Polis kurşunuyla yaşıyor

Sur’da bebeğine bez almaya giderken polis tarafından vurularak ağır yaralanan Özlem Demir, 
hala tedavi görüyor. Omuzuna isabet eden kurşun da yerinde duruyor. Ailenin yaptığı suç duyuruları sürekli takipsizlikle sonuçlanıyor.

28 Nisan 2018 Cumartesi | Haber
 

ESRA SOLİN DAL / MA / AMED

Amed’in Sur ilçesinde 2 Aralık 2015’te ilan edilen ve 6 mahallesinde devam eden “sokağa çıkma yasağı” döneminde 15 Aralık 2015’te Lalebey Mahallesi’ndeki evinden çocuklarına bez almak için dışarı çıkan Emine Demir (35), zırhlı araç içindeki polislerden birinin açtığı ateş sonucu omuzundan yaralandı. Demir, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılırken, vurulduğu haberini alan annesi ise kalp krizi geçirerek aynı gün yaşamını yitirdi. O günden bu yana tedavisi süren ve iki ameliyat geçiren Demir, 3 yıldır omuzunda kurşunla yaşıyor. Kendisini yaralayan polisler hakkında suç duyurusunda bulunan Demir, mahkeme heyetinin yaşanan mağduriyeti özellikle görmek istemediğini belirtti.
Çatışmalar nedeniyle evini Peyas Mahallesi’ne taşıyan Demir, temel ihtiyaçlarını dahi karşılayacak durumda değil. Demir, o gün yaşananları şöyle anlattı: “İlçede günlerce sokağa çıkma yasakları yaşandı. Lalebey’de de ara ara yasaklar oldu ama olayın yaşandığı gün bizim mahallede yasak veya herhangi bir çatışma yoktu. Küçük kızım henüz bir yaşındaydı. Bezi ve sütü bitmişti, onları almak zorundaydım. Yasak olmadığından dışarı çıkmakta sakınca görmedim. Melikahmet Caddesi’nin karşı tarafına geçerken, bir zırhlı araç hızla geçti ve geçerken üzerime rastgele ateş etmeye başladı. Ben vuruldum ve bilincimi kaybettim. Gözlerimi hastanede açtım. Hiçbir ambulansın geçişine dahi izin verilmiyordu. Yaralandığımı gören mahalle sakinleri beni bir ticari arabayla önce Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’ne kaldırdılar. Olayın yaşandığı gün komşularım anneme haber vermiş, haberi alan annem yaşadığı şok üzerine kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Ben yaşadığım olaydan sonra büyük bir travma geçirdim.”

Benimle ailem de perişan oldu
Kolu halen alçıda olan ve hareket ettiremeyen Demir, psikolojik tedavi gördüğünü belirterek, “Bana stres bozukluğu teşhisi konuldu ve şu anda yüzde 43 engel raporum var. En temel ihtiyaçlarımı dahi kendim karşılayamıyorum. 6 çocuğum var, vurulduğumda en küçük çocuğum bir yaşındaydı. Kendi çocuklarıma bir kap yemek yapmaktan mahrum edildim. Bunun yanı sıra ben ne zaman dışarı çıksam çocuklarım ‘anne gitme yine vurulacaksın’ diye korkuyorlar. Onların da psikolojisi bozuldu. Benimle birlikte bütün ailemi de perişan ettiler” diye konuştu.



Suç duyurusundan sonuç yok
 Yaşadığı maddi ve manevi kayıplardan dolayı savcılığa giderek polisler hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ancak sonuç almadığını ifade eden Demir, hakkını aramaktan vazgeçmeyeceğini söyledi. Mahkemenin 2 defa takipsizlik kararı verdiğini belirten Demir, şöyle konuştu: “İşin garip tarafı davamın reddedilme nedenini dahi bilmiyorum, çünkü bize doğru dürüst bir gerekçe gösteremiyorlar. Sadece ‘illiyet bağı bulunamamıştır’ denilerek reddediliyor. Yani bana sen kendi kendini vurmuşsun demek gibi bir şey. Beni polis vurdu, görgü tanıkları var ama buna rağmen her seferinde mahkeme ret kararı veriyor. Ben bu davada yüzde 100 haklı iken haksız çıkarılıyorum. Bu da yetmezmiş gibi davayı kaybettiği için valilik bana vekalet ücreti için dava açmış ve 10 gün içinde ödemezsem evime icra geleceği söyleniyor. Devlet benim hem annemi aldı hem de sağlığımı aldı. Üstelik bana dava açıyor. Bu nasıl adalet anlayışıdır? Hakkımı arıyorum. Haklı taleplerimin peşinde olacağım gerçek adalet gerini buluncaya kadar davamın arkasında olacağım.”

İzin verilmediğinden dava açılamadı
Demir’in avukatı Özüm Vurgun ise  dava dosyasındaki en büyük hukuki usulsüzlüğün Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu (PVSK) olduğuna dikkat çekerek, “İçişleri Bakanlığı ve valilik soruşturma izni vermediği için polisler hakkında dava açılamadı. Yaşananları terörle bağdaşan bir durum olarak göstererek ‘zaten teröristler ateş açmıştır’ gibi akla ve izahattan uzak cümlelerle bizlere cevap vermiştir” dedi.

İnsanların vurulması, ölmesi önemsenmiyor
Polisin hiçbir sokağa çıkma yasağı ve çatışma ortamı yok iken Demir’i vurmasına rağmen, olayla ilgili aldıkları hastane raporunda olayın “adli vaka” olarak geçtiğine dikkat çeken Vurgun, şunları anlattı: “Adli vaka olarak geçen ve acilde işlenen dosyada hala herhangi bir işlem yapılmamıştır. Onun da bir cezai süreci olması lazım. Faili meçhul bile olsa bir cezai süreç olması lazım. Ama hiçbir şekilde bir cezai süreç başlatılmadı. Demir, davacı olduğu halde hiçbir işlem yapılmıyor. Hukuki sürece devam denilerek bir oyalama politikasına gidiliyor. İçişleri Bakanlığı’nın verdiği cevapta ‘idarenin hizmet kusurunun varlığından söz edilemez. Polisin hizmet kusuru yoktur’ deniliyor. ‘Zarar ile idare faaliyet arasında illiyet bağı bulunmamaktadır’ deniliyor. Anlamı şudur ‘Biz bu kadını vurduk ama herhangi illiyet bağı yok’.  Yani polis oradan geçerken öylesine bir gaz atmamış ve kurşun sıkarak bir illiyet bağı bulamıyoruz. Ve bu kadın kendi kendini vurmuş anlamına geliyor. Açıkçası İçişleri Bakanlığı ve polis Sur’da yaşanan olaylarda vurulan ya da öldürülen herhangi bir insana tamamen terörist gözüyle görüyor. Yargı da şuan tamamen siyasi iktidara bağlı çalışıyor. Biz davamızın takipçisi olmaya devam edeceğiz ve üçüncü kez dava açacağız.”

YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

HABER | KÜLTÜR-SANAT | KADIN | TOPLUM-YAŞAM | DİZİ | FORUM | DÜNYA | KURDÎ | KIRMANCKÎ | YAZARLAR | POLİTİKART | İLETİŞİM | KUNYE | REKLAM
Telefon:+ 49 6102 367690    Fax: + 49 6102 367696     Bilgi:info@yeniozgurpolitika.org     Haber:haber@yeniozgurpolitika.org
© 2016 Yeni Özgür Politika. All rights reserved.

Yorumlar