Kürt düşmanları Kürtlere muhtaçtır - Rauf KARAKOÇAN

26 Nisan 2018 Perşembe | Forum

Türkiye gündemi seçimlere kilitlenmiş durumdadır. Erdoğan ve ekibi “seçimler zamanında yapılacak” yalanıyla bir anlamda muhalefeti kandırmış oldu. “Nasıl olsa seçimlere çok zaman var” beklentisi içine giren muhalefet de hazırlıksız yakalandı. Şimdi de kandırılmışlığın ya da siyasi aymazlığın bedelini ödüyorlar.

Seçimlerin erkene alınmasının birçok nedeni var. Tükenmişliğin geldiği son noktadır. Kürt Özgürlük Mücadelesi’ne karşı yürütülen kirli savaşın daha fazla sürdürülemez hale gelmesidir. Türkiye’yi yıkıma götüren temel neden Kürt sorununun çözümsüz bırakılmasıdır. Elbette Türkiye’nin birçok sorunu vardır. Siyasi, ekonomik, askeri sorunları göz ardı edilemez. Bölgesel ve uluslararası alanda sıkışmayı yaşamaktadır. Bütün bu sorunlar Kürt düşmanlığına dayanmaktadır. Bu düşmanlığın faturası her geçen gün daha da kabarmaktadır.

Türkiye’yi erken seçime zorlayan en temel faktör Kürt konusundaki açmazlarıdır. Bir yol ayrımına gelmiş dayanmıştır. Ya alışıla geldiği AB ve ABD ittifakı, NATO müttefiki içinde kalarak, Batı değerlerine bağlı, taraf olduğu hükümlere sadık kalarak kendini konumlandıracaktır ya da eksen değiştirerek Rusya yörüngesinde konumlanacaktır. Bu tercihi yapmak zorundadır. Kendisini nereye konumlandırırsa konumlandırsın mayın tarlasına sürülen eşek olmaktan kurtulamaz.
Dünyanın iki büyük gücü arasında kalmış, sıkışmış ve sıkıştırılmış konumuyla Türkiye, erken seçime zorlanmıştır. Rojava Kürtlerine düşmanlık yaparak Efrîn’i işgal edip Suriye bataklığında yol alması, PKK gerekçesiyle Güney’i işgal edip Irak’ta yol alması, Kuzey Kürtlerini ezerek iktidarda kalıp Türkiye’ye yol aldırması mümkün değildir. Yolun sonuna gelinmiştir. Kürtsüz yola çıkanlar yolda kalacaklardır. Çözümün ve çözümsüzlüğün kaynağında Kürtler olduğu müddetçe bölgesel güçler de, küresel güçler de bu gerçeği dikkate almak zorundadırlar.

Türkiye’nin Kürt düşmanlığı üzerinden sürdürdüğü politikadan beklentileri, ABD ve Rusya’nın bölgesel politikalarıyla çelişmektedir. İran, Irak, Suriye, İsrail, Arapların iki temel gücü olan Suudi ve Mısır gibi aktörlerin politikaları ile de çelişmektedir. Böylesine belirsizlikler içinde debelenen Türk hükümetinin puslu havada yol alması beklenmedik yeni sorunları da beraberinde getirecektir. Türkiye, erken seçim kararıyla bunları aşacak güçten mahrumdur. Kürtlere dayanmadan bu seçimleri kazanması bile mümkün değildir. Kürtlerin desteğini almadan seçim kazanamaz durumdaki bir hükümetin kendi temel stratejisini de Kürt düşmanlığı üzerine kurması bir paradokstur.

Sandık başına giden halk, Türkiye’nin içinde bulunduğu paradoksu görmeleri gerekiyor. Kürt düşmanlığı, Türk toplumunu Irak ve Suriye’den daha beter hale getirecektir. Efrîn halkının başına getirilen zulüm sarmalı içinde kalmaları uzak bir ihtimal değildir. Bu seçimlerde de AKP-MHP faşist ittifakın kazanması halinde elde avuçta ne varsa onların da yitirilmesi anlamına gelmektedir. Türk toplumunun bu gerçeğin farkına varması için Suriye ve Irak’ta yaşanan trajedilerin bir benzerini yaşaması mı gerekiyor? Halklarımız bunları hak etmiyor. Kendi boynuna kement takan bir toplum olmak istemiyorsak bu diktatörlüğe sandıkta gereken cevap verilmelidir.

Özelikle de Kürt seçmenler, oy kullanmadan önce bir kez daha düşünmeleri gerekiyor. Bu seçimin kaderi Kürtlerin elindedir. Faşist ittifakın tek başına seçim kazanması mümkün değildir. Kürt oylarına ihtiyaçları vardır. Faşist iktidar kliği, Kürtlere yaşattıkları cehennemin, özellikle de en son Efrîn’de halka yapılan zulmün hesabını vermeleri gerekirken, alay edercesine Kürt oylarına talip olmanın hesapları içine girmişlerdir. Diktatör Erdoğan’ın peşine takılan işbirlikçi Kürtlerin de yanlış hesaptan dönmeleri gerekiyor. Bu ateş bir gün kendilerini de saracaktır. Rojava’da ENKS, Güney’de KDP, Kuzey’de AKP’nin kucağına oturanlar, ulusal birliğe gelmeyenler, Kürt düşmanlığı politikalarından medet umanlar, düşmanlık kazanının altına odun atmaktan vazgeçmelidirler.

Önümüzdeki erken seçimlerde Kürtlerin oyları seçimin sonucunu belirleyecektir. Kürtlerin düşmanları Kürtlere muhtaç hale gelmiştir. Bizim örgütsüz, dağınık halimiz düşmanın güç kaynağı olmuştur. Diktatör Erdoğan seçim propagandasında halkı kandırmak için yine meydanlara çıkacak, yalana baş vuracak, “benim Kürt” kardeşim diye vaazlar verecek ve gereğinden fazla zırvalayacaktır. Kürtlerin buna kanmaması gerekir. Cizre, Nusaybin, Sur hatırlanmalı, bombalanan mezarlıklarımız, sokaklarda, bodrumlarda alamadığımız cenazelerimiz, ayaklar altına alınan insanlık onurumuz hatırlanmalıdır. Kürtler kendi güçlerinin farkına varmalıdır, kazanmaya kilitlenmelidir.

YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

HABER | KÜLTÜR-SANAT | KADIN | TOPLUM-YAŞAM | DİZİ | FORUM | DÜNYA | KURDÎ | KIRMANCKÎ | YAZARLAR | POLİTİKART | İLETİŞİM | KUNYE | REKLAM
Telefon:+ 49 6102 367690    Fax: + 49 6102 367696     Bilgi:info@yeniozgurpolitika.org     Haber:haber@yeniozgurpolitika.org
© 2016 Yeni Özgür Politika. All rights reserved.

Yorumlar