Nisan ayının başında Rojava’yı ziyaret eden İngiltere heyeti
izlenim ve hükümete önerilerini içeren raporunu 1 Mayıs’ta açıklayacak.
YPG ve YPJ savaşçılarının DAİŞ’e karşı verdiği mücadeleden gurur
duyduklarını ifade eden heyet üyeleri İngiltere’nin Rojava konusunda
rolünü oynamasını istedi.
EREM KANSOY / LONDRA
Rojava’da temaslarda bulunan İngiltere heyeti kendi hükümetlerini harekete geçirmeye çalışıyor. Heyetin temaslarının sonuçları ve hükümetten beklentilerini içeren raporu 1 Mayıs’ta Parlamento’da açıklaması bekleniyor.
Meclis, siyasi parti ve sendika temsilcilerinden oluşan bir heyet Rojava’ya gitmiş Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu ve demokratik özerk yönetimi ve kurum temsilcileriyle görüşmüş, yaralı YPG ve YPJ savaşçılarını ziyaret etmiş, PYD yetkilileriyle de bir araya gelmişti.
İngiltere İşçi Partisi Başkan Yardımcısı Milletvekili Lloyd Russell Moyle, İngiltere Genel Meclisi Senatörü Lord Maurice Glassman, Uluslararası Sendikalar Bürosu Lideri Simon Dubbins, İngiltere Sendikalar Temsilcisi Ryan Fletcher ve Kürtçeyi Geliştirme Merkezi Müdürü İbrahim Doğuş’tan oluşan heyet Nisan ayı başında Rojava’ya gitmiş; Qamişlo ve Kobanê’de bir dizi temasta bulunmuştu.
Rapor 1 Mayıs’ta açıklanacak
İngiltere’ye dönünce Batı Kürdistan’daki durum, saldırı, tehdit ve Efrîn işgalini İngiltere Parlamentosu gündemine taşıyacağını deklare eden heyet, tamamladığı raporu 1 Mayıs’ta açıklamaya hazırlanıyor. Açıklamanın İngiltere Parlamentosu’nda yapılması planlanıyor.
Moyle: Örnek demokrasi modeli
İngiltere heyeti içerisinde yer alan Milletvekili Lloyd Russell Moyle ve Lord Maurice Glasman Rojava ziyaretlerini gazetemize değerlendirdi. Türkiye’nin çetelerle birlikte Efrîn’i işgal ettiğini hatırlatarak, bu grupların yerli halk için büyük bir tehdit olduğunu vurgulayan Moyle, Kürtlere yönelik tehditlerini sürdüren Türkiye’nin, Kuzey Suriye’de Kürtlerden arınmış, kendi nüfus alanını genişleteceği bir alan yaratmayı amaçladığını belirtti.
Rojava’da DAİŞ ile Türkiye arasında fark görülmediğine işaret eden Milletvekili Moyle, “Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu, bölgede çok etkili, doğrudan demokrasi biçimi oluşturuyor” dedi. Laik ve çok etnikli ve eşitlikçi bir yönetim olduğunu kadınların tüm yerel meclislerin yarısını oluşturduğunu, belediyelerde eşbaşkanlık sistemi olduğunu belirten Moyle, “Hiçbir etnik grubun egemen olmasına izin verilmiyor” diye belirtti.
İngiltere politikası denizde yüzüyor
Suriye savaşının yeni bir aşamaya girdiğini belirten Moyle, “Bu bir oyuna benziyor ve Birleşik Krallık hangi tarafta olduğunu bilmiyor. İngiltere’nin Suriye politikası, Boris Johnson’ın şüpheli kontrolü altında, denizde yüzüyor” ifadelerini kullandı. Britanya’nın Kuzey Suriye’deki barışı müzakere etmek yeterli nüfuza sahip olduğunun altını çizen Moyle, İngiltere’nin Türkiye’yle silah ticaretine de tepki gösterdi.
Uluslararası Ticaret Departmanı’nın Türkiye’yi İngiltere silah satışlarının tanıtımı için öncelikli pazar olarak tanımladığına işaret eden Moyle, “2016’dan bu yana Birleşik Krallık uçak, helikopter, küçük silah ve mühimmatı içeren 213 milyon Euroluk Türkiye’ye lisans vermiştir” bilgisini paylaştı.
İngiltere’nin Türkiye’nin şiddet politikalarını meşrulaştırmaktan vazgeçmesini isteyen Moley son olarak ekledi: “Türkiye’yi teşvikten ziyade değiştirmek için gücünü kullanabilmeli.”
Lord Glassman: Güçlü ve demokratik bir toplum
İşçi Partili Lord Maurice Glassman da Rojava’da oluşturulan sistemden çok etkilendiğini belirterek başladığı konuşmasına şöyle devam etti: “Ortak bir amaca sahip güçlü bir demokratik toplum buldum. Demokratik sistem etkili ve işlevsel. YPJ, kadın tugaylarıyla ve PYD’nin siyasetçi liderleri, Kobanê Belediye Meclisi ile görüştüm ve birçok yerel yöneticiyle tanıştım. Hepsinde kadın ve erkek eşbaşkan vardı.
Avrupa Rojava’yı savunmalı
Türkiye’nin Kobanê’ye yönelik tehditlerinin sürdüğünü, halkın bu yönlü sıkıntıları olduğunu ifade eden Glassman, “Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu, Kobanê Kent Konseyi eşbaşkanları, dışişleri temsilcileri, Süryani, Hıristiyan, Arap topluluklarının liderleri ve diğer birçoklarıyla bir araya geldim. Avrupa’nın Rojava’yı savunmasını istediler” diye belirtti.
Gurur duydum
Kobanê’deki mezarlığı da ziyaret ettiğini ifade eden Glassman, “Efrîn’den gelenlere destek için pek çok aktivite vardı. DAİŞ’i yenen bu halkın başarısıyla gurur duydum” dedi. Dicle nehrinden Rojava’ya geçmenin güzel bir deneyim olduğunu ifade eden Glassman son olarak “Özgür ve demokratik insanlarla birlikte olmaktan mutlu oldum. Duygularım çok güçlüydü ve bu sevinci yolculuk boyunca hissettim” dedi.
YENİ ÖZGÜR POLİTİKA
27 Nisan 2018 Cuma | Dünya
EREM KANSOY / LONDRA
Rojava’da temaslarda bulunan İngiltere heyeti kendi hükümetlerini harekete geçirmeye çalışıyor. Heyetin temaslarının sonuçları ve hükümetten beklentilerini içeren raporu 1 Mayıs’ta Parlamento’da açıklaması bekleniyor.
Meclis, siyasi parti ve sendika temsilcilerinden oluşan bir heyet Rojava’ya gitmiş Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu ve demokratik özerk yönetimi ve kurum temsilcileriyle görüşmüş, yaralı YPG ve YPJ savaşçılarını ziyaret etmiş, PYD yetkilileriyle de bir araya gelmişti.
İngiltere İşçi Partisi Başkan Yardımcısı Milletvekili Lloyd Russell Moyle, İngiltere Genel Meclisi Senatörü Lord Maurice Glassman, Uluslararası Sendikalar Bürosu Lideri Simon Dubbins, İngiltere Sendikalar Temsilcisi Ryan Fletcher ve Kürtçeyi Geliştirme Merkezi Müdürü İbrahim Doğuş’tan oluşan heyet Nisan ayı başında Rojava’ya gitmiş; Qamişlo ve Kobanê’de bir dizi temasta bulunmuştu.
Rapor 1 Mayıs’ta açıklanacak
İngiltere’ye dönünce Batı Kürdistan’daki durum, saldırı, tehdit ve Efrîn işgalini İngiltere Parlamentosu gündemine taşıyacağını deklare eden heyet, tamamladığı raporu 1 Mayıs’ta açıklamaya hazırlanıyor. Açıklamanın İngiltere Parlamentosu’nda yapılması planlanıyor.
Moyle: Örnek demokrasi modeli
İngiltere heyeti içerisinde yer alan Milletvekili Lloyd Russell Moyle ve Lord Maurice Glasman Rojava ziyaretlerini gazetemize değerlendirdi. Türkiye’nin çetelerle birlikte Efrîn’i işgal ettiğini hatırlatarak, bu grupların yerli halk için büyük bir tehdit olduğunu vurgulayan Moyle, Kürtlere yönelik tehditlerini sürdüren Türkiye’nin, Kuzey Suriye’de Kürtlerden arınmış, kendi nüfus alanını genişleteceği bir alan yaratmayı amaçladığını belirtti.
Rojava’da DAİŞ ile Türkiye arasında fark görülmediğine işaret eden Milletvekili Moyle, “Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu, bölgede çok etkili, doğrudan demokrasi biçimi oluşturuyor” dedi. Laik ve çok etnikli ve eşitlikçi bir yönetim olduğunu kadınların tüm yerel meclislerin yarısını oluşturduğunu, belediyelerde eşbaşkanlık sistemi olduğunu belirten Moyle, “Hiçbir etnik grubun egemen olmasına izin verilmiyor” diye belirtti.
İngiltere politikası denizde yüzüyor
Suriye savaşının yeni bir aşamaya girdiğini belirten Moyle, “Bu bir oyuna benziyor ve Birleşik Krallık hangi tarafta olduğunu bilmiyor. İngiltere’nin Suriye politikası, Boris Johnson’ın şüpheli kontrolü altında, denizde yüzüyor” ifadelerini kullandı. Britanya’nın Kuzey Suriye’deki barışı müzakere etmek yeterli nüfuza sahip olduğunun altını çizen Moyle, İngiltere’nin Türkiye’yle silah ticaretine de tepki gösterdi.
Uluslararası Ticaret Departmanı’nın Türkiye’yi İngiltere silah satışlarının tanıtımı için öncelikli pazar olarak tanımladığına işaret eden Moyle, “2016’dan bu yana Birleşik Krallık uçak, helikopter, küçük silah ve mühimmatı içeren 213 milyon Euroluk Türkiye’ye lisans vermiştir” bilgisini paylaştı.
İngiltere’nin Türkiye’nin şiddet politikalarını meşrulaştırmaktan vazgeçmesini isteyen Moley son olarak ekledi: “Türkiye’yi teşvikten ziyade değiştirmek için gücünü kullanabilmeli.”
Lord Glassman: Güçlü ve demokratik bir toplum
İşçi Partili Lord Maurice Glassman da Rojava’da oluşturulan sistemden çok etkilendiğini belirterek başladığı konuşmasına şöyle devam etti: “Ortak bir amaca sahip güçlü bir demokratik toplum buldum. Demokratik sistem etkili ve işlevsel. YPJ, kadın tugaylarıyla ve PYD’nin siyasetçi liderleri, Kobanê Belediye Meclisi ile görüştüm ve birçok yerel yöneticiyle tanıştım. Hepsinde kadın ve erkek eşbaşkan vardı.
Avrupa Rojava’yı savunmalı
Türkiye’nin Kobanê’ye yönelik tehditlerinin sürdüğünü, halkın bu yönlü sıkıntıları olduğunu ifade eden Glassman, “Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu, Kobanê Kent Konseyi eşbaşkanları, dışişleri temsilcileri, Süryani, Hıristiyan, Arap topluluklarının liderleri ve diğer birçoklarıyla bir araya geldim. Avrupa’nın Rojava’yı savunmasını istediler” diye belirtti.
Gurur duydum
Kobanê’deki mezarlığı da ziyaret ettiğini ifade eden Glassman, “Efrîn’den gelenlere destek için pek çok aktivite vardı. DAİŞ’i yenen bu halkın başarısıyla gurur duydum” dedi. Dicle nehrinden Rojava’ya geçmenin güzel bir deneyim olduğunu ifade eden Glassman son olarak “Özgür ve demokratik insanlarla birlikte olmaktan mutlu oldum. Duygularım çok güçlüydü ve bu sevinci yolculuk boyunca hissettim” dedi.
YENİ ÖZGÜR POLİTİKA
HABER |
KÜLTÜR-SANAT |
KADIN |
TOPLUM-YAŞAM |
DİZİ |
FORUM |
DÜNYA |
KURDÎ |
KIRMANCKÎ |
YAZARLAR |
POLİTİKART |
İLETİŞİM |
KUNYE |
REKLAM
Telefon:+ 49 6102 367690 Fax: + 49 6102 367696 Bilgi:info@yeniozgurpolitika.org Haber:haber@yeniozgurpolitika.org
© 2016 Yeni Özgür Politika. All rights reserved.
Telefon:+ 49 6102 367690 Fax: + 49 6102 367696 Bilgi:info@yeniozgurpolitika.org Haber:haber@yeniozgurpolitika.org
© 2016 Yeni Özgür Politika. All rights reserved.
Yorumlar
Yorum Gönder