Kürtleri, ‘onursuz ve aptal’ sanmak… AHMET KAHRAMAN


 
akahraman61@hotmail.com | 26 Nisan 2018 Perşembe

AHMET KAHRAMAN

Türk halkının en azından yarısı (her iki kişiden biri) artık başka yerde. AKP, rejiminin IŞİD (DAİŞ), ÖSO’dan esinlenme ve tıpkısı propaganda sonucu, bu kitle giderek dünyadan kopup yabanileşiyor.
Kürtlerin var olması ise Recep Tayyip tarafından doğrudan ifade ettiği üzere, “Türk’ün beka" (gelecek) meselesidir. Türk ırkçılığının lideri Türkeş’in ilk defa, 1992 yılında haykırmaya başladığı “ya sev ya da terket" sloganını uylamaya koymak, çok Müslüman olduğunu Cuma namazlarına katılarak, her gün yeni baştan kanıtlamaya çıkan Recep Tayyip’e nasip olacaktı.
Ancak, “çok Müslüman" Tayyip’in bilmediği bir şey vardı: İslam’ın kitabı ırkçılık yapanları münafık ilan ediyordu. Yani Müslüman saymıyordu. Çünkü, İslam sadece Recep tipi Türklerin, Katar emirinin değil, isteyen herkesin, dileyen bütün aidiyetler, mensubiyet ve ırkların da diniydi.
Gelin görün ki, AKP, IŞİD (DAİŞ) ile ÖSO İslamı yolunda giderek, Kürtleri düşman sayıyor, onları öldüre öldüre bitirmeyi gelecekleri için şart görüyorlardı. Recep Tayyip, bu nedenle her gün, kürsüye çıktığında, “şimdi bugünkü ölü sayısını açıklıyayım“ diyerek, ölü Kürtlere ilişkin yalan rakamları haykırıyor, alkış alıyordu.
Dünyada, bunu yapan işlediği cinayet sayısıyla övünen ve rakamları alkış toplama aracı olarak havaya serpen başka devlet başkanı, cumhurbaşkanı yoktur, yer yüzünde. Hitler böyle değildi. Atatürk’ün öldürttüğü Kürtlerin sayısını kimse bilmiyor. O bile, böylesine rakamlar sıralayıp övünmedi.
Cinayetlerle övünen ve kan sesiyle kendinden geçip alkışlayanlar. TC, şimdi insanlığın yok olduğu bu durakta işte. Bu durağın adı, Türk-İslam Faşizminin “Kürdistan’da etnik arındırma harekatı"dır.
2015 yılı Ekiminde başlatılan “topyekün taarruz"un devamında tanklar, toplar ve uçaklarla 12 Kürt şehrine ölüm ve yıkım vuruşu, soyunu inkar edip “ben bir Türküm" demeyen kitleyi, ana yurdundan söküp atma harekatıydı, ki 1990’larda bile yapılmadı.
Katil de, katilin giydiği şekil ve gömlek değişti. Günümüzde katilin meskeni camidir. Oradan çıkıp sıralıyor, emirlerini. Kürtlerin maddi ve manevi bütün değerleri hedeftir.
Oysa 1990’ların bir etabında Tansu Çiller Başbakan, Meral Akşener de zaptiye başı idi. O sıralarda Kürtlerin gazetesi havaya uçuruluyor, faili meçhul adıyla seri cinayetler işleniyor, sokakta yürüyen Kürt, ardından gelen Hizbullahçı tarafından satırla doğranıyor, köyler zafer meşalesi niyetine yakılıyor, buna rağmen öfkesini dindiremeyen Türkeş’in Asena‘sı Meral, Abdullah Öcalan’a sövüyor, ardından “Ermeni dölü" diye bağırarak boşalıyordu.
Ama, o dönemde bile Kürt kültürünün anıtları tahrip edilmedi. İnsaniyetse eğer, tanklar, uçaklarla, ağzı, dili olmayan mezarlıklara, mezar taşlarına saldırmadılar.
Günümüzde, Recep Tayyip camicidir. Namaza dururken ne düşünüyor, kimse bilmiyor. Bir yanda cami, namaz, niyaz ayakları, öte yandan bunca yoksulluk varken, aile boyu sıfır paradan hesabı bilinmeyen servet yığınağına…
Her neyse Recep, törensellikle insan kesen, hırsızlıklarıyla dünyaya seyirlik olan ÖSO’nun da baş komutanıdır. Türk halkı, ÖSO’yu Efrîn’de Kürtlerle savaşta biliyordu, ama onlar “Allah u ekber" diye diye bebekleri, kadınları katlediyor, hırsızlık yaparken, ev, iş yerlerini soyup çiftçilerin araçlarına, malını talan ederken çekilmiş fotoğrafları, meraklısı için dünyayı dolaşıyordu.
Demem o ki, camide namaza durarak, ezberlediği kelimeleri bağırarak bize dindarlık satan Recep, yer yüzü boyu bir Kürt düşmanı ve bu bazda, haramiler çetesi ÖSO’nun, Türk ırkçısı başkomutandır. “Soyunu, kavmi mensubiyetini inkar edip teslim olmayan Kürt’ün sonu budur“ tertibinden katliam emirleri vermektedir.
Ama o şimdi sıkışık durumda. Ordu ve polis ile adliyenin sırtına binip üstünde kurduğu Sultanlığı sarsılıyor. Halkın milyarlarını harcayarak yaptırdığı 300 odalı yazlığın keyfini çıkarama saltanatı tehlikede.
O yüzden, Kürtlerin karşısında Medine fukarası pozisyonunda, bir yüzsüz. Utanıp arlanma deseniz zaten yoktu. Ama, herkesi kendisi gibi biliyor. Bu yüzden, haddini aşıp Kürtlerden oy isterken “kardeşim" diyerek, kardeşlik olgusuna da hakaret ediyor. Dahası, emredince Kürtlerin, anında “baş üstüne" diyerek, katiline sarılıp bütün zulüm ateşlerini unutacağını sanacak kadar balık hafızalı yerine koyuyor.
Bu, Kürtlerin toplumsal aklına, örgütlü kararı ve ikiyüz yıllık onur savaşçı ruhuna hakarettir. Kimsenin şeki, şüphesi yoktur. Kürtler inatla direngendir. Örgütlü kini ve geleceğine açılan umudun yolunda, evladı Selo’nun ardında durarak, gereken cevabı verecektir.
Kürt kanını dökmekle övünmenin ne demek olduğunu, tepetaklak halde görecektir, Recep…
 
YENİ ÖZGÜR POLİTİKA


HABER | KÜLTÜR-SANAT | KADIN | TOPLUM-YAŞAM | DİZİ | FORUM | DÜNYA | KURDÎ | KIRMANCKÎ | YAZARLAR | POLİTİKART | İLETİŞİM | KUNYE | REKLAM
Telefon:+ 49 6102 367690    Fax: + 49 6102 367696     Bilgi:info@yeniozgurpolitika.org     Haber:haber@yeniozgurpolitika.org
© 2016 Yeni Özgür Politika. All rights reserved.

Yorumlar