzakta yaşamak zorunda olan arkadaşlarının durumuna değinerek, mücadelelerini burada da sürdürdüklerini belirtiyor. Türkiye’deki durumun hem insani özgürlükler açısından hem de akademik olarak sürdürülemez olduğunu belirten Akdemir, 24 Haziran’dan seçimlerinde HDP’nin alacağı yüksek bir oyla bunu aşmanın imkanlarının artacağını umduklarını belirtiyor.
Türkiye’de aynı fikirde olmayan insanların neredeyse birbirleriyle konuşamaz hale geldiğini; bu tahammülsüzlüğün toplumu derinden sarstığını, ayrımcılığın, kadın ve çocuklara yönelik istismar ve her türlü baskının de bu şiddet ortamından beslendiğini ifade eden Akdemir şunları belirtiyor: “Türkiye’nin hem ekonomik açıdan görünenden daha derin bir krize girdiğini, işsizlik ve borçlanmanın insanlar açısından sürdürülemez hale geldiğini hem de artık hukuk devleti ile bir ilişkisi kalmadığı için adalet ve vicdan kavramlarının kullanılamaz oldu.”
Gelecek ile ilgili de iyimser olduğunu belirten Akdemir şunlara vurgu yaptı: “İktidarın kendine düşman yaratarak sürdürüldüğü bir ortamda suç tanımı da iktidarın ihtiyaçlarına göre değişiyor elbette. Barış talebinin, adalet isteyenlerin değil gerçek suçluların yargılanmasının mümkün olabilmesinin, demokratik bir siyasetin hızla yeniden tesis edilmesinden geçecektir. HDP’nin barajı aşması ile ancak bu süreç mümkün olabilir.”

Teslim olmak yok

Kreuzberg’teki seçim standında seçim çalışması yapanlardan biri de “Firari Kahkahalar” kitabının yazarı Nabi Kırman. Kendisinin de Türkiye’de mücadele ederken sürgün olarak Almanya’ya geldiğini ama sonuç olarak nerede olursa olsun mücadeleye devam edeceklerini belirtiyor. Kıran, onu HDP seçim çalışmasına dahil eden motivasyonu şöyle açıklıyor: “HDP mevcut seçim sistemi içerisinde mevcut yapı içerisinde ezilenlerin tek temsilcisi olan örgütlemedir, partidir. Aynı zamanda halkların eşitliğinin, özgürlüğünün, barışın, emeğin adaletin temsil edildiği tek platformdur. Bundan dolayı da bu alandaki, parlementer alandaki mücadelede bizim açımızdan HDP’nin güçlendirilmesi çok önem taşıyor.”
Yazar Nabi Kırman seçimin bir numaralı gündemi Tayyip Erdoğan’da cisimleşen faşist diktatörlüğün yenilmesi ya da ağır bir yara alması olduğunu, ikinci gündeminin ise ezilenlerin buradan aldıkları moralle kendi cephelerini daha da büyütmeleri olduğunu belirtiyor. “Bizim 7 Haziran´dan öğrenmemiz ve çıkarmamız gereken sonuç sandıkta kazanılanı ya da elde ettiğimiz morali bir başka türlü öz savunma mücadelesine dönüştürmek” olduğunu belirten Kıran, “Başka çaresi yok, yoksa çekilmek gerekir, teslim olmak gerekir, teslim olmayacağımıza göre sandıkta da sokakta da savaşımızı sürdüreceğiz” diye ekliyor.
Sokaklarda insanlarla temas halinde olduklarını belirten Kıran gözlemlerini şöyle belirtiyor: “AKP tabanından ciddi bir ilgi görüyoruz. Eskisi gibi gardını almış, bize direkt karşı cephe olarak bakan gardlarından vazgeçmişler. Ha keza CHP tabanından da aynı şeyi söyleyebiliriz. Bu önemli, AKP’nin zemininde bir çözülme bir zedelenme olduğu açıkça görülüyor.”

 

İzin yerine seçim çalışmasına

19 yaşında işçi olarak Almanya’ya gelmiş işçi emeklisi Adile Alkan izine gitmeyi planlarken, erken seçim açıklanınca seçim çalışmaları yapmak için Berlin’de kalmaya karar verdiğini belirtiyor. Alkan, komisyondaki diğer arkadaşları ile beraber ev ev gezip insanları HDP’ye oy vermeye ikna etmeye çalıştıklarını söylüyor.
Bir taraftan bizimle sohbet eden bir taraftan da gelip geçenlere bildiri uzatan Alkan seçim çalışmalarında yer almasının nedenini şöyle açıklıyor: “Biz bugün mücadele edersek gelecekte torunlarımız rahat eder ama biz bugün mücadele etmezsek gelecekte torunlarımız bize hakaret eder. Eğer onlara onurlu, güzel bir dünya bırakırsam ne mutlu bana derim.”


Diktatör giderse dönüş yolu açılır

Kreuzberg’teki HDK standında bulunan başka bir yazar da Demir Küçükaydın. “Neden HDP?” sorumuza Küçükaydın, “Türkiye’de var olan partiler arasında en demokratik hedefleri olan, en demokratik programı olan HDP olduğu için onu destekliyorum.Türkiye’deyken de onu destekliyordum. 7 Haziran seçimlerden önce de ‘HDP’ye oy ver, barajı yık diktatörü durdur’ girişimi kurmuştuk. Daha sonra ‘HDP’yi savunma girişimi’ kurduk” yanıtını veriyor.
“Eşit, adil, özgür bir hilesiz bir seçim için Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasıyla” ilgili online bir imza kampanyası başlattığını söyleyen Küçükaydın, imza kampanyasının kısa sürede hedeflediği sayıya ulaştığını belirtti.
“Binlerce, hatta on binlerce insan şu an sürgünde ve Erdoğan’ın gidişini bekliyorlarki ülkeye dönebilsinler. Ben de bu durumdayım” diyor. Erdoğan faşizminden dolayı sürgünde yaşamak zorunda olanların durumuna değinen Küçükaydın şunları belirtiyor: “Ben uzun yıllar burada yaşadığım için çok zorluk çekmiyorum ama başka insanlar için bu çok korkunç bir durum. Hiçbir şey yokken bir kararnameyle işinden olanlar ne yapacağını bilemiyor ve yaşamını sürdürmek için buraya geliyor. Cezaevine girmemek için buraya geliyor. Bir sürü insanın hayatı alt üst durumda ve herkes diktatörün gitmesini bekliyor dönmek için.”

Kreuzberg’de elinde erbanesiyle

HIDIR ATEŞ/BERLİN

Berlin’de Mayıs ayında ‘Bizler Berlin’deyiz, bizler HDP’yiz! sloganıyla  başlayan seçim çalışmaları renkli etkinlik  ve çalışmalarla sürüyor.
Yüzlerce gönüllü tarafından sürdürülen çalışmalarda; stand açma, bildiri dağıtma, ev ziyaretleri ve kültürel etkinlikler organize ediliyor. Kürdistanlı ve Türkiyeli göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı; devrimciler semti Kreuzberg’de yapılan seçim çalışmaları da oldukça renkli ve canlı geçiyor. Yapılan çalışmalar kitlelerden yoğun ilgi görüyor.
Kreuzberg’de hafta içi Salı ve Cuma günleri kurulan pazarda bildiri dağıtan HDP gönüllülerinden biri de; uzun yıllardır Berlin’de yaşayan Elektro Teknik Mühendisi Ömer Tulgan. Aynı zamanda müzisyen olan Tulgan elinde erbanesiyle “Bizim adayımız Selahattin Demirtaş!” diye başlıyor bildiri dağıtımına.
Tulgan duygularını şu sözlerle ifade ediyor: “Memleketi yiyip kurutan Saray’da bir zat var. Adaletsizliğin, zulmün kaynağı. Bunun sona ermesi lazım dedik. Benim görüşüm kim gelirse gelsin, yeterki bu Saray’daki adam gitsin. Benim gönlümde yatan adayım Selahattin Demirtaş.”

Gürül gürül TAMAM geliyor
Ömer Tulgan’ın ‘çekirge’ türküsünden uyarladığı birde türküsü var. Tulgan’ın şiirinden bir bölüm şöyle:
Bir atladın çekirge,
İki atlaladın çekirge
Üçüncüde ele geçtin mi?
Kendi oyununa geldin mi?
Gürül gürül TAMAM geliyor
Bu işin sununu gördün mü?

Almanlar da ilgili
Hafta sonlarında Kreuzberg’in merkezi Kottbusser Tor ve semtin önemli kavşaklarında HDP seçim standları kuruluyor.
Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Berlin Enternasyonal Kültür Festivalin’de açılan HDP standı ilgi çekti. Burada bir taraftan bildiriler dağıtılırken; seçim takvimi ile ilgili sorulara yanıt verildi.
Türkiye’deki seçimler Almanların da ilgisini çekiyor. Bu amaçla Almanca hazırlanan “HDP nedir?” el ilanları yararlı oluyor.
Berlin’de  şimdiye kadar 50 binin üzerinde bildiri vb. seçim materyalı dağıtıldı.
Kreuzberg’de kurumlara, kitlelere, evlere, işyerlerine uzanan seçim çalışmaları planlanlı/programlı genişleyerek devam ediyor. Kreuzberg, en iyi sonucu almada kararlı.

Yorumlar