4 Mayıs 1937 Dersim- Hasan SAĞLAM

28 Nisan 2018 Cumartesi | Forum
 
Tarihi hafızası; “bizi bir kamyona doldurdular, tüfekli iki erin nezaretinde” ile büyüyen Cemal – Cemal Süreya- “tarih öncesi köpekler havlıyordu” der ve bütün ömrüne yayılan soykırım ve sürgünün haritasını kalın imgelerle şiire döker.
“Duyarlığım biraz da o çocukluk izlenimleriyle besleniyor belki” diyerek tarihin çocukluğuna düşürdüğü hatıratı acı ile ifşa ediyor.
1930’lu yıllarda hayata başlayan her çocuğun hatıratı, acıdır, kıyımdır, sürgündür.
Cemal bu acının şiire düşen yakasıdır. Acılarına dil değdirmeden, üstünü kader ile örtenler ise diğer yakaya düşüyor.
Babam çocukluğuna kara bir gölge gibi düşen „tertele“nin acı hatırasını; „bir gün patikada izler gördük, kalın, farklı izler. Kurdun kuşun izini bilirdik ama bu yabancıydı, büyüklere sorduk, ‘bunlar askerlerin potin izleridir’ dediler. Belleğimden hiç çıkmaz oğul oğul, o potin izleri“ diyerek anlatırdı.
Onlar; kıyım günlerinde dere kıyılarında gaz, kurşun ve süngü ile tarih boyunca havlayan köpeklerin inkarında parçalananlardır.
Osmanlı, cumhuriyet devletine devrolunurken Dersim ile ilgili kin nefret yenilgi ne varsa zapta geçilmiştir. Yapılan sayısız saldırılardan; “Dersim’e sefer olur ama zafer olmaz” şamarı ile geri dönen Osmanlı yeni devlete bu tenkit ile büyük uyarıda bulunmuştur.
Sözde yedi düvele karşı savaşanlar “Dersim çıbandır temizlenmelidir” deyip 4 Mayıs 1937’de bakanlar kurulu kararı ile resmiyete bağladılar. Cemal’in deyimi tekrarlandıkça çoğalıyor, tarihlerin bütününde köpekler havlıyordu.
Devlet mekanizması kendi meşrebince işler.
Dersim coğrafi olarak sarp dağlardan, derin vadilerden ve uçurumlardan, coşkun ırmaklardan oluşur. Havası sert insanı merttir. Kendine ait inancı kültürü dili ile doğayla bir bütünsellik taşır. Etnik ayrım asla gözetmeksizin coğrafi kimlik Dersim inançsal kimlik Alevilik olmuştur. Burada şunu belirtmek gerekirse Dersimliler kendi ana dillerinde „ma Kirmancîme, naca Kirmanciya, zone ma Kirmonckîyo” derler. 
Bazı aklı fikri karışık Dersimliler veya tatlı su solcuları devlet-i aliyye-i Osman’a ve cumhuriyete toz kondurmayanların „Dersim’e medeniyet getirmek için yapıldı, aşiretler birbirini vuruyordu“ şeklinde çabaları akıl dışıdır. O günün koşullarında Dersim’de kadın baş köşede otururken, hayvanlar ve doğa kutsal iken medeniyet osmanlı da mı cumhuriyette mi vardı? diye sormak gerek.
Elbette bazı sıkıntılar vardı, dünyanın içinde olduğu kaos gözönünde bulundurulursa, her yanı sarılmış ticari ekonomik sorunlar içinde kargaşa olmuştur. Ancak buna rağmen soykırım kararı meşru olabilir mi? Hangi devlet hangi komutan hangi medeniyet bir başka zümreye inanca topluluğa ırka bunu yapma hakkına sahip olabilir ki?
4 Mayıs 1937, Mustafa Kemal’den İsmet İnönü’ye, Celal Bayar’dan Abdullah Alpdoğan’a kadar net bakanlar kurulu kararıdır.
80 yılı geçen bu karar hala ciğerlerimizi bıçaklıyor. İnsanlık suçunun işlendiği aşikardır. Her düzeyde yargıya açıktır. Dünya kendisi ile yüzleşirken hala bu kıyımın bir kılıfa sokulmaya çalışılması ayıptır, zulümdür.
Dersim soykırımını gerekçelendiren hiçbir şey yoktur. Irkçı ulumalar, dinci ulemalar buna kılıf uyduruyor. Bugün Efrîn saldırısını Dersim özgülünde görmek mümkündür. O zulüm tarihi devam ediyor.
“Tarih boyunca köpekler havlıyordu.”

YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

HABER | KÜLTÜR-SANAT | KADIN | TOPLUM-YAŞAM | DİZİ | FORUM | DÜNYA | KURDÎ | KIRMANCKÎ | YAZARLAR | POLİTİKART | İLETİŞİM | KUNYE | REKLAM
Telefon:+ 49 6102 367690    Fax: + 49 6102 367696     Bilgi:info@yeniozgurpolitika.org     Haber:haber@yeniozgurpolitika.org
© 2016 Yeni Özgür Politika. All rights reserved.

Yorumlar