İsveçli arkeologlar 5. yüzyılda yaşanmış korkunç bir katliamı ortaya çıkardı.
YENİ ÖZGÜR POLİTİKA
28 Nisan 2018 Cumartesi | Kültür-Sanat
İsveç’teki arkeologlar, küçük bir köyün
sakinlerinin evlerinde veya kaçmaya çalışırken sokakta yığılıp kaldığı,
bedenlerinin, güzel mücevherler ve Roma altın sikkeleri dahil hazineleri
ile birlikte düştükleri yerde çürümeye bırakıldığı, 1500 yıldan uzun
süre önce yaşanmış bir katliamın tüyler ürpertici kanıtlarını ortaya
çıkardı.
Guardian Gazetesi’nden Maev Kennedy’in haberine göre İsveç’in güneydoğu kıyılarının açığındaki Öland adası kıyısındaki Sandby Borg’da kaçacak hiçbir yer yoktu. Bir evde kafatası ezilen yaşlı bir adam, açık ocak ateşine düşüp kemiklerine kadar kömürleşmişti. Bir oğlan çocuğu, muhtemelen kaçmaya çalışırken yerde yatan bir bedene takılıp düştüğü yerde ölmüştü.
Kazı alanına öylesine dehşet bir hava hakimdi ki, arkeologlar korkunç gerçekleri ortaya çıkarmaya giderken, yerel sakinler onları alçak taş duvarlar arasındaki yeşil höyükten uzak durmaları gerektiği konusunda uyardı.
Kazı alanının onda birinden azının kazıldığı üç sezon süren kazılardan sonra, bulgularını Antiquity dergisinde yayınlayan ekip, köydeki yaşamın bir felaketle sona erdiğine dair kanıtlar bulduklarına inanıyor.
Ölülerini bile gömmediler
5. yüzyılın ortalarında Sandby Borg, yuvarlak bir hisarın duvarları içine inşa edilmiş müreffeh bir köydü. Saldırıdan sonra bir daha hiç kimse – ne ölüleri gömmeye ne değerli eşyalarını yağmalamaya ne de hayvanlarını almaya – buraya geri gelmedi. Ölüler – tek bir evde dokuz kişi – çatılar üzerlerine çökene dek evlerinin zemininde veya köyün sokaklarına dağılmış olarak düştükleri yerde çürümüş ve hayvanlar ağıllarında açlıktan ölmüştü.
Arkeologlar Roma altın sikkeleri, gümüş yaldızlı mücevherler, gümüş saç tokaları, işlemeli cam kolyeler ve Akdeniz’den deniz kabukları da dahil ortalığa saçılmış hazinelerin arasında, yenen son yemeklerin artıklarını bile buldular: Hala ocakta duran bir balığın yarısı, çöken çatının altında kalmış yemek kapları.
Kazı alanının hazine avcılarının hedefinde olduğu uyarısından sonra kazılara başlayan yerel müzedeki ekipten bir arkeolog olan Ludwig Papmehl-Dufay, katliamın hiçbir yazılı veya sözlü tarihsel anlatımı günümüze ulaşmamış olsa da yerelde tehlikeli bir yer sayıldığına dair birbiriyle tutarlı hikayeler olduğunu söylüyor. “Olayın hatırlandığını ve burasıyla ilgili belki de yüzlerce yıllık sözlü tarihle aktarılan çok katı tabulara neden olduğunu kuvvetle muhtemel görüyorum.”
Çocukların dahi canı bağışlanmamış
Arkeologlar bu yaz kazı alanına geri dönmeyi planlıyorlar ama üç sezonluk kazı onları sayısız kış boyunca meşgul edecek kadar gizem ortaya çıkarmış bile. Bir adamın kafatası içine sokulmuş dört koyun dişi bulmuşlar. Civarda ise küçük bir kola ait olması gereken bir kemik bulmuşlar, çocukların dahi canının bağışlanmadığının bir kanıtı.
Kazı çalışması yapılan üç evde ve ortaya çıkarılan 26 ceset kalıntısında bulunan değerli eşyaların içinde ganimet olarak alınıp adak olarak civardaki bir bataklığa atılmış olabileceğini düşünüyorlar.
Öland İsveç sahili açıklarında Baltık Denizi’nde alçak bir ada ve Roma döneminde müreffehmiş. Oraya buraya dağılmış cesetlerin arasında bulunan Roma altın sikkeleri ve lüks ithal mallar, paralı asker olarak savaşılarak kazanılan ücretleri gösteriyor olabilir. Ada 1000’den fazla taş evin temelleri, binlerce mezarlık ve mezar ve en az 15 yuvarlak hisar dahil zengin bir arkeolojiye sahip. Batı Roma İmparatorluğu’nun çöktüğü ve yerli kabilelerin iktidar için savaştığı sırada, yuvarlak hisarlardan yalnızca Sandby Borg böylesine korkunç bir sonla karşılaşmış görünüyor.
Kalmar ilçe müzesinde kazı alanı ile ilgili küçük bir sergi var ve daha büyük kalıcı bir sergi oluşturmayı umuyorlar. Bu sergi, üzerinde çalışan arkeologların son derece rahatsız edici bulduğu bir hikâye üzerine kurulu olacak. 53 evden yalnızca üçü tam olarak kazılmış ama araştırma çukurları, hikayelerinin anlatılmasını bekleyen daha pek çok cesedin toprak altında yattığını gösteriyor.
KÜLTÜR SERVİSİ
Guardian Gazetesi’nden Maev Kennedy’in haberine göre İsveç’in güneydoğu kıyılarının açığındaki Öland adası kıyısındaki Sandby Borg’da kaçacak hiçbir yer yoktu. Bir evde kafatası ezilen yaşlı bir adam, açık ocak ateşine düşüp kemiklerine kadar kömürleşmişti. Bir oğlan çocuğu, muhtemelen kaçmaya çalışırken yerde yatan bir bedene takılıp düştüğü yerde ölmüştü.
Kazı alanına öylesine dehşet bir hava hakimdi ki, arkeologlar korkunç gerçekleri ortaya çıkarmaya giderken, yerel sakinler onları alçak taş duvarlar arasındaki yeşil höyükten uzak durmaları gerektiği konusunda uyardı.
Kazı alanının onda birinden azının kazıldığı üç sezon süren kazılardan sonra, bulgularını Antiquity dergisinde yayınlayan ekip, köydeki yaşamın bir felaketle sona erdiğine dair kanıtlar bulduklarına inanıyor.
Ölülerini bile gömmediler
5. yüzyılın ortalarında Sandby Borg, yuvarlak bir hisarın duvarları içine inşa edilmiş müreffeh bir köydü. Saldırıdan sonra bir daha hiç kimse – ne ölüleri gömmeye ne değerli eşyalarını yağmalamaya ne de hayvanlarını almaya – buraya geri gelmedi. Ölüler – tek bir evde dokuz kişi – çatılar üzerlerine çökene dek evlerinin zemininde veya köyün sokaklarına dağılmış olarak düştükleri yerde çürümüş ve hayvanlar ağıllarında açlıktan ölmüştü.
Arkeologlar Roma altın sikkeleri, gümüş yaldızlı mücevherler, gümüş saç tokaları, işlemeli cam kolyeler ve Akdeniz’den deniz kabukları da dahil ortalığa saçılmış hazinelerin arasında, yenen son yemeklerin artıklarını bile buldular: Hala ocakta duran bir balığın yarısı, çöken çatının altında kalmış yemek kapları.
Kazı alanının hazine avcılarının hedefinde olduğu uyarısından sonra kazılara başlayan yerel müzedeki ekipten bir arkeolog olan Ludwig Papmehl-Dufay, katliamın hiçbir yazılı veya sözlü tarihsel anlatımı günümüze ulaşmamış olsa da yerelde tehlikeli bir yer sayıldığına dair birbiriyle tutarlı hikayeler olduğunu söylüyor. “Olayın hatırlandığını ve burasıyla ilgili belki de yüzlerce yıllık sözlü tarihle aktarılan çok katı tabulara neden olduğunu kuvvetle muhtemel görüyorum.”
Çocukların dahi canı bağışlanmamış
Arkeologlar bu yaz kazı alanına geri dönmeyi planlıyorlar ama üç sezonluk kazı onları sayısız kış boyunca meşgul edecek kadar gizem ortaya çıkarmış bile. Bir adamın kafatası içine sokulmuş dört koyun dişi bulmuşlar. Civarda ise küçük bir kola ait olması gereken bir kemik bulmuşlar, çocukların dahi canının bağışlanmadığının bir kanıtı.
Kazı çalışması yapılan üç evde ve ortaya çıkarılan 26 ceset kalıntısında bulunan değerli eşyaların içinde ganimet olarak alınıp adak olarak civardaki bir bataklığa atılmış olabileceğini düşünüyorlar.
Öland İsveç sahili açıklarında Baltık Denizi’nde alçak bir ada ve Roma döneminde müreffehmiş. Oraya buraya dağılmış cesetlerin arasında bulunan Roma altın sikkeleri ve lüks ithal mallar, paralı asker olarak savaşılarak kazanılan ücretleri gösteriyor olabilir. Ada 1000’den fazla taş evin temelleri, binlerce mezarlık ve mezar ve en az 15 yuvarlak hisar dahil zengin bir arkeolojiye sahip. Batı Roma İmparatorluğu’nun çöktüğü ve yerli kabilelerin iktidar için savaştığı sırada, yuvarlak hisarlardan yalnızca Sandby Borg böylesine korkunç bir sonla karşılaşmış görünüyor.
Kalmar ilçe müzesinde kazı alanı ile ilgili küçük bir sergi var ve daha büyük kalıcı bir sergi oluşturmayı umuyorlar. Bu sergi, üzerinde çalışan arkeologların son derece rahatsız edici bulduğu bir hikâye üzerine kurulu olacak. 53 evden yalnızca üçü tam olarak kazılmış ama araştırma çukurları, hikayelerinin anlatılmasını bekleyen daha pek çok cesedin toprak altında yattığını gösteriyor.
KÜLTÜR SERVİSİ
YENİ ÖZGÜR POLİTİKA
HABER |
KÜLTÜR-SANAT |
KADIN |
TOPLUM-YAŞAM |
DİZİ |
FORUM |
DÜNYA |
KURDÎ |
KIRMANCKÎ |
YAZARLAR |
POLİTİKART |
İLETİŞİM |
KUNYE |
REKLAM
Telefon:+ 49 6102 367690 Fax: + 49 6102 367696 Bilgi:info@yeniozgurpolitika.org Haber:haber@yeniozgurpolitika.org
© 2016 Yeni Özgür Politika. All rights reserved.
Telefon:+ 49 6102 367690 Fax: + 49 6102 367696 Bilgi:info@yeniozgurpolitika.org Haber:haber@yeniozgurpolitika.org
© 2016 Yeni Özgür Politika. All rights reserved.
Yorumlar
Yorum Gönder